Demokrasi Sandık Demek Değildir!
Başbakan ne zaman „Milli İrade“ vurgusu yapsa hemen birileri koro halinde „Demokrasi sandιk demek değildir“ diye ortalιğι veyveleye veriyorlar. Bazιlarι ise zülfüyare dokunmamak için olsa gerek, „demokrasi sandιktan ibaret değildir“ diyerek suret-i hak tan yana gözükme gayretkeşliğine soyunuyorlar.
Son zamanlarda yine „nurtopu“ gibi bir tartιşma konumuz oldu. Sen misin habire Milli İrade vurgusu yapan o zaman biz de demokrasinin sandιktan ibaret olmadιğι tezini işleyeceğiz. Eyvallah, işleyin bakalιm. Gerçi geçmişteki hakaretamiz ifadelere baktιğιmιzda bu ifade hafif bile sayιlιr. Öyle ya bu kafa bir zamanlar halkιmιza „göbeğini kaşιyan adam“ da „bidon kafalι „ da dedi. Hatta bedenini pazarlayan bazι manken titr`li soytarιlar kendi oylarιnιn bir çoban reyi ile eşit olamayacağιndan bile sözedecek kadar sapιtmιştιlar. Benzer hakaretleri daha unutmadιk. Onun için sandιk her şey demek değildir diye geveleyenlere ben kιzmak yerine „acιmayι“ yeğliyorum. Zira demokrasinin sandιk olmadιğι tezini savunanlarιn sandιktan çιkabilme umudu kalmadιğι gerçeğini de görmemiz gerekir. Bu konuda onlar her ne kadar sert ve tavizsiz olsalar da biraz „empati“ yapmak gerektiği kanaatindeyim. Ülkede bir başbakan var kaç seçimdir oy`larιnι habire artιrιyor. 11 yιldιr işbaşιnda ama ne gidiyor ve ne de gidecek gibi gözüküyor. Dahasι ülkenin önüne 2023 vizyonu gibi muazzam bir „vizyon“ koyuyor. Yetmezmiş gibi bir de son zamanlarda 2071 vizyonundan bahsetmeye başlιyor. Adam hiç bir şekilde gidecek gibi gözükmüyor ve tuhaf gibi gözükse de adam seviliyor. Ülkenin yarιsι bu lidere severek oy veriyor, kalan yarιnιn diğer yarιsι ise oy vermiyor ama onu hem seviyor, hem güveniyor ve hem de onun ülkeyi yönetmesinden memnun olduğunu açιktan ifade ediyor. Ortada böylesine bir manzara var. Yetti mi, değil. Oy verme haklarι olmasa bile Başbakana Balkanlardan Kafkaslara, Ortadoğudan Afrikaya kadar bir çok memleketin halkιndan muhteşem bir sevgi ve ilgi de var. Siz muhalefet olsanιz, böyle bir lider ile nasιl başa çιkabilirsiniz Allah aşkιna!
Bu sebeple azιcιk olsun empati yapalιm demekteyim. Peki Türk halkιnιn sevgi ve ilgisi Başbakanιn ipoteği altιnda mιdιr? Sevgi konusunda çok önemli bir duyarlιlιk olabilir belki ama „yönetme“ konusunda böyle bir ipotek sözkonusu bile edilemez. Zira Mahkeme kadιya mülk değildir. Memlekette Başbakan konuşmadιğι sürece konuşmaya bile gücü yetmeyen, Başbakan konuşunca da ya hakaret edip çukur seviyesine düşerek yahutta „onun dediği gibi değildir“ demek suretiyle peki ya nasιldιr dediğiniz zaman diyecek bir şeyi olmayan bir muhalefet anlayιşι elbette ki bu lider ile başa çιkamaz. Başbakan, Kanal-İstanbul, üçüncü köprü, yeni havalimanι gibi devasa projelerden bahsettiğinde muhalefetin daha devasa projelerden bahsetmesi ve halkι ikna etmek için çaba göstermesi gerekirken onlar sadece „demode yeniçeri“ gibi habire „istemezüük!“ şarkιsι çιğιrιyorlar. Bu kafa ile bιrakιn Başbakan gibi karizmasι yerinde dünya çapιnda bir lider ile başa edebilmeyi renksiz, kokusuz silik bir adam ile başa çιkamazsιnιz.
Şimdi empatimizi yaptιk ve sonunda muhalefet açιsιndan hem vahim ve hem de umutsuz bir vaka karşιsιnda olduğumuzu tespit ettik. Tamam sandιk yolu ile bu muhalefetin ne birikimi, ne nefesi ve ne de kadrosu bu iktidar ile başa çιkamayacak. O halde sandιk dιşι yollarι meşru mu kabul etmeliyiz. Bu işte, bu dur çamura yatmak ve etrafa çamur bulaştιrmak. Sandιk yolu ile başa çιkamιyorsan „izzet-i ikbal ile çekildik bab-ι hükumetten“ dersin ve adam gibi çekilir gidersin. Bunun yerine ağaç bahane, darbe şahane diyen üç beş sanatçι paçavrasιnιn ve zihinleri iğdiş edilmiş adιna yeni gençlik gibi afilli isimler konulan bindirilmiş kιtalardan meydana gelen kuru kalabalιklarιn vandalizmine teşne olmaya bile aldιrιş etmeden koşa koşa bu meydanlara koşarsan kusura bakma ama bu ülkede kimse sizi „lider“ yerine koymaz. Suret-i haktan görünüp, yahu bu gençleri de bir dinleyelim gibi beylik laflarla kimseyi kandιramazsιnιz. O sizin bir zamanlar „Haso“ ve „Memo“ diye küçümsediğiniz insanlar artιk iradesine ipotek koydurmayacağι konusunda rüştünü ispat etmiş bulunuyor. Demokrasi sadece sandιk değildir lafιyla çamura yatmak yerine erkekçe ve mertçe ortaya çιkιp: „Biz demokrasiyi severiz. Ama bu cahil (!) halk bir türlü bizim kιymetimizi anlamιyor bu yüzden demokrasi dιşι yollardan da olsa bu halkι biz yönetmeliyiz. Zira bu bizim hakkιmιzdιr. Bu ülkenin kurucu partisiyiz(Peh!peh“) Biz bu halkιn babasιyιz, biz ne dersek o olur.“ Deyin herkes daha net bir şekilde kimin ne olduğunu anlasιn ve ona göre daha özgür davranabilsin. Sandιk sizi çιkarmιyorsa bunu „adam gibi“ sineye çekeceksinizt. İnsanlara tarz-ι hayat dayatmaya hakkιnιz yoktur.
Demokrasi sandιk degildir.
Peki ya nedir?
Dürüstseniz eğer daha net ve sarih konuşun. Seçimler ve millet iradesi madem ki demokrasi olmuyor, olamιyor, peki ya ne oluyor demokrasi. Hani yunancadan geçen „Demokrasi“ „Halk ve Yönetim“ anlamlarιna gelen „Demos“ ve „Kιratos“ kelimelerinden meydana gelmişti. Ne yani yoksa o zaman mι yalan söylemiştiniz. Doğruyu söyleyin de bilelim. Mertseniz deyin ki tamam sandιk önemlidir ama daha önemli şeyler var.
Pardon ne gibi? Mesela:
-İşbaşιna müslümanca yaşamak isteyenler de gelse ülkenin „beyaz ve azgιn azιnlιğιnιn“ kazanιmlarιna dokunamaz.
-Gençler zarar bile görse „içki düzenlemesi“ yapιlamaz. Kamu kurumlarι hep içki sofralarιndan yönetilmek zorundadιr.
-İsteyen istediği gibi kaç aylιk olursa olsun kendi çocuğunu katledebilir, yönetenler bu konuda düzenleme yapamaz.
-Başörtüsü ile kamu kurumlarιnda hizmet verilemez, ancak lezbiyenlik, homoseksüellik ve eşcinsellik gibi konular tamamen serbest olmalι, dileyen dilediği gibi sokak ortasιnda, parkta, meydanda soyunabilmelidir.
Bu ve benzeri gayr-i ahlâki durumlarι uzatmak mümkün ama ben fazlaca uzatmak istemiyorum. Başbakana karşι „Gezi“ adι altιnda bir kalkιşma denemesi yapmιş olan ve „sonbahar ιsιnacak“ kehanetinde bulunan bu „kemalist-seküler-pozitivist“ bir avuç azgιn azιnlιk memlekette buz gibi „küfür düzeni“ istiyorlar ama bunu yiğitçe çιkιp açιklayamιyorlar. Tabi oy kaygιsι olmayan bazι şarlatanlar böyle diyemiyorlar da müslümanlarιn değerlerine saygιsιzlιk yaparak bunu ortaya koymaya gayret ediyorlar. Oy kaygιsι olanlar da çaktιrmadan bu „çukur“ demenin çukurlara bile saygιsιzlιk olacağι „adam yahut madam müsveddelerine“ övgüler düzüyorlar ve bunu yaparken de alemi sersem yahut kör sanιyorlar. Hemen her seçimde tokadι yiyorlar ama yine de uyanmιyorlar.
Efendice bir Uyarι
Arkadaş, O eski Türkiye yok artιk, bunu artιk kabul edin. Ya insanιmιzιn umutlarιna hitabedecek çok ciddi projeler hazιrlayarak halkιn karşιsιna çιkιn, makul projeler ve makul taleplerle vatandaşιn güvenini kazanιn yahutta bir kere daha rezil olmadan çekilin gidin, daha iyi yapacak olanlar gelsin. Sorun adam da değil yahu “zihniyette” diyorsanιz, o zaman tiynetinizi de zihniyetinizi de değiştirin. Zira beşinci kol yok artιk. Onlarιn hepsi tarihin kara sayfalarιna gömüldü gitti, bunu iyice aklιnιza sokun. Sandιk dιşιnda hiç bir şecenek yok. “Milli İradeye” saygι duyacaksιnιz. Bunu severek yapmazsanιz, mecburen yapacaksιnιz.
Son Söz: Bence bu kafa ile sandιkta size “ekmek” yok. O halde kafayι değiştirin ve halkιn “değerleri” ile barιşιn. Bakιn size yol bile gösterdim. Daha da anlamιyorsanιz ben ne yapabilirim. Kimse bir şey yapamaz. Eni-konu yarι deli, kimsenin hazzetmediği bazι kanlι katillere yahutta beceriksiz bazι zavallι ülkesine bile „Malik“ olamayanlara Ülkeniz aleyhinde „absürt“ bazι laflar söyletebilir ve onun verdiği keyif ve haz ile yetinirsiniz. Bu kafa ile ancak bu kadarιnι görebilirsiniz. Kimbilir çok yakιnda onu bile bulamayabilirsiniz. Benden söylemesi.
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya
#