Yolda Yürümek ya da Yılgınlık
“İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de aynıdır” sözü geçerliliğini kaybetmiştir artık.Yolda her daim yürümek, ya da yılgınlık kıskacında yokolmaktadır kimi hayatlar.
Ahmet, alfabesinde yanlış söze yer olmayan, on sekizinde bir delikanlı.Hayat, onun için sadece doğru sözlerin yazılması gereken boş bir defter misali.Öylesine çiziktirilen beyaz yapraklar yığını değil yani.
Babasından öğrenmiş herşeyi.Babası, yeri gelmiş iki arkadaş gibi konuşmuş onunla, yeri gelmiş baba – oğul gibi.Ama hiç yalan söylememiş babası ona, hiç de geri durmamış, buz kesen ayazlarda yalınayak yolda yürümekten.
Ahmet çok sever babasını,küçüklüğünden beri, hep onu örnek almıştır.Babası avukattır onun, mesleğini severek yapmaktadır.Avukatlığı severek yapmaktadır, doğruyu, doğru olanı savunabilmektedir çünkü.
Ahmet, nerede bir yanlış görse babasına anlatır,onun düşüncelerini öğrenmek ister.Babası da artık oğlunun, bazı şeyleri yaşayarak öğrenmesi gerektiğinin farkındadır.Bu yüzden de, onunla eskisi kadar beraber olmamaktadır.Çok kitap okumaktadır Ahmet, hem de öğrendiği doğruları arkadaşlarına anlatmaktadır.Babası, Ahmet’i de götürdüğü bir arkadaş ziyaretinde böyle yapılması gerektiğini söylemiştir çünkü.Ahmet’in duyduğu o sözler, daha dün söylenmiş gibi hafızasında canlanmıştır birden.
“Arkadaşlar, bize düşen öğrendiğimiz doğruları önce yakınlarımıza anlatmaktır.İyi olanı tavsiye etmek, kötü olandan da alıkoymaktır gücümüzün yettiği, dilimizin döndüğünce.Nerede bir yanlış görsek, o yanlışın ortadan kalkması uğrunda çaba harcamaktır.”
İşte o yüzden, o günden beri Ahmet, babasının bu sözlerini kulağına küpe etmiştir.Hiç yılmadan, yorulmadan arkadaşları arasında doğru olanı yüceltme çabasındadır.Artık hep arkadaşlarıyla beraberdir Ahmet, babasıyla hiç görüşememektedir, kendisiyle yüzleşmektedir, babasının rafa kaldırdığı! doğruları kendine yoldaş bilip, kıyasıya mücadele etmektedir hayatla.
Ahmet ve arkadaşları bir dernek bile kurmuşlardır. “Doğruluğu Yüceltme Derneği “ koymuşlardır adını.Babasının ise görüş(e)mediği sadece oğlu değildir.Eskiden, doğruluğu beraberce yüceltip, yanlış olanı da yine beraberce düzelttikleri arkadaşlarından çok farklı yerlerdedir şimdi...
Ahmet, çok önemli bir davete katılmak için hazırlık yapan babasına yaklaşır ve der ki:
- Babacığım!Arkadaşlarla Doğruluğu Yüceltme Derneği adına para topluyoruz, sen de yardım etmek ister misin?
Babası, şaşkın bir ifadeyle, bunun ne yardımı olduğu sorunca, Ahmet de cevap verir:
- Zor durumda olan arkadaşlarımıza yardım etmek için topluyoruz bu paraları baba!
- Sen, hep demez miydin, komşumuz açken, bizim ona yardım etmemiz gerekir diye.
- Sen ki, demez miydin, yaşadığımız hayat sadece ama sadece çalışma yeridir diye.
- Sahi baba, sen demez miydin, doğruluk için çaba harcarken, zorluklara göğüs germek gerekir.Önemli olan sonuca ulaşmak değil, doğruluk yolunda olmaktır diye.
Ahmet’in babası, bu sözlere, hiçbir cevap verememiştir.Başını önüne eğmiş ve düşüncelere dalmıştır.
Yedisindeyken Ahmet’ine doğruluğun yüceltilmesi gerektiğini her daim öğütleyen baba, şimdilerde ise neredeyse düzeltilmesi gereken bir yanlış olmuştur.