Adam Gibi Ölmek…
Ölümden kaçιş yoktur. Zira ölüm yaratιcιnιn var ettiği kâinat için koymuş olduğu en esaslι yasalardan biridir. Canlιlarιn ölmesi değiştirelemez ve hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez bir sünnetullahtιr. Yeryüzü tarihi boyunca bu böyle olmuştur, bundan böyle de böyle olmaya devam edecektir. Ta ki büyük kιyamet dediğimiz kâinatιn ölümüne kadar. Ölüm bütün canlιlar için konulmuş bir yasa ancak biz insan açιsιndan bir değerlendirmede bulunmak niyetindeyiz. Akιl sahibi bir insan için „ölüm“ esasen kaçιnιlmaz bir son olmakla beraber aslιnda aynι zamanda önemli bir „nimettir“ de. Günümüz insanι için düşünelim bir bakalιm, ne kadar bakιmlι olursa olsun bir asrι devirmiş ve önemli sιkιntιlar çekmekte olan hiç bir kimse bir yüz yιl daha yaşamak istemez. Zira ona verilen mucizevi nizamιn da belli bir ömrü vardιr. Bu sadece maddi organlar için değil, akιl, irade ve vicdan gibi mânevi değerler için de böyledir. Hâl böyle olunca belli bir zaman sonra insan „ölüm güzeldir“ noktasιna bile gelebilir. Hele hele, ölmeyi bir başka ve „sonsuz bir aleme doğmak“ olarak anlayan biz müslümanlar için ölüm elbette ki çok önemli bir nimettir. Ölüm bir vakιa olarak „acι“ gibi dursa da aslιnda güzeldir. Öldüğümüz zaman ölümün ne kadar güzel olduğunu daha iyi anlayacağιz. Ancak kendi yakιnlarιmιza ölümün gelip çatmasι hepimizi derinden üzer. Zira Anadolu irfanιnda „ölümün yüzü soğuktur“ diye çok güzel bir özdeyişimiz de mevcuttur. Yakιnlarιmιzι „gayb“ ettiğimiz zaman (doğrusu budur kaybetmek bize yakιşmaz. Zira ölen kaybolmaz, gayb olur.) derinden sarsιlιr ve gözyaşι dökeriz. Bu da merhametin bir göstergesidir. Ancak ölüme yahut ölüm meleğine yahutta biz dahil her şeyin malikine isyan etmeyiz. Ölüm ağιz tadιnι bozacak kadar netameli bir gerçektir. Nitekim efendimiz (s.a.v) „Ağιzlarιn tadιnι bozan ölümü sιkça anιnιz“ buyurmaktadιr. Küçük oğlu İbrahimi gayb ettiğinde iki cihan serveri derinden üzülmüş ve ağlamιştιr.
Daha önce de söyledik, ölmek müslümanlar için doğmak kadar normal olmalιdιr. Öylemidir? O bir başka yazιnιn konusu ama ölmenin „kaybolmak“ yahut „yok“ olmak olmadιğι da ortadadιr. Gerçi ölüm gibi bir olgu için „şeb-i arus“ diyebilecek kadar irfan ehli insanlar bulmak günümüzde çok zordur. Ama yine de müslüman bir aklιn ölüm hakkιndaki düşünceleri çok nettir. Ölümün bir gün herkesi bulacağι bellidir. Ancak nasιl ölünecek, işte esas üzerinde kafa yorulmasι gereken bu dur. Müslümanlarιn ölüm konusunda belli başlι çekinceleri de olsa ahiret hayatιnιn ebediliği ve bu dünyanιn çok kιsa olmasιndan mütevellit ölüm ile ilgili sorundan ziyade nasιl bir ölüm konusu ile daha fazla ilgilendikleri açιktιr yahutta en azιndan öyle olmasι gerekir. Nitekim kendi büyüklerimizden hemen hepimizin duyduğu „Allah iman Kuràn nasip etsin“ temennisi en baştacι dua lardandιr. En sağlam hadis kaynaklarιnda rivayet edilen ,“ Nasιl yaşarsanιz öyle ölür, nasιl ölürseniz öyle de dirilirsiniz“ veciz ifadeleri de âlemlerin sertacι efendimize aittir.
„Adam gibi ölmek“, işte tam da böylesine bir ölümü dillendirmektir. Daha bir kaç gün önce bir tv kanalιnda isminde prof titri bulunan bir zat güya sιrf başbakana inat „savaşlarι hep adamlar çιkartιyor, başbakan keşke kadιn gibi ölmek“ deseydi diye inciler döktürünce ülkem adιna yine hayιflanmaktan kendimi alamadιm. Şimdi bu zavallι sözlerin neresini düzelteceksin. Başbakanιn „adam gibi ölmek“ tabirinde elbette ki bir cinsiyete atιf yok. Adam ifadesi Arapçadaki „rical“ kelimesinin karşιlιğι olarak kullanιlmakta, o kelime de sadece cinsiyete değil bilâkis „yiğitliğe“ atιf yapmaktadιr. Yani adam gibi ölmek demek „yiğitce“ ölmek demektir. Ölümü temenni etmek müslüman inancιnda zaten yoktur. Ancak ölümden kaçιş da yoktur. Emir hak vaki olduğunda emanet sahibine iade edilecektir. Elbette ki hayatι verene ölümü verdiği için bir kez daha minnettar olunur. Zira ölüm bizi çok daha „özge“ bir hayata taşιyacaktιr. Ahiret hayatι elbette ki bu sιnιrlι hayattan çok daha hayιrlιdιr.
Başbakan adam gibi ölmek tabirini tam da yaklaşιk bir asιrdan bu yana adam gibi ölen insanlarιn ülkesi olan „Filistin“ den bahsederken sarfetmiştir. Filistinde tamι tamamιna üç kuşak boyu canιnι imanιna şahit kιlan insanlar var. Şehitliği adeta bir hayat tarzι haline getirmiş yiğit insanlarιn yaşadιğι bu topraklar aslιnda 1.5 milyarlιk İslâm âlemi denilen âlemin de vicdanιnι teskin ve teselli ediyorlar. O insanlarιn davasι elbette ki kuru bir toprak davasι değildir. Bu insanlar özelde bütün islâm âleminin genelde ise insanlιğι henüz ölmemiş insanlιk aleminin vicdanιnι temsil ediyorlar.
Tam da bu yüzden ülkemizin vicdan taşιyan başbakanι sayιn Recep Tayyib Erdoğan zulmün bâki kalacağιnι sanan bütün egemen güçlere yapmakta olduklarι haksιzlιklarι en yüksek sesle cesur bir şekilde seslendirmiş ve ilk defa dünya gündemine zayιflarιn „çιğlιklarιnι“ taşιma başarιsιnι göstermiştir. Şerefli bir varlιk olan insanιn özgür olmasιnιn ne kadar önemli olduğunu dünya gündemine taşιmιş ve özgürlüğün özü gürleştirdiğine inanmakta olan insanlarιn egemenlerin lutfettiği kadarιyla bir hayat yaşamaktansa „adam gibi ölmenin“ daha yeğ olduğunu ifade etmiştir. Zira adam gibi yaşamak onur, şeref ve haysiyetle yaşamaktιr. Müslüman inancι insanι değerli kabul eder. Onu, modernite gibi mutfak ile tuvalet arasιnda bir „hortum“ gibi görmez. İnsanιn sadece bedeni ölür, ruhlar ise ölmez. Ama insanιn değer üreten yanι da ruhu dur. Bu yüzden müslüman açιsιndan „yürüyen cenaze“ gibi olmaktansa yaşayan ölü olmak daha evlâdιr. İnsan şerefi ve özgürlüğü için yaşar.
Bin yιl tavuk gibi yaşamaktansa bir gün horoz gibi(hayvan isimlari tamamen mecazdιr) daha iyidir veciz ifadesi tam da adam gibi ölmek olgusunu karşιlamak üzere Anadolu irfanιndan imbik imbik süzülerek günümüze kadar ulaşmιştιr.
Ne mutlu Adam Gibi Ölebilenlere…
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya