Dünya 5`ten büyük müdür?
Dünyanın 5`ten büyük olduğu tezini ileri süren ve bunu literatüre sokan Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyib Erdoğan. Dünyanın beş`ten büyük olduğuna samimi her müslüman gibi biz de inanmak istiyoruz. Bir başka deyişle dünyanın beş`ten büyük olması gerektiğini zaten biliyoruz. Fakat çoğu zaman olması gereken ile olan arasında büyük farklar bulunmaktadır. Bugün için de bu böyledir. En azından günümüz itibariyle dünyanın beş`ten büyük olmadığına şahitlik etmekteyiz. Evet gerçekten de dünya mâlesef beş`ten büyük değildir. Üstelik bu büyüklük sadece ekonomik ve nüfus olarak değil bir çok gösterge bakımından böyledir. Ancak nüfuz sözkonusu olduğunda beş rakamının dünya`dan mâlesef daha büyük olduğunu görmekteyiz. 16 yıldan bu yana içeriden ve dışarıdan büyük saldırılar altında olmasına rağmen milletine sevdalı bu yiğit adam bunun böyle olmadığını bilmez mi? Elbette bilir. Bilir de bunu bilmek başkadır, kabul etmek başkadır. Şahsiyetli hiç bir müslüman da bu durumu kabul etmez/edemez. Zira böyle bir şeyi kabul etmek teslim olmaktır. Teslim oldunuz mu, işiniz bitti demektir. Kendinize güvenmezseniz güvendiğiniz hiç bir şey sizi korkulardan emin kılamaz. Son ikiyüz yıldan bu yana müslümanların en büyük kaybının „özgüven kaybı“ olduğu öylesine açık bir hakikat ki bugün ülkemize yapılmakta olan bütün saldırıların arkasında geçmişte müslümanların kurduğu sevgi, merhamet ve adalete dayalı medeniyetin tekrar edebileceği endişesi yatmaktadır.
İnandığı değerleri içselleştirmiş olan bu milletin cesur ve yiğit evlâdı Tayyib Erdoğan önce Türk milletine özgüven aşıladı. Millet onunla birlikte tekrar yeni bir medeniyetin yeniden tesis edilebileceğine inandı ve onu destekledi, desteklemeye de devam edecek.
Dünya müslümanlarının bugün için ne kadar büyük bir zillet içinde oldukları açik bir hakikat. Ancak bu elbette ki müslümanların kaderi değildir. Müslümanlar tekrar aklın ve vahyin öncülüğünde silkinip kendilerine gelirlerse mutlaka galip geleceklerdir. Nitekim Kuràn-ı Kerimde bu yönde defaatle müjdeler yer almaktadır. Yeter ki müslümanlar kendi öz değerlerinin farkına varsınlar ve yaşantılarını bu yönde dizayn etmiş olsunlar.
Tayyib Erdoğan milletimiz için önemli bir fırsattır. Nice zamandır müslümanlar arasından kâfirlere posta koyacak yiğit bir adam çıkmamıştı. Nitekim daha 60 yıl öncesine kadar her biri bir terör örgütü lideri olan eli kanlı katil ve caniler tarafından yönetilmekte olan terör devleti İsrailìn yöneticisine „ siz çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz“ diyen tek şahsiyetli lider Tayyib Erdoğandır. Davos`ta meydana gelen bu şahsiyetli davranış ve bu yiğit duruş bize tekrar ne kadar önemli değerlere sahip olduğumuzu hatırlattı. Ve bu olayı defalarca izleyip gözyaşı dökmekten kendimizi alamadık. Milyonlarca müslümanın arasında bir bıtırak gibi biten bu teröristler kısa zamanda mazlum Filistin topraklarını işgal edip yavaş yavaş ülkelerini gasp etmiştir. En sonuda İsrail terör devletinin yavrusu makamında bulunan ve aslında dünyanın her yerinde ama özellikle de müslüman coğrafyasında terör estiren Amerikanın son başkanı çıldırmış başkanı Donald Trump en nihayet zıvanadan çıkıp çevresi mübârek kılınmış Kudüs kentini İsrailè hediye etmeye kalkıştı. Kendilerini müslüman olarak tarif edenler ve hatta kendilerini kâbenin sahibi gibi gören bedevi ahmak yöneticiler lütfen(!) yapma der gibi yaparak vızıldarken müslüman sokağında tartışmasız ümmetin lideri olarak görülen Tayyib Erdoğan yine ön almış ve Filistin için bütün dünya`yı seferber etmeyi başarmıştır. Bugün için biz böyle bir dünya liderine sahip olduğumuz için ne kadar gurur duysak azdır. Senelerce hep eziklik içinde yaşadık. Nihayet biz de biz olduğumuzu farkettik. Biz de göğsümüzü gere gere dünya beş`ten büyüktür diyebilmekteyiz. Olgu böyle olmasa bile bir gün mutlaka böyle olacağına inanmaktayız.
Belki denilebilir ki sonuçta Bir-leş-miş milletler genel kurulunda alınan kararın bağlayıcılığı yoktur ve yine beş ne derse o olacak. Belki bir müddet daha böyle olabilir. Ama eninde sonuda dünyanın beş`ten büyük olduğu ispatlanacak. Ve tabi ki tarih dünya liderui Tayyib Erdoğanın bu canhıraş gayretlerini altın harflerle kaydedecektir. Bu söylediklerimize burun kıvıracak olanlara sadece şu kadarını söylemek isterim ki; Sultan Abdülhamit işbaşında iken bugün bizim için en kıymetli fikir adamları da dahil olmak üzere (meselâ Mehmet Akif) bir çok münevver ve entellektüel kişinin sonradan ortaya koydukaları pişmanlıklara bir gözatsınlar. Bizden söylemesi…