Sonsuz Kere Şükür
“Bir asılsız fırtına gibi kopuyor ruhumda dünya. Ne yana dönsem kendime çarpıyorum. Öyle ki tüm yanlışlar evirilip çevrilip doluşuyor burun deliklerimden beynime doğru sanki ve öylece bakmakla yetiniyorum. Eğer bi şey yapmazsam bununla ilgili dünya beni işgal etmeye başlayacak hunharca.” dedi etrafa uzun uzun bakarken genç adam.
“Ne olmuştu da bu cümleleri kurmuştu.” demeyeceğim. Tam aksine onun için sevineceğim. Zira Hakk’ın nuru o koca boşluğu fark etmekle başlıyor sanırım. O’nun bizi çağırması lütfuyla yani.
Sonra öyle bir şey hissediyorsun ki dünya ayaklarının altına seriliyor sanki. Zaman, insan, nasip, ilham, mükafat, imtihan… Alıp başını gidiyor zihnin ve kalbin O’nun sonsuz ilmi ve hikmeti karşısında. Korkuların, açlıkların, hayal kırıklıkların… Ne varsa hepsi yerli yerine oturuyor. Evren sınırsız nizamını sana göstermeye başlıyor usulca.
Ve diyorsun ki; Allah’ım sonsuz kere şükürler olsun Sana.
Sonra O senin tutan elin, yürüyen ayağın, işiten kulağın ve gören gözün oluyor.
Ve aşk ile bir daha diyorsun ki; Allah’ım sonsuz kere şükürler olsun Sana.
Sana olan sevgisini bu kadar aşikar eden O Rab karşısında elin ayağına dolaşıyor ve hakkını verebilmek derdiyle yana yakıla yollar yöntemler aramaya koyuluyorsun. İşin en müthiş tarafı ise bu imkanları sana gönderen yine O oluyor. Değil mi ki O bizim azabından merhametine sığındığımızdır tabii ki de bize tüm imkanları da gönderecek olan yine O’dur.
Biz cevabını elest bezminden bu yana bildiğimiz bir sorunun içindeyiz. Ortada duran cevabı kendine kör gözlerle göremeyen bizlere usulca sonsuz ilminden verene sonsuz kere şükürler olsun.
Allah’a emanet.
#sukur #elestbezmi #cevap