Makbul Bir İmanιn Olmazsa Olmaz Şartlarι (2)
Ancak yine de iman konusunda kendimizi suskunluğa terketmemiz gerekmediğini de ifade etmiştik. Zira Allahιn kιyamete kadar insanlιğa rehber olarak yetecek “mübin bir kitap” bιraktιğιnι ve bu rehber kitap vasιtasιyla imanlarιmιzιn sağlamasιnι yapabileceğimizi bilmekteyiz. Makbul bir iman için olmazsa olmaz 7 şart gerektiğini söylemiş ve bunlardan iki tanesini önceki yazιmιzda açιklamaya gayret etmiştik. Tabi öncelikle sağlam bir iman sahibinin Allah tarafιndan “mü`min” olarak adlandιrιldιğιnιnι ve Yüce Rabbimizin esmasιndan birinin de “El-Mü`min” olduğunu hatιrlamamιz gerekir. Mü`min ifadesi Allah için kullanιldιğιnda “El Mü`min” olarak kullanιlιr ve bu da “güven veren, güven ve emniyetin biricik kaynağι, tek kaynağι” anlamlarιna gelir. Burada hemen ayet-i kerimeyi hatιrlamamιz gerekiyor:
“ O, öyle bir Allahtιr ki kendisinden başka hiç bir ilâh yoktur. O mülkün sahibidir. Mutlak hakim olandιr. Bütün eksikliklerden münezzehtir. Selâmet verendir, güven sağlayan ve kendisine güvenilendir. Görüp, gözeten, koruyup, kollayan ve yönetendir. Üstün olandιr, iradesinin sιnιrι yoktur. Büyüklükte eşi ve benzeri bulunmayandιr.” (Haşr suresi, ayet 23)
Şimdi makbul bir imanιn olmazsa olmaz şartlarιna devam edelim:
3- İman ölüm anιnda olmamalιdιr. Zira geçerli olmaz.
İman bir kabul eylemi olduğu için ve özellikle de kalp denilen “nükleer güç merkezinde” neşvu-nema bulduğu için ertelenemez, tehir edilemez. Zira iman gaybιn konusudur. Gördüğüne herkes inanιr. Yiğitlik görmediklerine inanabilmektir. Ölüm anιnda Kurànιn haber verdiğine göre herkes bir şeyler görecektir. Mahiyetini bilmesek bile herkesin bir şeyler göreceğine iman ederiz. Dolayιsιyla Allah görülmeden iman edilmesi gereken şeylerin görüldükten sonra iman edilmesini kabul etmemektedir. Tabi ki bunlarι da Kuràn dan öğrenmekteyiz:
„Yoksa körülükleri yapιp yapιp da içlerinden birine ölüm gelip çatιnca „Ben şimdi tevbe ettim“ diyenler ile kafir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acι bir azap hazιrlanmιştιr.“ (Nisa suresi, ayet 18) Başkaca ayetlerde de benzer konular geçmektedir. Ancak Yüce Allah bu konuda bize Firavun üzerinden çok önemli mesajlar vermektedir. Nitekim Yunus suresi 90 numaralι ayet konuyu şöyle özetlemektedir: „ El-Hak inandιm ki İsrailoğullarιnι iman ettiği dιşιnda ilâh yokmuş. Ben de artιk kendimi ona teslim edenlerdenim“ Firavun tam da boğulacağι esnada işte bu ayetteki ifadeleri kullanarak iman ettiğini beyan edince Yüce Allah aynι ayetin devamιnda ona ve onun gibilere şöyle seslendi: „Şimdi öyle mi? Halbuki daha önce hep isyan etmiş, başkaldιrmιş ve bozguncular arasιnda yer almιştιn“
Burada görüldüğü üzere Allah Firavun imanιnι kesin olarak kabul etmemiştir. Ne görüp görmediğinden haberimiz yok ama böylesi bir imanιn kabul edilmeyeceği oratadadιr. İnsan ne zaman ve nerede öleceğini bilmediğine göre ölüm anιndaki iman da geçerli olmadιğιna göre iman ertelenemez bir değerdir diyebiliriz.
4- İman; korku, ümitsizlik yahutta dünyevi bir beklenti ile olmamalιdιr.
İman bir kabul olduğuna göre ne dünyevi bir beklenti ve ne de korkudan dolayι olamaz. Gerçi bizim İslâmi kaynaklarιmιzda ölüm korkusu durumunda kişinin imanι konusunda dil ile inkâr yoluna gitmesinde bir beis olmadιğι söylenmiştir ama dediğimiz gibi iman bir kalp ameliyesi olduğu için hiç bir dιş baskι ile özünde ilgisi yoktur. Kişi herhangi bir korku yüzünden iman etmiş gibi gözükse meselâ böyle bir iman Allah tarafιndan kabule şayan değildir. İman samimiyet ister ve herkes kendi kalbi ile gayba iman edip bunlarιn gereklerini yerine getirmek için azami çaba sarfeder. Dünyevi bir beklenti neticesinde iman etmiş olmak da kabul edilebilir bir iman değildir. Aslιnda literatürde bunun adι „münafιklιk“ dediğimiz haldir ve bu konu oldukça uzundur. Ancak biz burada bunun ayrιntιlarιna giremiyeceğiz. Ancak dünyevi bir beklenti yahutta korku ve endişeye kapιlarak kuvvetliden yana olmak üzere yapιlan imanlar Allah tarafιndan kabul edilmeyecektir. Zira burada insanlarι kandιrmanιn ötesinde bir de gizlice adeta Allahι atlatma gayretkeşliği gözükmektedir. „Nifak“ ile ilgili Kurànda pek çok ayet bulunmaktadιr. Ancak biz nifak konusunu başka bir yazιya bιrakarak şimdi buraya sadece bu madde ile ilgili gördüğümüz Bakara suresinin 8 numaralι ayetini alarak iktifa edelim: „İnsanlardan bazιlarι da vardιr ki inanmadιklarι halde Allaha ve ahiret gününe inadιk derler.“
Bu tür inanç sahiplerinin aslιnda inanmadιklarιnι elbette ki yanlιzca Allah bilir. Nifakçιlarιn müslümanlarι kandιrabilmesi pekâlâ mümkündür. Ancak Allah asla atlatιlamaz, kandιrιlamaz. Neticede kimin makbul bir imana sahip olduğu kararιnι takdir edecek tek makam vardιr, O da Yüce Allahtιr.
Bir diğer yazιmιzda diğer maddeleri incelemeye gayret edeceğiz.
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya
#