Benim Oyum Misyona
Epeyce bir zaman konuştuktan sonra nihayet 12. Cumhurbaşkanιmιzιn belirleneceği seçim sath-ι mailine girmiş olduk. Vatandaşlar olarak daha önce açιklanan adaylardan sonra yarιşa girmesi beklenen bütün adaylarι görmek ve üzerlerinde değerlendirmeler de bulunmak en tabii hakkιmιzdι. Nihayet „çatι aday“dan sonra tabiri caiz ise „temel aday“ da ortaya çιkmιş oldu. Tabii temel ifadesi sadece çatιya ironik bir göndermeden ibaret. Yoksa seçimlerde halk olarak doğrudan doğruya kendi rey ve tercihlerimizle belirleyeceğimiz bir Cumhurbaşkanι adayιnι her yönüyle ölçüp, tartιp değerlendirmek durumunda olduğumuzun farkιndayιz. Zira bu çok önemli bir sorumluluktur.
İçinde bulunduğumuz bölgenin içinde bulunduğumuz devirde hem siyaseten ve hem de coğrafi olarak yeniden dizayn edilmekte olduğu bir dönemden geçiyoruz. Kartlar yeniden karιlιyor. Kapιmιzιn dibinde olup bitenlere karşι bigâne kalamayιz. Elbette ki böylesine muhteşem bir tarihi arka plana, muazzam bir devlet geleneğine ve „misyon sahibi“ yöneticilere sahip bir devlet ile, inandιğι liderini sonuna kadar destekleyen „basiret ve feraset“ sahibi bir milletin evlatlarιnι barιndιrmakta olan bu ülke kendisinden beklenen sorumlu davranιşlarι gösterecek ve sonunda tarihin konusu olmak yerine yeniden „tarihe konu sağlamak“ mevkisine yükselme çabasιnι ortaya koyacak ve adaletsiz dünya düzenini değiştirmek adιna var gücüyle çalιşacak ve dünyada ezilenlere ve mazlumlara yanlιz olmadιklarιnι haykιrmak suretiyle bundan böyle uluslararasι alanda alιnacak kararlarda Türkiyenin de söz sahibi olduğu gerçeğini dost-düşman herkese belletecektir.
Ben, şahsen bu ülkenin yarιnlarιndan çok umutluyum. Memleketimiz 12 yιlda devrim gibi kararlarla adeta şaha kalktι. Tabii ki Türkiye yine de bundan ibaret değil. Enerjimizin büyük bir bölümünü içerdeki ve dιşardaki fitne-fesat odaklarιna harcamak zorunda kalmasaydιk bugünkünden çok daha iyi bir konumda olabilirdik. Ama yine de çok şükür. En azιndan milli iradeyi teslim almaya kalkιşan karanlιk güçler tamamen olmasa bile büyük oranda „tasfiye“ edilmişlerdir. Ülkenin önünde set oluşturan „geometrik, simetrik bazι kökü dιşarda yapιlanmalar“ da en kιsa zamanda tamamen tasfiye edilmiş olacaktιr. Sonrasιnda, Türkiyemizin 10 yιl sonra bütün dünyada sözü dinlenen bir ülke olmasιnιn önünde hiç bir engel kalmayacaktιr.
MKV Nedir?
Öteden beri önemli bir hikmet olarak tebarüz etmiş bulunan görüşe göre siyaset genel olarak üç şey için yapιlιr:
Misyon
Komisyon
Vizyon
Bizim halkιmιz ilk olarak kendi Cumhurbaşkanιnι kendi reyleri ile belirleyecekse en başta adaylarι bu üç durum ile değerlendirecektir. „Cumhurun Reisi“ olma iddiasιyla aday olan bu zevattan hangisinin ne için siyaset yapmakta olduğunu gözden geçirecek ve sonuçta „vizyon ve komisyon“ gayesiyle aday olanlarι eleyip „misyon sahibi“ olan adayι kendisine „Reis“ olarak seçecektir.
MHP ve CHP kendileri siyasi parti olmalarιna rağmen ülkenin Cumhurbaşkanι olmasι için siyaset dιşιndan bir aday aramalarι ve bula bula „etliye sütlüye karιşmayan renksiz, kokusuz ve ülke halkιnιn dokusundan habersiz Suudi-Amerika meşrep bir adamcağιzι“ aday yapmιşlar. Adamιn daha önce siyasetle hiç bir ilgisi olmamιş. Başkaca iki parti kendisini aday gösteriyorlar. Peki ama neden? Nedeni basit kendi partilerinden o makama lâyιk bir kişiyi bulamadιklarι için elbetteki. Bu iki partinin de ülke adιna bir misyonlarι olmadιğι için elbette ki „vizyona“ oynamalarι gerekecekti. Ancak ilginçtir her iki partide bu vizyonu temsil edecek bir adam/kadιn da bulunamamιş ve sonunda bu işi „komisyonculuk“ yoluyla halletme yoluna gitmek durumunda kalmιşlar. Sonuç olarak MHP ve CHP komisyonculuk yöntemiyle çatιya yani vizyona bir badem bιyιklι amca çιkartmak suretiyle adeta milletimizin zekâsι ile alay edercesine bir tutum içine girmişlerdir. Bu millet vizyon için siyaset yapan nice kişiler gördü bu zamana kadar. Sonuçta vizyona başka birileri girince öncekiler ademe mahkum oldu. Komisyoncuda çok gördü bu millet. Komisyoncularιn da akιbeti farklι olmadι. Onlar da tarihin çöplüğünde yerlerini almιş oldular.
Komisyoncu esnafιnιn vizyona çιkarttιğι zat, doğruyu söylemek gerekirse onlar tarafιndan bulunabilecek en iyi aday. Yabancι dili var, kariyeri var, yabancι ülke liderlerinden dostlarι var, bιyιklarι var, muhtemeldir ki serveti de vardιr. Daha ne olsun...
Misyon
Siyaseti komisyon yahut defile mankenleri gibi piyasa yapmak üzere vizyon olsun yapmak kιsa vadede kazanç gibi gözükse de orta ve uzun vade de kesin kayιptιr. Oysa bir misyon için bir dava için siyaset yapanlarιn başarιlarι hiç bir zaman aldιklarι oy oranι ile ölçülmez. Zira misyon sahibi insanlar için „kazanç parametreleri“ çok farklιdιr. Hatta bazen görünürde kayιp gibi gözüken şeyler aslιnda kazançtιr. Bu bakιmdan siyaseti işte bir dava adιna yapanlarιn önüne konulan engeller´birer birer yιkιlmaya mahkumdur. Nitekim Tayyib Erdoğan için daha yakιn bir zamanda „muhtar“ bile olamaz diyen sefih ve sefiller ordusunun mensuplarιndan en azιndan bir kιsmι „hayιrlι olsun“ mesajlarι yayιnlamaya başladιlar.
Başbakan ne muhteşem bir ufka sahip olduğunu defaatle kanιtlamιş birisi olmasιna rağmen ve kendisini bιrakιn Türkiyeyi dünya tanιyor olmasιna rağmen 1 temmuz tarihinde aday tanιtιm toplantιsιna gösterilen ihtimam ancak böylesi önemli bir dava adamιndan sadιr olabilecek bir davranιş türüdür.
Çatιya bir karaltι dikenler adaylarι ancak „arama motorlarι“ sayesinde biliniyor olmasιna karşιn onun için düzenledikleri aday tanιtιm çalιşmasιna bir bakιn. Başkaca şeylere fazla kafa yormaya gerek yok. Şu iki organizasyona bir bakιn ve arada ne kadar fark var görün diyemiyeceğim, zira bu durum kιyas-ι gayri kabil bir durumdur.
Ben bu ülkenin misyon sahibi ve kendisini isbat etmiş dünya çapιnda bir lider tarafιndan yönetilmesini istediğim ve ülkemi sevdiğim için 4 ağustos sabahι „evet“ mührünü ülkemin geleceğine Tayyib Erdoğan için vuracağιm. Memeleketimiz, Milletimiz ve bütün İnsanlιk için hayιrlara vesile olsun.