Enes ÇINAR Aklımdan Fikrimden

Yazar Demek

Küçüktüm,

Bir yazar gelmiş.Kitap satıyor, o anda da hemencik satın alanın adını ve 'sevgilerimle' yazıp imza gibi bir şey atıyor.

Ben de 'akıllı' soru soru sormak yanımdaki büyüğüme "Bu yazar ne hakkında yazıyor?" diye sordum. Usulca kulağıma eğilerek çok sessiz olmayan bir tonda "Bak Enes!, bu adam yazar. Yani bu adamın işi yazmak. Verirsin parayı, ne istiyorsan onun hakkında yazar." demişti.

Evet,

O günden yıllar sonra, özellikle televizyon kanallarında tartışma konulu programlarda olmak üzere bir çok yazara aynı gözle bakmaya başladım.

Yazar olmak olmak ile bir şeyler yazmak arasındaki büyük fark buydu: Profesyonellik. Bir işi para kazanmak için yapmak yani.

Para kazanmak için yazı yazan insanlara 'yazar' denir. Yazar olabilmek için mürekkebin bittiğinde denizden, gök yüzünden, göz yaşından bir avuç alıp doldurabilmektir kalemine; yani her şeyden anlamak gerekir ki her şey hakkında bilgi veya dayanaklı fikir sahibi olmak gerekir. Çünkü eve ekmek götürebilmek veya boğazdan bir yalı alabilmek için para kazanmak gerekir.

Yazar tanımıma karşı çıkacaklar illaki olacaktır; unutmamak gerekir ki, her yazı yazabilen yazar değildir. Bulduğu formüllerin yer aldığı akademik makale yazan biri bir bilim adamıdır; günlük tutan biri geçmişini duygularıyla harmanlamak suretiyle kayıt altına almak isteyen birisidir veya benim gibi bir internet sitesinde köşe yazısı yazanlar aramızdan insanlardır. Ne zaman ki bu kişiler, bu eylemi para kazanmak için yaparlarsa, o zaman yazar olurlar işte (her konu hakkında sayfalarca yazıyazabilmek kaydıyla tabii).

Yazar olmak zor iştir, emek ister, bilgi ister, yürek ister, biraz ekonomik güç ister (sıfırla başlayıp, yayından sonra gelirini yayıncı ile paylaşmak da ekonomik güçtür.) Bunun için PR (pi ar diye okuruz genelde, ingilizce "public relations" deyiminden gelir ve işlev olarak tam karşılamamakla birlikte kelime olarak türkçedeki "halkla ilişkiler" manasına gelir.) yapmak gerekir. Genelde de en pahalıya mal olan giderdir bu: Reklamıdır, Gazete eklerinde haber olmak, TV programlarında kitabının konusuyla ilgili bir tartışma programına çıkmak, imza günü düzenlemek, etkinliklere katılmak, seminere davet edilmek vs. vs. Tüm bu organizasyonları düzenleyenlerin de iyi bir müşterisi olursunuz.

Tüm bunları neden yazdım?

1. TV programlarına katılıp bir konu hakkında konuşan bir adam, para verip kitabının reklamını yapıyordur. Çok aldırış etmeyin.

2. Çok görürsünüz görsel veya basılı medyada; dün bir şeyi savunan yazar, bugün başka bir şeyi savunup, yarın da önceki günlerde savunduklarının tümüne sövebilir. Çok önemsemeyin, fazla da yadırgamayın; eve ekmek götürecek veya araba taksiti ödeyecek veya yalı alacak. (Kimin kaç paraya ihtiyacı olduğunu sadece muhtaç durumdaysa bizim için önemlidir ve bu ihtiyacı karşılamak için bir şeyler yapıyorsak bizi ilgilendirir; aksi halde, onun bunun parasını konuşmaya, falanın daire sayısına, filanın yeni arabasına çene yormaya gerek yok.)

3. Kitap okuyun, gazete okuyun, takvim yaprağı okuyun, tabela okuyun, ne bulursanız okuyun. TARAKLI AJANS'ı okuyun. Diğer arkadaşların sitelerini de okuyun, İnsanın tecrübelerini filtreden geçirirken veya yeni şeyler öğrenirken ihtiyacı olan şey, bilgi ve kültürdür. Bu yüzden okuyalım.