Korsanlar İş Başında
ABD’nin 20 Ocak’ta görevi devralacak yeni başkanı Obama’yı tartışırken bir önceki yazımda “Belki de ABD Derin Devleti’nin projesi Obama üzerinden de gerçekleşebilir.” demiştim. Sanırım Obama’ya yeni dönemde atalarının geldiği bölgelere saldırma hazzını (!)da yaşatabilirler.
Son günlerde artarak devam eden Somali açıklarında gemi kaçırma olayları ilginç bir hal almaya başladı. Bu olayların niye olduğunu, nasıl olduğunu ve kimler tarafından yapıldığını tam anlamıyla bilindiğine inanmıyorum. Gemi korsanları denilince aklımıza çocukluk yıllarında hikaye ve tarih kitaplarında okuduğumuz yada filmlerde gördüğümüz bir gözü kapalı,diğer elinde kılıç haydut tipler aklımıza gelir.Bu korsanlar ise belirtildiğine göre Somali’li eli tüfekli insanlar.3 tane ana gemileri olduğu ve küçük botlarla gemilere yanaşıp bir şekilde gemi personelini etkisiz hale getirip gemiyi kendi limanlarına çektikleri bilinmekte.Sonra da fidye pazarlığına giriyorlar.Gemi sahipleri de personelin hayatını riske atmamak adına yada sigortayı bozmamak adına korsanlarla pazarlığa girip para karşılığı gemilerini kurtarmaya çalışıyor.Dıştan bakıldığında görünen olay bu.Ama bu olaylara bir de ters açıyla bakalım.
Gemi kaçırma olaylarının Dünya denizlerinde hep var olduğu bilinir. Gemi kaçırma olaylarının genelde dar kanal geçişleri ya da körfez bölgelerinde daha çok yaşandığı belirtilmekte. Özellikle Orta Amerika, Uzak Doğu Ülkeleri bu yünüyle riskli bölgeler olarak bahsedilir.Ancak bu yıl başında Somali açıklarında başlayan ve son 2 haftada 8’i bulan gemi kaçırma olayları ciddi bir boyut almış oldu.Birleşmiş Milletler verilerine göre 2008 yılı o bölgede kaçırılan gemi sayısı 65’i buldu.Bu kaçırılan gemilerin içinde maalesef 2 Türk gemisinin de olması bizler açısından üzücü.Kaçırılan gemilerle şuan hala pazarlık yapıldığı ve mürettebatın sağlık durumlarının iyi olduğu bilgisi alındı.Ancak yine de esir tutulan vatandaşlarımız hakkında endişelenmemek mümkün değil.Hem gemi sahibi için hem de gemi personelinin yakınları için zor günler. Bu arada bölgede Gökova adlı Türk savaş gemisi bulunuyor. Gemimiz umarım hem bölgede gerekli istihbaratı toplar hem de korsan eylemlere gerekli cevabı verir.
Olayların ilginç noktası ise şu: Bölgede açık açık korsanlık olayları bilinmesine ve NATO savaş gemilerinin Aden Körfezi ve Somali açıklarına yönlendirilmiş olmasına rağmen hala gemi kaçırma olaylarının devam etmesi. Düşünebiliyor musunuz? Elinde 2-3 kalaşnikof olan küçük tekneli korsanları koca NATO savaş gemileri durduramıyor. Ardından kaçırılan gemileri de her ne hikmetse bulamıyor. Bu korsanlar herhalde koca gemilerin üzerine branda çekip garaja çekiyor desek neyse.
Kaçırılan gemimizin kaptanıyla iletişim kurulduğunda kaptanımız;45 dk uzaklıkta NATO gemilerinin bulunduğunu ancak herhangi bir müdahale de bulunmadıklarını belirtmiş. Güya biz NATO’ya üyeyiz. Onlarda uluslar arası terörizmi önlemeye çalışıyor.(!) Bu arada dün bölgeye giden bir Hindistan savaş gemisi korsan teknelerinden birini etkisiz hale getirdiğini duyurdu. Bu haber bize demek ki istendiğinde oluyormuş dedirtti. Peki bölgede bulunan ABD 5.Filosu ve 3 NATO gemisi Hindistan’ın yapabildiği şeyi neden yapamıyor dersiniz?
Bütün bunlar o bölgede yaşananlara bariz bir göz yummanın olduğunu gösteriyor. Konuyu açarsak; ABD, Irak ve Afganistan bataklığından sonra hatalarından ders çıkaracağına daha da açgözlü olmaya devam ediyor. ABD’nin Somali’de 90 ‘lı yıllarda yaptığı müdahale herhalde yetmemiş olmalı ki yine o ülkede ve dolayısıyla Doğu Afrika bölgesinde yeni bir işgal planı yaptığı anlaşılıyor. Bu görüşü destekleyenler,ABD’nin bölgeye müdahale etme bahanesi için korsanları bilerek bu işi yapmaya teşvik ettiğini yada göz yumduğunu belirtiyor.Teze göre, bölgeyi istikrara kavuşturma yolunun Somali’ye yeni bir müdahale gerektiğini öne sürerek Doğu Afrika’nın kontrolünü ele geçirme olduğunu belirtiyorlar.Peki Somali ve Aden Körfezi neden bu kadar önemli hale geldi?Sorunun cevabı yine ABD’nin Ortadoğu üzerindeki planlarında gizli.Bahsettiğimiz bölge Kızıldeniz’e ve Hint Okyanusu geçiş güzergahına yakın olması yanında Hürmüz boğazına yakın olmasıyla stratejik bir öneme sahip.İran’ın “Hürmüz boğazını kapatırım” tehditlerinin yoğun olduğu bir dönemde ABD’nin bu bölgeye ilgisinin nedeni gayet mantıklı.
ABD, ekonomik kriz, Irak ve Afganistan sorunlarıyla boğuşmayı az görmüş yada bu krizlerden çıkış noktası olarak yeni işgalleri gerek görüyorsa büyük yanılgı içine girer.
Bu demek oluyor ki Obama ABD’nin ilk siyah başkanı olması yanında başka ilklere de imza atacak gibi görünüyor. Mesela ABD’yi ilk defa 40 cent’e muhtaç bırakan başkan olarak anılırsa şaşmayın.
Selamlar
Fatih KAYHAN