Hep Öyle Kalacaksın
Bu baharda yoksun..
Biliyorum bir daha ki baharda olmayacaksın.
Ama hep benim.
Hep baharlarda,
Dünya durana dek hep bahar gözlüm kalacaksın.
Hep Öyle Kalacaksın
Günü geceye beraber bağladığımız günlerde
İçimdeki sonsuz gurbet hissettirince kendini.
İstemezdim uyanacağın uykulara dalmanı.
Yorgun başın kucağımdayken gözlerini yummanla
Yaşadığımız ayrılığa dayanamazken.
Hiç açılmayan göz kapaklarının arasından,
İçime akan yeşil ışığı göremiyorum senelerdir ben.
Altın renkli gülüşlerini özlüyorum bu nisan akşamlarında.
Gülmüyorsun, ışıldamıyor gecelerim.
Kollarında ki ilkbahar geceleri geldi bu kokularla,
Yüzümü tokatlayan rüzgârın kokusunda sen!
Acısında ayrılığın.
Bahar kokuyor, canım yanıyor.
Gönlüm yeni sevdalardan korkuyor.
Dünya dönüyor, sevdiğim dönmüyor,
Karıncaları uyandıran bu havalarda.
Yokluğun var ya...
Derin uykusundan uyanmayan sana seslendiriyor.
Kalk sevgilim kalk...!! Her şeye can geliyor.
İçimde ki, doğada ki kıpırtı canımı yakıyor.
Benim olmayan bir bebeğe beslediğim annelik duygusu gibi,
Ağladığı an kucağımda, hiç sevilmemiş hissediyorum kendimi,
Sevmekten vazgeçmiyorum onu da, senin gibi.
Rüzgârda titreyen erik çiçeğine benzerliği hayatımın,
Eşi önce düşenin acısını hissedebilmek.
Meyveye dönmüş ağaçta tek çiçek kalmak.
Ne acıymış.
Doğa canlanırken,
Toprak yeşerirken.
Topraktan gözlerin fışkırıyor sanıyorum.
Papatyaları koparmıyorum sevmediğimden değil.
Çok sevdiğimden.
Şimdi esen yellerle bir selam gönderiyorum.
Nereye gider bu rüzgâr, bu selam bilmiyorum.
Ölüm yolu kaç saat sürer, çıksam yola bu bahar.
Kaç baharımı alır yollar.
Sevda denizinde hiç boğulmadan sana varır mıyım?
Bilmiyorum.
Bu üçüncü sensiz bahar,
Bu baharda yoksun..
Biliyorum bir daha ki baharda olmayacaksın.
Ama hep benim.
Hep baharlarda,
Dünya durana dek hep bahar gözlüm kalacaksın.
*************
“Düğündü… Bazen bir ceset. Önce beşikti, sonra leş.
HAYATTI HATANIN HAKİKATLE HARMANLANDIĞI.”
#