Lanet Olsun
Yine umutsuzluk.
Havada hüzün,
Gökyüzünde matem.
Ağır basan bir yalnızlık,
Güneşin masumluğunu kaybederken,
Gülümsemesi.
Küçük bir çocuğun tebessümünü,
Taşırken kalbinde;
Ve yüzünde yılların aldığını,
Geri getirememek...
Acının ve öfkenin birleştiği,
Bu noktada çaresizlik.
Öylece gelecekmişsin gibi
Seni beklemek...
Sevmenin bedelini ödemek.
Söyle neden?
Neden bu kadar ıssız?
Yalnızlığın kadife huysuzluğu,
Ve neden bu kadar asice?
Kalabalığın bu soğuk yüzü.
Gün ışığında masumca
Vakit geçirenlerin mi? Yoksa.
Yol yorgunluğu...
Bu günlerden ne haber?
Umutsuz yarınlardan
Uçsuz bucaksız hasret,
Hasret oluşturduk.
Düzenin kargaşasında,
Neşemizi unuttuk.
İyileştiremedik.
Bizi biz yapan duygularımızı,
İyileştiremedik.
Güzelliklerimizi.
İyileştiremedik,
Yaralı yüreklerimizi.
Güldüremedik.
Gülmeyen yüzümüzü,
Neden hüzünle örttük?
Yoksa ağır mı geldi yaşamak?
Kalplerimizi sevgiyle dolduramadık.
Yaşarken fani dünyada çözülmeyen,
Çözülemeyen nedenlerle,
Lanet olsun bizi,
Bizi böyle üzenlere...
Serpil Göçbak
#