Yine Kritik Günler Geliyor
Irak bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani (ki Mesut Barzani’nin yeğeni olur) dün beklenmedik bir açıklama yaptı. Reuters ajansına yaptığı açıklamasında özellikle ''Kerkük'te iktidar paylaşımına hazır oldukları ve referandumun dışında çözüm önerilerine de açık olduklarını ” belirttiği kısımlar oldukça dikkat çekti. Barzani ayrıca ,Birleşmiş Milletler'den teknik destek istediklerini de vurguladı. Kuzey Iraklı Kürtler daha önce, Kerkük'ün bir Kürt kenti olduğunu savunuyor ve kentin yönetimini istiyorlardı. Bu açıklama bölgeyle ilgili olarak yeni ne ifade ediyor? İsterseniz bir fikir jimnastiği yapalım.
ABD’nin Irak’ı işgaliyle bölgedeki K.Irak Kürt yönetimi yıllardan beri bekledikleri amaca çok yakınlaşmış olduklarını hissetti. Hem Barzani hem de Talabani taraftarları ABD,İngiltere ve İsrail’i yanında görmenin verdiği cesaret ve petrolden alacakları hisseyi de düşünerek hayalini kurdukları bağımsız bir Kürt devletini çok kolayca kurabileceklerini inanmışlardı.ABD işgalinin devam ettiği bu süreçte savaş maliyetlerinin sürekli artması,bir türlü bölgeye hakim olamaması ve İngiltere,Avustralya,İtalya,Japonya gibi ülkelerin askerlerinin kısmen yada tamamen çekilmesinin ardından ABD hem yalnız kalmış hem de Irak’ta tam anlamıyla çuvalladığını görmüş oldu.ABD bu konuda artık strateji değiştirmenin daha uygun olduğunu düşünerek işgalden beri Türkiye’ye gösterdiği soğuk tavrı değiştirmek zorunda kaldı.Yani ABD bölgede en önemli 2 güç olan Türkiye ve İran’sız bir şey yapılamayacağını gördü.İran’ı yanına alamayacağına göre Türkiye’yi yanına almak en mantıklısıydı.5 Kasım’da ABD’de yapılan Bush-Erdoğan görüşmesinde de bu tavır değişikliği sonucu PKK’nın bitirilmesi kararı alınmış oldu.Bu durumu tabiî ki Bölgesel Kürt Yönetimi de gördü.Talabani bölgeden ABD çekildikten sonra baş başa kalacağını düşündüğü İran ve Türkiye ile önemli görüşmelerde bulundu.Barzani DTP yetkililerine randevu vermeyerek Ankara’ya sıcak mesajlar verdi.Son olarak tam Fransa Dışişleri Bakanı’nın ziyareti sonrası Neçirvan Barzani’nin yaptığı açıklamalar bölgede yaşanacak değişimlerin önemli bir habercisi oldu.Peki bu açıklamalar samimi midir?Yoksa ABD’nin Türkiye’ye çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde ilişkileri zora sokmamak adına Türkiye’yi ürkütmeme stratejisi midir?
Son duyumlara göre ABD’nin 1 ay içerisinde İran’a saldıracağı haberleri bölgeyi diken üstüne getirdi.ABD’deki İsrail lobisi bu yıl yapılacak seçimlerde Cumhuriyetçi Mc Cain’in kazanamama ihtimalini düşünerek 1 ay içerisinde İran’a bir saldırının yapılmasını istediği belirtilmekte.Böyle bir saldırı yapılırsa ABD’nin Türkiye’den çok stratejik talepleri olacağı biliniyor.Bu esnada Türkiye’yi üzmemek gerektiğini heralde Kürt yönetimi de bilmekte.
Konuya bizim açımızdan bakıldığında İran’a yapılacak bir saldırı ülkemizi her yönden büyük oranda etkiler.ABD’nin taleplerini yerine getirsek de getirmesek de bize pahalıya patlayan sonuçlar olabilir. Her 2 ihtimalde de olası bir savaşta petrol fiyatlarının nereye gideceğini kimse tahmin bile edemez. Ayrıca turizm gelirlerinin azalması, yabancı yatırım ve sermaye girişinin azalması hatta var olan paranın kaçması gibi ihtimaller mevcut.Bunlar da ekonomik yönden ülkemizi büyük sıkıntıya sokar.
ABD’nin İran’a yapacağı muhtemel saldırıda nasıl bir tavır göstermeliyiz? İhtimalleri detaylı olarak değerlendirelim.
1. ABD’nin isteklerini yerine getirirsek İran ile bir savaşa girme olasılığı doğabilir.Hem askerlerimiz hem de halkımızı çok önemli tehlikeler bekleyebilir.İran gibi gözü kara bir devlet kendisine yapılan bir saldırıda köşeye sıkışmış bir kedi misali kimi tırmaladığına bakmadan sağına soluna zarar verecektir.Ayrıca Ortadoğu’da kazanmış olduğumuz siyasi güç komşu ülkeye yapılan saldırıya destek olduğumuz için azalabilir.Peki bu ihtimalde kazanacağımız bir artı varmı?Bence yok.
2. ABD’nin isteklerini yerine getirmediğimizi varsaydığımızda ise savaştan etkilenir ancak yüzyıllardır sınır problemi yaşamadığımız bir komşu ülkeye yapılan saldırıya destek vermediğimiz için aynı Irak teskeresinde olduğu gibi bölgede siyasi olarak güç kazanabiliriz.Ayrıca ABD’nin İran’a yapacağı bir saldırıda ABD’nin kendi çöküşünü başlatacağını düşündüğüm için kaybeden tarafta yer almamamız daha olumlu olacaktır.
Türkiye’nin tüm olasılıkları göz önüne alarak seçimini yapması gerekmektedir.Türkiye’nin vereceği bu kararı etkilemek için iç politikada yaşanacak gelişmelere de dikkat etmesi gerekmekte.
GAP Projesi Tekrar Canlanıyor.
Daha önceki yazılarımda belirttiğim üzere GAP projesinin canlandırılması hem tarım sektörümüz açısından hem de bölgenin sorunlarını çözme potansiyeli olması açısından çok önemliydi.Hükümetin geçen hafta durmuş olan GAP Projesini tekrar hayata geçirme planı çok önemli bir gelişme.Umarım yılmadan bu proje devam ettirilir.
Selamlar
#