Doyumsuz
Sırılsıklam olduğumuz zamanlarda.
Doyumsuzuz işte,
Dahası var mı ya?
Özveride bulunan kara bir köpek
Ve tenimi kaşındıran sıtma bir sivrisinek
Sadakatsiz bir beden,
Yarım ifadeler…
Beleşe sevgiler
Ve yere yuvarlananınkinin kirli yüzü.
Yine nefretin tohumlarını tozlaştırıyor
Sarı arılar.
Ana kraliçe sinirli…
Ağustos Böceği
Avustralya biletini almağa gitti kış için,
Karıncalarsa hala çekirdek kabuğu taşıyor yerden
Ve Annem üzerlerine tuz basıyor mutfakta.
Burada böylece kalıp gözden kaçırdıklarımı
Yakalayabilmek harika!
Amazon karanlığında yürüyen bir kaplanın
Adımlarını hissedebilmek…
Çatırdayan moleküllerin oluşturduğu bir tozdan üreyen bir canlı da işte aramızda!
Şimdi karanlık.
Adaletli Güneş uzak doğuda,
Biliyorum birazdan yine sıcaklığını hissettirecek üzerime
Tabi yağmur işine karışmadıkça.
Güneşi, yağmuru, rüzgârı bize bağışlayan yaradan ne kadar da hüzünlüdür şimdi…
Ne kadar da hüzünlü suratlarız onun karşısında.
Hep bir Cennet arayışındayız.
Nasıl olurda bulamayız onu?
Havada çırpınan güvercinlerin kanadında ıslak damlalar,
Sırılsıklam olduğumuz zamanlarda.
Doyumsuzuz işte,
Dahası var mı ya?