Yusuf Talha Yusuf Talha Buz

İnsan Hakları ve Batı’nın İkiyüzlülüğü

Kendi insanı için genellikle en iyisini, en güzelini isteyen Batı ülkeleri; söz konusu özellikle de İslam coğrafyası olduğunda tüm değerlerini unutmakta, tüm evrensel hakları çiğnemektedir. Hatta kendi insanlarının, sözde medeniyetinin devamı için dünyanın geri kalan ülkelerini sömürmekte, kendilerinden olmayan tüm milletleri köleleştirmek için her türlü melaneti yapmaktadır.

10 Aralık 1948’de yayımlanan “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” şu cümlelerle başlar:

*İnsanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu,

*İnsan haklarını göz ardı etmenin ve hor görmenin, insanlığın vicdanında infial uyandıran barbarca eylemlere yol açtığını ve insanların korku ve yoksunluktan kurtulması, konuşma ve inanma özgürlüğüne sahip olacağı bir dünyanın ortaya çıkmasının sıradan insanların en yüksek özlemi olarak ilan edilmiş bulunduğunu, insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için, insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunmasının önemli olduğunu…

diye devam eder.

Arkasından bir insanın doğuştan getirdiği haklar ve bu haklar karşısında yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler sıralanır.

Birinci madde şöyledir:
Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.

İkinci maddede de, “Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu Bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir.” dedikten sonra insanlar arasında hiçbir ayrım yapılamayacağını da ekler.

Üçüncü maddede ise, “Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır.” diyerek yaratılıştan getirdiği özelliklerle birlikte en temel hakkın yaşama hakkı olduğu vurgulanır.

Ancak kâğıt üstünde çok güzel duran, kulağa hoş gelen bu gösterişli cümleler, uygulamaya geçtiğinde hiçbir zaman tüm insanlığı kapsamamıştır.

Zarfı hoş, mazrufu yani içi boş Batı zihniyetinin ikiyüzlü uygulamalarını söz konusu insan olduğunda da fazlasıyla görmek mümkün olmaktadır.

Kendi insanı için genellikle en iyisini, en güzelini isteyen Batı ülkeleri; söz konusu özellikle de İslam coğrafyası olduğunda tüm değerlerini unutmakta, tüm evrensel hakları çiğnemektedir. Hatta kendi insanlarının, sözde medeniyetinin devamı için dünyanın geri kalan ülkelerini sömürmekte, kendilerinden olmayan tüm milletleri köleleştirmek için her türlü melaneti yapmaktadır.

Afrika’da yüzlerce yıldır kurdukları ve hâlâ devam ettirdikleri utanç verici sömürü düzeni herkesin malumudur. Dünyanın en zengin coğrafyası Afrika’nın elması, altını, gümüşü vb. tüm zenginliklerini sömürmekle kalmayıp 7’den 77’ye Afrika insanını, yerli işbirlikçileriyle bir olup köle olarak kullanmakta, en ufak bir başkaldırıda en vahşi yöntemlerle insanlara zulmetmekte, yaşam haklarını ellerinden almaktadır. İnsanların dil, din, siyasal özgürlüklerini geçtik de en temel hakkı olan yaşama hakkını bile gözünü kırpmadan alan barbar bir Batı uygarlığından bahsediyoruz. En zengin coğrafyanın açlıktan öldürülen, yoksulluk pençesinde kıvrandırılan insanları yaşamaktadır Afrika’da…

Çok uzak tarihlere ve uzak coğrafyalara gitmeye gerek yok. Ülkemizin dört bir yanındaki İslam ülkelerinde yaşanan zulümlerin, vahşetlerin, akan kanların, dökülen gözyaşlarının tamamı Batı medeniyeti denen tek dişi kalmış canavarların eseridir.

“İnsan hakları” deyince mangalda kül bırakmayan, bize insan hakları dersi vermeye kalkan Batı’nın biz Müslümanlardan ve İslam coğrafyasından öğreneceği çok şey var da onlarda ne öğrenmeye niyet var ne de bizim değerlerimizi idrak edecek kabiliyet var.

Bizim için insan eşrefi mahlûkattır; insan, yaratılmış olanların en şereflisidir. Bir insan hakları beyannamesi görmek isteyen, Peygamber Efendimiz’in (sav) “Veda Hutbesi”ne bakmalıdır!..

İnsana nasıl davranılmayacağını, insan haklarının nasıl çiğnenip ikiyüzlü bir insan hakları tanımlamasının yapılabileceğini görmek isteyenler de Batı toplumlarına bakmalıdır!..

Daha yakın zamanda Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Libya’da “Özgürlük getireceğiz!..” safsatasıyla, yalanıyla, propagandasıyla milyonlarca Müslüman’ın nasıl katledildiğini, yüz binlerce kadına nasıl tecavüz edilip insan onuruyla hiçbir şekilde bağdaşmayan işkenceler edildiğini hepimiz gördük.

Şimdi de Filistin’de, Gazze’de, Kudüs’te; tüm savaş hukukunun, insan haklarının çiğnendiğini, canlı yayında katliamlar yapıldığını, insanın en temel hakkı olan yaşama hakkının söz konu Müslümanlar olduğunda Batı için zerre anlam ifade etmediğini tüm dünyaya gösterdiler, gösteriyorlar!..

Filistin toprakları işgal edilerek, çalınarak, gasp edilerek kurulmuş olan bir gecekondu devleti, katil ve terörist bir devlet olan İsrail’in, bir avuç Gazze’de uyguladığı vahşete, katliamlara, savaş suçlarına Batı ülkelerinin hiç sesini çıkarmadığı gibi, sesini çıkarmaya çalışanları da nasıl sindirdiğini tüm dünya görüyor. Hatta kati İsrail’in daha fazla soykırım işlemesi için teknoloji, para, asker vb. desteklerin artırıldığını görüyoruz.

İnsanlığını çoktan kaybetmiş bu Batı ülkelerinin olduğu bir yerde ve zamanda insan haklarını konuşmak, insanlığın barışından ve huzurundan bahsetmek çok lükstür.

İnsanın en temel hakkı olan yaşama hakkına zerre saygı duymayan, kendilerinden olmayan diğer tüm insanların şerefini, onurunu, haysiyetini hiçbir kural tanımadan ihlal eden Batı’nın ve gayrı meşru çocuğu olan İsrail’in anlayabileceği tek dil vardır, o da güçtür.

Onlara insanlığı, medeniyeti öğretebilmek ve dünyaya barış ve huzuru getirebilmek için, dünyadaki mazlumları bu zalimlerden koruyabilmek için tek yol vardır, o da her zaman onlardan daha güçlü olmaktır. Bunun için de hepimiz daha çok çalışmalı, daha çok gayret etmeli ve önce ülkemizin, sonra tüm insanlığın huzuru, mutluluğu için gayret etmeliyiz.

İnsanlığın ve mazlumların bize ihtiyacı var!..

#insan-insanhaklari-filistin-gazze-kudus-mescidiaksa-bati-teroristisrail-katilabd-ikiyuzlubati

YAZARIN SON YAZILARI

Adamlık Üzerine

Adamlık Üzerine

Adam olamayanlar, adam olamamalarının hıncını "adam" kelimesinden çıkarıyorlar. Adamlık makamına çıkamadıkları için adamlık kelimesini lügatten, kitaptan, hayattan çıkarmaya azmediyorlar. Bir insan, adam kelimesinden nasıl bu kadar rahatsız olur? "Adam" kelimesini açıp TDK'den anlamına bir kez bile bakmamışlar sanırım. Sözlükteki ilk anlamı "insan"dır. Yani "adam olmak" öncelikle "insan olmak"tır. İnsandan sonra "erkek kişi" anlamına gelir.
28 ŞUBAT’TAN 15 TEMMUZ’A GİDEN YOL

28 ŞUBAT’TAN 15 TEMMUZ’A GİDEN YOL

28 Şubat-Fethullah Gülen-FETÖ Örgütü Zamanla kimin ne olduğu da ne olmadığı da ortaya çıkmış; ak koyun da kara koyun da belli olmuştur. HİZMET’in nasıl HEZİMET’e dönüştüğü ayan beyan ortaya çıktı. HİMMETİ bu ülke insanından alıp HİZMETİ terör devleti İsrail’e ve anavatanları ABD’ye yapanları ve bu millete, devlete, ümmete darbe yapmaya kalkışanları bu millet artık lanetle anacaktır.
Öğretmenlik, Eğitim, Çocuk ve Aile

Öğretmenlik, Eğitim, Çocuk ve Aile

Eğitimde okul-aile-öğretmen koordinasyonu iyi sağlanmalı, aileler çocuklarını "Sütten çıkmış ak kaşık." olarak görmemelidir. Çocuklarıyla daha iyi iletişim hâlinde olmalı, bir sorun olduğunda öğretmeni, eğitim kurumunu suçlamamalı; öğrencideki sıkıntıları gidermeye çalışmalıdır. Aile, kendi sorumluluklarını öğretmene, eğitim kurumuna yıkarak istediği sonucu elde edemez. Hiçbir öğretmen, anne ve babanın; hiçbir eğitim kurumu aile kurumunun yerini tutamaz.
İhanet ve Hain

İhanet ve Hain

İhanet denilince tek bir ihanet, hain denilince tek bir hainlik yoktur. İhanetin ve hainin envai çeşidi vardır.
ERKEKLEŞEN KADINLAR VE KADINLAŞAN ERKEKLER

ERKEKLEŞEN KADINLAR VE KADINLAŞAN ERKEKLER

Sokaklarda, caddelerde kadına benzemeyen kadınlar, erkeğe benzemeyen erkekler kol geziyor. Kadınlar, hâl ve hareketleriyle, söylemleriyle gittikçe erkekleşiyor. Erkekler ise aynı şekilde hâl ve hareketleriyle, söylemleriyle gittikçe kadınlaşıyor. Korkarım ki yakın zamanda bu iki karşı cins, birbirine benzeye benzeye birbirinden farksız olacak ve orta noktada buluşacak. "Kadın, erkeğin yaptığı her şeyi yapabilir.’’ diye diye kadın fıtratından, nezaketinden, zarafetinden, nahifliğinden, uzaklaşmış ucube erkeğimsiler ortaya çıkardılar. "Erkek; centilmen olur, kılsız olur, tüysüz olur." vb. diye diye erliğinden, heybetinden, liderlik özelliğinden soyutlanmış, uzaklaşmış ucube kadınımsılar ortaya çıkardılar.
DİLİM SENİ DİLİM DİLİM DİLEYİM

DİLİM SENİ DİLİM DİLİM DİLEYİM

Hayatı boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamak için bir "Haçlı Birliği" oluşturmaya çalışan, tam bir İslam düşmanı olan İngiliz Gladstone, “Türklerin elinden Kur’ân-ı Kerim’i almadıkça onları yenemeyiz.” demişti. Onlar, bunu kendileri başaramadı ama yerli işbirlikçileri bu yolda çok büyük mesafeler kat ettiler.

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs