Kutlu bi sebep
Küçülmelisin… Küçülmelisin… Küçülmelisin…
Öylesine küçülmelisin ki artık küçülemeyecek o parçanı görene kadar tüm dünyalık katmanlarından sıyrılmalısın. Kuyunun en dibinde son dünyalık çareni dahi yitirene artık gidecek hiçbir yerin kalmayana dek küçülmelisin. En aşağılık ve en aciz yönlerini görene kendinin tek bir zerresini dahi taşımaya takatin kalmayana kadar küçülmelisin.
Zira küçüksün… Küçücüksün…
Alıp dünyayı sırtlayabilecek olsan bile yine de kürre-i arzın karşısındaki bi zerreden dahi küçüksün.
O kadar ki küçüksün.
Anla bunu artık. Anla ve tüm hücrelerinle tüm ruh tanelerinle idrak et. Sana diyoruz anla bunu artık lütfen. Anlamalısın.
Niye mi?
Çünkü sen zerre önem arz etmediği halde eşi benzeri olmayansın. Sen Rabbinin biricik kulusun. Eşsizliğin kulluğundan. Özgürlüğün Rabbinden başkasına kul olamayacağından.
Bırak artık kullara ve onların yapılarına kölelik etmeyi ve artık aldığın nefeslerin hakkını vermeye başla.
Önündeki sınav kağıdının artık gerçekten farkında olduğunu görebiliyoruz elbet. Zanneder misin ki biz sana yabancıyız? Hayır, hayır asla. Biz seni senden dahi daha iyi bilenleriz.
Seni aldık tepetaklak ettik doğrudur. Kırdık, yıktık, yaktık… Hatta öyle ki durmadık molozlarını temizlemene izin vermeden bi daha bi daha paramparça ettik kurmaya yeltendiğin her yeni yapıyı. Sen yaptın biz bi daha bozduk. Sen topladın biz bi daha darmadağınık ettik. Elinde ne kaldı?
Hiç…
Koca bi hiç…
Niye mi?
Senin yaptıklarını beğenmedik çünkü. Senin için başka planlarımız var.
Onca uğraş niye miydi?
Iıııı bi düşünelim. Mızmızın tekiydin çünkü. Kendini bulunmaz Hint kumaşı sanmışlığın da hiç az değildi bide. Riyakardın ve farkında değildin. Bi anlam yüklemeye gör bi dünyalığa suyunu çıkarıyordun. Zulümkarın tekiydin işin yanisi.
İyi oldu sana. Oh canımıza değsin işte.
Biz seni aldık tepetaklak ettik doğrudur. Ama bi baksana ya şöyle bi alıcı gözüyle büyük resme. Bak bak iyice bak. Ne işe yarıyordu senin o kokuşmuş yalanların, kifayetsiz savunmaların, dertsiz davaların…
Kabul et çok daha iyisini yapabilirsin. Hem de öyle böyle değil ha çok daha iyisi. Sen bu kadarcık değilsin çünkü. Kimse zannettiği kadar değil. Dünya yekununun farkında olmayanlarla dolu. Biz bundan razı değiliz.
Bu yüzden vazgeç artık sağa, sola, arkaya bakmaktan. Yönünü kıbleden yana dön ve önüne bak. Yönünü bizden yana dön ve ayeti idrak et.
“…Onlardan korkmayın, benden korkun…”
İdrak et. İdrak et ve ruhunda bi kıble ayeti can bulsun senin de. Fıtratında olanı arkanda bırakanlardan olma. Lütfen.
Ara. Şifa ara tüm kalbinle. Herkesi ve her şeyi olması gereken yerde olması gerektiği kadar tutabilmek için, danışıklı dövüşlerinden kurtulabilmek için, kusurlu halinle barışabilmek için, yönünü yalnızca kıbleden yana dönebilmek için yollar ara.
Sen ara biz senin yollarına çıkan dikenlerden güller devşireceğiz, kurumuş göllerini okyanuslara çevireceğiz, alıp yıkıntılarından sinelere şifa diller derleyeceğiz ve sineni öylesine genişleteceğiz ki her an şükür üzere olanlardan olman gerekecek. Öylesi muhteşem bi hal yani.
Maksadımızın özü senin istikamet üzere kalmanı istememizdir. İstikamet üzere kalmalısın ki dünya seni bi kuklaya çeviremesin. İstikamet üzere kalmalısın ki seni kutlu sebep yapalım istikamet üzere kalmak için çabalayanlara. İstikamet üzere kalmalısın ki o gün geldiğinde mizanda hayırların şerlerine galebe çalsın.
Maksadımız seni kutlu bir sebep kılmaktır elbet lakin son bi not: Kibir ve riya öylesine sinsi hallerdir ki kişiyi kutlu bi sebep olmaktan çıkarıp “kutlu bi sebep olan bendim, bunu ancak ben hak edebilirdim zaten” kuyusuna düşürebilir. Dikkat et gözünü sevelim. Yeter artık kuyulara düştüğün. Haydi kalk ve tekrarla Yusuf’un da senin de yaratılmış her zerrenin de Rabbi birdir. Haydi kalk ve çağır Rabbimize adanmış bi ömrün derdine düşülmelidir. Haydi kalk ve itimat et Rabbim bize iki dünyada da afiyet verecektir.
#kutlusebep #yusuf #istikamet