Dindar Gençlik Yeniden Sahnede
1950 sonrası "Dindar Gençlik"in sembol okullarıdır İmam-Hatipler.
Uzun bir aradan, yoğun bir mücadeleden sonra "Dindar Gençlik" yeniden sahnede.
İmam-Hatipler bir meslek okulu değil. Din de, imamlık da bir meslek değil bizim literatürümüzde. Her mü'min, her zaman imam olabilir.. İmam olmak "önder" olmak anlamındadır aslında. "Topluma önderlik etmek". Verasetül enbiya örnekliğinde "örnek insan" olmak..
İmam Hatipli olmak sadece "Müslümanca yaşama iradesi" değil, bunu anlatma, açıklama, yayma rolünü de yüklüyordu bize..
Ben okulu bitirip imam olmak isteyen tek bir arkadaşımı hatırlamıyorum.. Hocalarımızdan bize bu yönde tek bir telkin bile gelmedi.. Hep büyük hayallerimiz vardı..
Direndik ve kazandık.. Direnirken, kimsenin camını indirmedik, kimsenin ayağına taş atmadık, başkalarına hakaretler yağdırmadık..
Ben İmam Hatipliyim.. İmam Hatipli olmak, sadece basit bir aidiyet değil, aslında bir misyonu kuşanmakla ilgili bir durum. Yani olay sıradan bir "İmam Hatipçilik" değil.. Biz öteki liselere rakip değiliz.. Onların bu dünyaya ilişkin bilgilerine biz ruhani bir derinlik katıyoruz sadece.. Ahiret inancı, nebevi bir örneklik ekliyoruz. Gerçeği hakikatin bilgisi ile daha da zenginleştiriyoruz..
Biz İmam Hatiplileriz. Ve geliyoruz; daha iyi bir dünya için, adaletten, barıştan, özgürlükten yana bir gelecek için önderlik yapmak üzere.. Herkesin inandığı gibi yaşadığı, düşüncesini özgürce açıkladığı, insanların kula kulluk etmediği, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı bir düzen oluşturmak için.. Birileri istemese de..
Keşke bütün okullar İmam Hatip gibi olsa da, İmam Hatip diye ayrı bir okul hiç olmasa.. Tek bir öğrencinin dahi bu imkana sahip olmaması, onu dışarıda bırakmak, bana çok ağır bir vebal gibi geliyor.. Düşünsenize, kendine ilahi mesajın ulaştırılamadığı bir genç!
Biz imam hatipliler olarak Hakk'ın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli ve haykıran sesi olacağız..
Selam ve dua ile..
Mutlu ERTUĞ