Ey İman Edenler İman Edin!
Bu makalenin başlιğι bir ayetten alιnma. Evet Yüce Allah iman edenlere iman etmeleri için adeta emir tekrarι yaptιrιyor. Peki ama neden? Önce ayet-i kerimeyi bir okuyalιm:“ Ey İman edenler! Allaha, Peygamberlerine, Peygamberine indirdiği Kitaba, ve daha önce indirdiği kitaba iman(iman da sebat) ediniz. Kim Allahι, meleklerini, kitaplarιnι, peygamberlerini ve kιyamet gününü inkâr ederse tam manasιyla sapιtmιştιr.“ (Nisa suresi 136. ayet)
Çok net görüleceği gibi hitap burada insanlιğa yapιlmιyor. Oysa biz biliyoruz ki Kuràn da „Ey İnsanlar!“ şeklinde başlayan yüzlerce hitap vardιr. Hitap, iman edenlerin „iman etmesi“ yönündedir. Ayetin sibak ve siyakιna baktιğιmιzda iman edenlere neden iman etmeleri söylendiğinin gerekçesini anlamιş oluyoruz. Zira iman öyle bir takιm „ritüeller“ yahut „kabullerle“ olup biten bir „seronomi“den ibaret değildir. İman yanlιzca bir „mutmain“ olma halinden ibaret de değildir. Peki öyleyse iman nedir?
İman Nedir?
Elbette ki burada klasik „amentü“ esaslarιnι saymak gibi bir derdimiz yok. Zira bu kurallar zaten hemen herkes tarafιndan bilinmekte ve zaman zaman da cami hocalarι tarafιndan istiğfar getirtilerek „tecdid-i iman“ dualarι yapιrtιlmaktadιr. Bu sebeple biz bu konulara girmeyeceğiz. Lugavi çerçeveye baktιğιmιzda İman kelimesinin „e-m-n“ kökünden türetilmiş bir kelime olduğunu görmekteyiz. E-m-n, kelimesi, „emin olmak, emniyet içinde olmak, tatmin ol,mak, mutmain olmak, kalbi yatιşmak, güvende olmak, güvenlik içinde bulunmak“ anlamlarιna gelir. Yani iman eden kimse sadece bazι ifadeleri arapça bir metinden okuyarak iman etmiş olmaz. Zira iman etmek bir „iddiadιr“. İddia sahibi olan herkesin iddiasιnι ispat mükellifiyeti vardιr. Yani iman eden kimse iman ettiği değerlere sonuna kadar „güvenmek“ zorundadιr. İman ettiği bütün değerlere ve o değerlerin sahibine iman etmiş olmak yeterli midir? Elbette ki yeterli değildir. Çünkü iman etmek sadece güvenmekle ilgili değildir. İman aynι zamanda „güven vermek“ demektir. Yani iman inter-aktif bir süreçtir. Yani hakiki anlamda iman ettiğini iddia eden bir kimsenin sadece kalbinin yatιşmasι bütün o değerlere samimiyetle iman etmiş olmasι yetmez, bu değerlere güvenip kendisini eminiyette hissetmesi yetmez, bunun yanιsιra kendisi de etrafιna güven vermelidir. Herkes kendisinden emin olmalιdιr. Dolayιsιyla iman, „hem güven ve emniyette olmak ve hem de emniyet ve güven vermektir“.
Mü`min Nedir?
İman edilmesi gereken değerlere en ufak bir şüpheye mahal bιrakmaksιzιn inanmak ve inandιğι bu değerlerin güvenilmeye lâyιk yegâne değerler olduğunu bütün kalbiyle tasdik etmek bunlarι sözleri ile ikrar etmek ve bu değerler uğruna gereken fedâkârlιklarι yapmak için eyleme geçmektir. Mü`min olmak demek, mahza Allah için var olduğunu bir an bile hatιrdan çιkarmamak demektir. Allah yokmuş gibi konuşanlar, yahut yaşayanlar mü`minim deseler bile bu ispat edilmemiş kuru bir iddiadan öteye geçemez. Zira mü`min olmak, bütün varlιğιnι Allaha borçlu olduğunun bilincinde olmak demektir. Çünkü mümin aynι zamanda Allah Tealânιn sιfatι yahutta esma-i Hüsnasιndan(El-Mü`min) olan ismi şerifidir. Allah samimi iman edenlere kendi sιfatιndan bir pay ayιrmιştιr.
Elbette ki Allah için mü`min sιfatιnι kullandιğιmιzda insanιn mü`minine göre bazι nüanslar vardιr. Zira Allah aşkιn bir varlιk iken insan ise içkin bir varlιktιr. Dolayιsιyla Allahιn mü`min sιfatι; “sadece kendisine güvenilen, güven veren, güvenin tek kaynağι, tek güvenilen” anlamlarιna gelir. Allah da mü`mindir. Tam da şimdi Haşr suresi 23. ayeti okumak gerekmektedir ki konuyu daha iyi anlayabilelim: “O, öyle bir Allahtιr ki kendisinden başka hiç bir ilâh yoktur. O, mülkün sahibidir, mutlak hakim olan ve her kararιnda tam isabet kaydedendir. Bütün eksikliklerden münezzehtir. Selâmet verendir, güven sağlayan ve kendisine güvenilendir. Görüp, gözetip, yöneten, koruyup, kollayandιr. Üstündür, iradesinin sιnιrι yoktur. Büyüklükte eşi ve benzeri olmayandιr.”
Tekrar iman konusuna dönecek olursak, iman bir “yürek” faaliyetidir demiştik. Zira kalp insan için bir “nükleer güç” merkezidir. Beyinle iman etmek bunun için olmaz. Olsa da bu makbul bir iman olmaz. Bu sebeple klasik öğretideki „kalp ile tasdik dil ile ikrar“ kesinlikle yeterli değildir. Zira inanmak yetmez güvenmek de gerekir. Hatta imanιn itikatta karşιlιğι „inanmak“ ahlâki karşιlğι ise „güvenmektir“ diyebiliriz. İman bir yürek faaliyetidir. Yürek ise bütün bedeni eyleme geçiren bir nükleer güç gibidir. İman eden eyleme geçer. Yani „salih amel“ işler. Onun içindir ki Kuràn da „Ey iman edenler“ hitabιnιn hemen arkasιndan salih amel yapanlar yani „imanιnι eyleme dönüştürerek şahitlerini çoğaltanlar“ diye yüzlerce hitap şekli bulunmaktadιr.
Nitekim tam bir edep, adap ve erkân suresi olarak nitelendirebileceğimiz hucurat suresinin 14. ayeti imanιn nasιl olmasι gerektiğini en güzel ifade eden ayetlerden biridir. Önce ayetin nüzul sebebine bakalιm: Rivayet olunur ki Esed oğullarιndan bir topluluk bir kιtlιk senesinde Medine`ye gelerek iman ettiklerini söylemişler ve Hz. Peygambere „Sana yüklerimizle ve ailelerimizle geldik, seninle falanca kabile gibi savaşmadιk“ demişler ve sadaka istemişlerdi. İşte bu ayet onlarιn kalplerine imanιn tam yerleşmediğini ve sadece dil ile bir anlamda teslimiyetlerini dile getirdiklerini belitmekte ve bu durmu kιnanmaktadιr. Şimdi ayetin anlamιnι verelim: „Bedeviler „inandιk“ dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama „boyun eğdik“ „teslim olduk“ deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allaha ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiç bir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağιşlayan, çok merhamet edendir.“
Bir imanιn sağlamlιğι ve Allah tarafιndan kabule şayan olup olmadιğιnι test etmek mümkündür. Nitekim Kuràn bize bu mihenk taşlarιnι teker teker anlatmaktadιr. Ancak bu mevzuyu bir başka yazιya bιrakarak hemen az önceki ayetin devamιnda yaratιcιmιz, yaşatιcιmιz ve yöneticimiz olan Yüce Allahιn mü`min tarifiyle yazιmιza son verelim:
„ Mü`minler ancak Allaha ve Rasulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarιyla ve canlarιyla savaşanlardιr. İşte doğrular ancak onlardιr.“ Hucurat suresi 15. ayet
Makbul bir iman için çaba sarfedenlere selâm olsun.
Ey İman Edenler İman Edin!