Muhalefet Düştü!
Siyasette parti başkanlarιnιn birbirlerine karşι sert eleştiriler yöneltmeleri vakayi adiyedendir. Siyaset erbabι arasιnda rakibe yapιlan ince ayar eleştiriler ve hatta makaraya saracak cinsten iğneli dokundurmalar her zaman halk nezdinde karşιlιk bulmuştur. Ama tabiidir ki „hicvetmek“ bir sanattιr. Ne var ki siyaset erbabιmιzιn sanatla uğraşacak vakti yoktur. Hele ki muhalefet partilerimizin hiç vakti yok. Mecliste grubu bulunan muhalefet partilerinden birisinin sözlüğünde „yιkιm“ ve „ihanet“ sözcükleri ve onlarιn diğer versiyonlarι dιşιnda bir sözcük ara ki bulasιn. Ana muhalefette bulunan çakma Gandi de denilen „kaset“ li genel başkan ise bιrakιn ince espriler yapmayι doğrudan doğruya „küfürbazlιğa“ soyunmuş durumda. Anamuhalefetin genel başkanι olan kişi seçim meydanlarιnda bir ara kendini öyle kaptιrmιştι ki ana-avrat sövmekten son anda sιyιrabilmişti. En son söylenmesi gerekeni bu defa en başta söyleyecek olursak sin-kaflι küfürlere müracaat etmek bir kere yetersizlik, beceriksizlik, terbiyesizlik, kifayetsizlik, ahlâksιzlιk ve edepsizliktir. Herşeyden önemlisi „düşüklüktür“, yani „çukurlaşmaktιr.“ Yanιlmιyorsam Necip Fazιl olsa gerek; böylesi adamlara çukur demek, çukurlara hakaret sayιlιr demişti. Gerçek şu ki çukur dediğin bile esasen bir değer yargιsιdιr. Anamuhalefetin lideri son grup toplantιsιnda adeta pusulasιnι kaybetmiş gemi gibi kayalιklara çarpa çarpa yol almaya başlamιş durumda.
Kemal Kιlιçdaroğlu „bahtsιz“ bir adam mι? Nitekim bu akιl almaz küfürbazlιk bu benzetme üzerine geldi. Bence adam piyangodan çιkar gibi gelip partinin başιna oturdu ama ne oturdu, adeta iğneli fιçι gibi mübârek. Partiye bir türlü hakim olmamasι bir yana, bir yandan müzmin muhalifler kιlιçlarιnι biliyor, öte yandan iktidar lehine habire dünyanιn önemli kuruluşlarιndan açιklamalar geliyor. Tam da Kemal Bey gazetecilere ayar verip, vitesi boşa almιş yokuşaşağι arabayι salmιşken münâsebetsiz bir kredi değerlendirme kuruluşu Türkiyenin kredi notunu yükseltti. Ee, şimdi olacak iş mi bu yani. Adam ne güzel boş kaleye dilediği gibi kuralsιz atιşlar yapιyordu. Zaten adamιn seçim kazanma gibi bir imkanι bulunmuyor. Eskiden CHP seçim kazanmasa da iktidarda idi bir şekilde. Şimdi o devirler de geçti. Peki bu adam ne yapsιn. Adam daha kendi açιk kimliğini bιrakιn meydanlarι usulca bile söyleyemiyor. Yüksek sesle göğsünü gere gere ben Tunceli den bir „Kürt Alevisiyim“ dese varlιğιnι varlιğιna armağan ettiği yarι tanrιsι konumundaki ilk genelbaşkanι için ne diyecek. Dahasι partinin ulusalcι, kemalist ve hatta ziyadesiyle faşist ve de sahil şeridinde bulunan beyazlarιna ne diyecek. „Daldaki üç kuş için el deki bir kuş“tan vazgeçmek ne kadar doğru olur. Hani daha önceleri de yaşandι; Adam birazcιk özgürlükten yana açιklama yapsa hemen birileri haddini bildiriyor, faşizan açιklamalar yapιnca da liberaller tarafιndan haşlanιyor. Seçimler yine yaklaşιyor ve adeta yine koltuk sallanιyor. Yani tam bir „sakal- bιyιk“ durumu. Bu adamιn sinirleri yιpranmasιn da ne olsun. Bu adam sertleşmesin, çukurlaşmasιn da ne olsun. Geldiği gelenekte „eline,beline, diline sahip ol“ diye çok meşhur bir irfani duyarlιlιğιn yanιsιra tekkelerinin kapιsιnda „edep ya hu!“ yazιsι da olmasιna rağmen bir adam ancak bu kadar bahtsιz olabilir. Başbakan muhalefet lideri için „Bahtsιz Bedevi“ demişti. Yanlιş mι demiş, hayιr adam gerçekten bahtsιz, işte her şey ortada. Rakibi boyuna seçim kazanιp ülkeyi güle oynaya „başkanlιk sistemi“ne taşιrken o hâlâ partiye hakim olabilmek için cansiperâne bir çaba gösteriyor ama nafile…
Böylesine talihsiz bir adamιn çukurlaşιp küfürbazlιğa soyunmasιnι meşru mu karşιlayacağιz. Elbette ki hayιr. Kemal bey grup toplantιsιnda yine silikliğini küfrederek kapatmaya gayret etti. Bahtsιz bedeviyi çölde kutup ayιsι… Edepsizce imâsιnι bir kenera bιrakalιm. Esas çöplüğünde öterken yediği herzenin üzerinde durmak gerekiyor ki bunun üzerinde pek durulmadι. 6 Kasιm salι günkü grup toplantιsιnda muhalefet lideri güya espiri yapmak niyetiyle bir darb-ι mesel anlatιyor: Tavuklar kendi aralarιnda tavuk mu yumurtadan, yumurta mι tavuktan çιkar diye tartιşιrlarken konuyu horoza sormuşlar. Horoz da onlara cevaben; ben onu bunu bilmem söyler (…) geçerim demiş miş… Şimdi bir partinin lideri milyonlarca insanιn takip ettiği açιk kanallardan canlι olarak yayιnlanan bir toplantιda bu kadar edepsiz bir konuşmayι nasιl yapabiliyor. Bu ülkenin RTÜK diye bir kurumu yok mu? Neden bu çöplük eşeleyen horozun öttüğü saatlerde en azιndan televizyonlara „+18“ sembolünü mecbur kιlmιyor? Bu da benim önerim olsun, bundan böyle habire seviye kaybeden bu adam konuştuğunda herkes çoluk çocuğunu tv başιndan lütfen uzak tutsun. Zira ne zaman nasιl küfür edeceği belli olmuyor. Ana muhalefet liderinin düştüğü bu pespayelik durum aslιnda tam bir ibretlik hadise olarak karşιmιzda duruyor. Rakipleri ile siyaset arenasιnda gereği gibi mücadele etme azmine sahip olmayan bir çarkçιbaşιndan belli bir seviyesizlik beklenebilir ama çukurlarι bile kahredecek bir alçalma doğrusu hiç yakιşmadι. Siyaset yapmak demek ne zamandan beri küfretmek olarak anlaşιlιr oldu. Yazιk! Yazιk! Yazιk!
Bir ülkenin anamuhalefet lideri ülkede gelişen her şeye mi muhalefet etmek zorundadιr? Hiç mi güzel iş olmaz bu ülkede. Mesele de bu ya zaten. Zira onlarιn iktidar edenlerle değil millet ile dertleri var. Madem ki millet habire bu kadrolarι iş başιna getirmektedir. O zaman bu millet iflâh olmaz ve bu millet çağdaş(!) da olmaz. Millete alenen hakaret ettikleri de oluyor zaman zaman. Ama genellikle oy korkularιndan dolayι millete diyemediklerini iktidara söyleyerek „kin“ lerini „dil“lerine doluyorlar. Hoş ellerinde başka bir güç olsa geçmişte olduğu gibi onu da millete karşι kullanmakta en ufak bir tereddüt yaşamayacaklarι aşikardιr. Peki neden bu güruh ιşιktan bu kadar rahatsιz olur. Ne yani bunlar yarasa mιdιr? Ziya paşamιz ne güzel de ifade etmiştir: „Dide-i huffaş rencide olur ziya dan“ Bu beyaz elitistlerin ιşιktan rahatsιz olduklarι bir gerçek ama onlara „yarasa“ benzetmesi yapmak korkarιm ki yarasalara hakaret olur. Zira onlar ontolojik olarak ιşιktan rahatsιz olurlar ama en azιndan uçma yetenekleri vardιr. Muhalefetin lideri bιrakιn uçmayι sürünmeyi bile beceremiyor.
CHP liderinin yapmakta olduğu bu patavatsιz konuşmalarι kendinin hazιrlamadιğι malum. Kimbilir bu kadar seviyesizleşmeyi belki o bile istemiyordur. O zaman yapmasι gereken danιşmanlarιnι bir kez daha gözden geçirmektir. Nitekim bizim sözlü edebiyatιmιzda „ Kιlavuzu karga olanιn burnu pislikten kurtarmaz“ diye özlü bir deyişimiz de vardιr.
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya