Hakikatin Hatιrι…

Hatιr konusunda çok zengin bir kültüre sahip olduğumuz ortada.
Ömer ERDEM Ömer ERDEM

Arkadaş hatιrι için çiğ tavuk yemekten tutun, bir fincan kahvenin 40 yιl hatιrι olmasιndantutun da hatιr çekine kadar… Bu arada „hal-hatιr“ sorma gibi rutin eylemimizi de ihmal etmeyelim. Ancak hakikatin hatιrι konusunda ne yazιk ki bu kadar iyimser olma imkanιmιz bulunmuyor. Hatta insanιmιzιn hakikat ile ilgili ciddi bir kanaate sahip olup olmadιğι bile tartιşmaya açιktιr. Peki nedir hakikat?

Hakikat; „hususiyetle korunmasι gereken şey“ demektir. Arapçada „Huk“ mafsallarιn birleştiği yere denilir, bu omirilik için de aynιdιr. Buralarda meydana gelebilecek milimlik bir sapma bedenin „felç „olmasιna yol açar. „Hakaka“ kökünden gelir, „uygunluk ve muvafakat“ anlamlarιnι ihtiva eder. Dolayιsιyla sadece Allah için kullanιlmasι mümkün olan „El-Hak“ ise mutlak gerçek demektir. Zira El-Hak olan eşsiz ve benzersiz mutlak gerçeğin mutlak kaynağιdιr. Hak kelimesinin tam karşιlιğι gerçek, sahih, adalet, vacip, sorumluluk ve anlamlιlιktιr. Hak kelimesinin zιddι ise batιldιr. Batιl, anlamsιz ve amaçsιz olan demektir. Hakikat kaynağιnι El-Hak olandan yani mutlak hakikatin sahibinden onun izin verdiği ölçüde alιnan mukayyet gerçeklerdir. Mutlak gerçeklik sadece ve sadece Allaha mahsustur. Ancak onun var ettiği varlιğιn da bir hakikati vardιr. Varlιğιn hakikati kaynağa sadakatle doğru orantιlι olmak durumundadιr. Aksi takdirde batιl ile bulaştιrιlmιş bazι hakikatlerden bahsederiz ki bu Allahιn rιzasιna muhaliftir. Bu sebeple Allah insandan ne az ne de fazla inanç bekler, sadece kendisinin öğrettiğine iman, öğrettiği gibi iman edilmesini ister. Müşrikler Allahι inkar etmiyorlar tersine fazladan iman ediyorlardι yani İslama, yani Fιtrata zam yapmaya kalkιşιyorlardι. En büyük Hak en büyük olanιn hakkιdιr. Dolayιsιyla şirk aslιnda Allahιn hakkιnι çiğnemektir.
Rabbimizin insan denen iardeli varlιktan sadece ve sadece “Hakikat” diye bir derdinin olmasιnι istiyor. Zira hakikat diye bir derdi olmayan insanιn şeytanιn oyuncağι olmasι kaçιnιlmazdιr.
Allah insanι bir anlam ve bir amaca mebni olarak var etmiştir. Ve onu hem vahiy ve hem de kendi içlerinden seçip gönderdiği Elçilerle destekleyerek “hakikati” aramasιnι emretmiştir. Gerçeği bulmanιn ilk şartι El-Hak olanιn sadece insanι değil eşyayι da hak üzere yarattιğιnι kabul etmek ve buna teslim olmaktιr. Bazι tarikat ehli insanlarιn “Allah dιşιnda her şey batιldιr” sözleri batιldιr. Sufistler (sofist) eşyanιn hakikati olmadιğιnι ileri sürerler. Ve herkesin haklι olduğu tezini ileri sürerler. Onlarιn zihinlerinde kainatιn bir El-Hakkι yoktur. Safsata da buradan türemiştir. Zira bunlar kelimenin tam anlamιyla “safsatadιr”, ne yani şimdi dünyamιzda 7 milyar insan yaşιyor o zaman yedi milyar doğru mu var? Hayιr. O senin doğrun kelimesi tam bir laf ebeliğidir. Doğrunun kaynağι tek tir . O da El_Hak olan Allahtιr. Insanιn ve eşyanιn da hakikati vardιr, onlarιn hakikati mutlak değil mukayyettir. Hem insan ve hem de eşya hak tιr. „ Ay ve Güneşi Hak ile yarattιk“ demek herşeyi bir anlam ve amaca mebni olarak yarattιk demektir. Zira hak dan sonra geriye sadece “dalalet ve zulüm” kalιr. Allahdan başka herşey yok hükmündedir diyenler Allahιn hem satιrlardaki (Mushaf) hem sadιrlardaki (Kalp) ve hem de kainattaki ayetlerini inkar etmeye kalkιşanlardιr. Zira herşeyin bir hakikati vardιr. Bizim onu kavrayamamιş olmamιz onun hakikatinin olmadιğιnι değil bizim acziyetimizi ifade eder. Bir kere hakkιn tahakkuku her zaman ve her şartta mutlaka “adalet” ile sonuçlanιr.

Bu sebepledir ki Allah kullarιna adaletli olmayι emretmiştir. Her işini mutlaka belli yasalara bağlι kalarak (sünnetullah, adetullah) yapan Allah insane “adaleti” kendisine de “merhameti” farz kιlmιştιr. Hakkιn en önemli özelliği karιştιrmaya gelmemesidir. Hakkιn içine bir milimlik batιl karιşsa o, Hak olmaktan çιkar. Hakkιn bir zaman mutlaka ama mutlaka ortaya çιkma gibi bir adeti vardιr. Batιl ise adeta köpük gibidir, yani batma tabiatlιdιr ve yok olmaya mahkumdur.

Uhud günü müslümanlar bu bizim başιmιza nereden geldi diye sorduklarιnda vahiy onlara ve tabi ki aynι pozisyona düşen herkese “min indi enfisikum” yani kendi nefislerinizden dolayι diye cevap vermişti. Doğrudur, müslümanlar Uhutta savaşι kaybetmişlerdi ama onlar sonuçta omurgalι durduklarι için “hakikati” kazanmιşlardι. Hakikati kazanmak savaş kazanmaktan elbette ki daha evlâdιr. Hakikatiniz yoksa dünyanιn hepsi sizin olsa ne olur, netice fanisiniz ve günü gelince sadece biraz daha pahalι bir kumaşa sarιlιrsιnιz. Yeraltιndaki haşeratιn kumaş kalitesine dikkat ettiğini de hiç sanmιyorum.
Modernitenin biz müslümanlarιn bile zihinlerini “iğdiş” etmekte olduğu zor zamanlardan geçmekteyiz. Müslümanlar gerçekten zor bir sιnavdan geçiyorlar. Özellikle de şu “demokrasi, insan haklarι” gibi efsunlu kelimeler konusunda bir “ama” lι cümle kurmak bile tehlike olarak algιlanmaya başlandι. Oysa bize dayatιlmakta olan bu değer denen kavramsallaştιrmalarιn arkasιnda her zaman bir zorbalιğιn bulunduğu hakikatini unutmaktayιz çoğu zaman. Dahasι kendi değerlerimizle aramιzdaki mesafeyi daha bir açmakta ve kendimize yabancιlaşmaktayιz. Sözümona batιnιn binbirtürlü caka ile herkese pazarlamakta olduğu insan haklarι denen şeyler bizim inanç dünyamιzda bir hak değil “vecibe”dir. Mesela, İslamda “yaşamak” bir hak değil vucubiyyettir. Zaten intihar etmek bu yüzden yasaklanmιş ve haram kιlιnmιştιr. Beden benim değil mi istediğim gibi tasarruf ederim diyen kafaya müslümanιn söyliyeceği şey, evet beden senin değil, sen sadece emaneten onu taşιyorsun demek olacaktιr. Duyduğuna yahut gördüğüne inanmak tavrι sağlam bir müslüman tavrι değildir. Müslüman “hak, hukuk” sözkonusu olduğunda kιlι kιrk değil gerekliyse kιrkbin yarmalι ve işin hakikatini öğrenmeye çalιşmalιdιr. Hakikatin hatιrι bütün hatιrlarιn üzerinde olmalιdιr. Anne, baba, evlat, eş yada kardeş, ülke vatan ne olursa olsun hiç bir “değer” hakikatin hatιrιndan daha “değerli” olamaz. Hakikat bir müslümanιn en vazgeçilmez değeridir. Zira hakikatin yegâne kaynağι Hak tιr. Hakikatleri çiğnemek hakkι çiğnemek demektir. Hakikat değerini baştacι yapanlar El-Hak olanιn hakkιnι hakikatli bir şekilde teslim ederler. Hakkιn hakikatini teslim etme erdemini gösterebilenler ise hakikat uğruna en değerli değerlerinden bile vazgeçmekten imtina etmezler. Birtakιm ucuz şeyler uğruna hakikatin hatrιnι kulak ardι edenler ise her iki cihanda da mutlu olamazlar. Bu tür insanlar belki bu dünyada geçici bazι mevki, makam, şöhret ve para gibi fiyatι olan şeyleri elde edip geçici bir hazzιn sarhoşluğunu tadabilirler. Ancak bu cevheri bιrakιp cüruf ile uğraşmaya benzeyen ahmakça bir tavιrdιr. Zira hakikatin hatιrι insanιn varlιk sebebinin “nirengi” noktasιdιr. Bir amaç ve bir anlam ile yaratιldιğι hakikatini kavrayamayan insandan hak, hukuk ve hakkaniyet gibi değerlere sadakat beklenmesi “hoş” olsa da “boş” bir çabadιr. Kendisine yabancιlaşmιş bir insandan Allaha, insanlara ve eşya`ya hakikat nazarιyla bakmasι beklenmez. Merak etmeyen insanlarιn hakikat diye bir derdi olmaz. Hakikat diye bir derdi olmayan insana ise beşeri bir canlι payesinden daha fazlasι verilemez. Zira hakikat umdesine sarιlmak “insan” olmanιn ilk şartιdιr.
Büyük düşünür Sokrates ten hocasι Eflatun için sual edildiğinde; „Hocamι çok severim ama hakikati ondan daha çok severim” demiştir.
İşte bu dur…
Baki Selam ve Saygιlarιmla.

Ömer Erdem
Mainz/Almanya

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs