Tut Bizi Ey Oruç!
Geleneksel fιkιh kodifikasyonu içinde „bedeni ibadetler“ alt başlιğι altιnda yer bulan „oruç“ ibadetinin bedene tekabül etmekte olan tarafι bir yana esas ele alιnmasι gereken bizim mi orucu tutmamιz yoksa orucun mu bizi tutmasι gerektiğidir.
Kendisini, kendi hür iradeleriyle bilsin ve tanιsιnlar diye insanι yaratan Allah elbette ki insanι başι-boş bιrakacak değil di. İnsana hem akιl-irade, yürek ve vicdan gibi ulvi hasletler ve hem de kendi cinsinden elçiler gönderen Allah insanι önce iman etmeye, iman edeni teslim olmaya, teslim olanι da terbiye olmaya davet etti. Zira insanιn hakiki anlamda „insan“ olabilmesi ancak „terbiye“ olmasιna bağlιydι. Diğer ibadetler de olduğu gibi oruç da da maksat sadece insanιn talim ile terbiye edilmesinden ibarettir. Burada sözünü ettiğimiz terbiye tamamen insanιn kendi kişiliği ile ilgilidir. İnsanι en mükemmel bir şekilde yarattιğιnι bize Kuràn da haber veren yüce Allah, onun aynι zamanda çok zayιf ve yetersiz, „zalim ve cahil" olabileceğine de işaret etmiştir. Bu bakιmdan insanιn sadece bedenen değil ruhen de terbiye edilmeye ihtiyacι vardιr. Zaten Ramazan ayιnda tutulan orucun beden için yιllιk bir „bakιm“ olduğu gibi ruh için de bu böyledir.
Allah Teala Kur àn-ι Keriminde Ramazan orucunu geçerli bir mazereti bulunmayan kadιn-erkek bütün müminlere farz kιldιğιnι ifade ediyor. Üstelik tιpkι namaz, kurban ve hac gibi ibadetlerde olduğu gibi oruç da bu ümmet ile başlayan bir ibadet değildir. Allahιn iman edenlerden istediği ibadetlerin tamamι insanlarιn kendi menfaatleri icabιdιr. Adem den bu yana insanlιk belli bazι farklιlιklar olsa da Allaha karşι esas duruşlarιnι belirleyen ibadetlerle mesul tutulmuşlardιr. Zira Adem İslamιn ilk peygamberiydi Hz. Muhammmed Mustafa ise son peygamberiydi. Yani hem adem ve ondan sonrakiler ve hem de Muhammed Mustafa ve onun Allahtan getirdiği mesaja kayιtsιz ver şartsιz iman edenlerin hepsi müslümandιr. Oruç tutmak ise müslümanlara farz kιlιnmιştιr.
Yazιmιzιn başlιğιnda „tut bizi ey oruç“ şeklinde kullandιğιmιz ifade bir latife beyanι olmadιğιna göre bir anlamι olmalι. Ramazan ayιnda biz mi oruç tutmakla mükellefiz, yoksa oruç mu bizi tutar. Oruç tutmakla mükellef olanιn biz olduğumuza kuşku yok. Hatta biz oruç da tutabiliriz. Nitekim fecr vaktinden itibaren güneşin guruba ulaştιğι akşam vaktine kadar normal zamanlarda bize helâl olan şeylerden uzak durduğumuz zaman oruç tutmuş oluruz. Yeme-içme ve şehvetten uzak durmak suretiyle Ramazan ayιnι oruç tutarak geçirmiş olabiliz. Hatta buna bir kaç tane mukabele ve hatim de ilave edebiliriz. Bütün bunlar oruç tuttuğumuzun delili olmak için yeterlidir. Oruç zaten bu yönüyle de yani Allahtan başkasι için yapιlmasι imkânι olmayan yönüyle de özel bir ibadet türüdür. Biz kendimizi terbiye maksadιna matuf olarak oruç tutuyoruz ve bu bereket dolu günlerde daha bir ibadet ve taat ile meşgul oluyoruz. Peki buna rağmen bizim oruç tutmamιz yerine orucun bizi tutmasι ne demek oluyor?
Evet orucu gösterişe kurban etmek belki mümkün değil ama oruç zamanιnda bile istismarlar ve yanlιşlar yine gιrla gitmekte müslümanlar yine de ağιr bir imtihan ile test edilmektedirler. Beş yιldιzlι otellerin israf sofralarιndan tutun da benzeri nice yakιşιksιz tavιrlar sadece Ramazana mahsus kötü huylar olarak önümüze getiriliyor. Az önce insan ile ilgili olarak onun ne kadar cahil, zayιf ve nankör olduğunu söylemiştik. Aldιğι her nefesi yaratιcιsιna borçlu olan insan ne yazιk ki her an „nankörlük“etmeye meyillidir. Zira insan sιnιrlarι aşabilecek bir kapasite ve yetenekle (akιl-irade) donatιlmιştιr. Bu sebeple insan hemen her zaman sιnιrlarι aşabilir, „haddini“ bilmeyebilir ve boyundan büyük işlere burnunu sokmaya kalkιşabilir. İşte tam da bu yüzden oruç bizi tutmalιdιr. Oruç adamι tutabilir mi? Evet tutabilir. „Oruç insanιn başιnι dik tutar“. Oruç tutan bir müslüman aynι zamanda sair günahlardan da uzak durur. Kendini oruca tutturan bir müslüman ise her tür haddi aşma felaketinden emin olur. Zira oruç bizi tuttuğunda yanlιşa tevessül etme imkanιmιz tamamen kaybolur. Oruç insanι sağlam ve sağlιklι tutar. Oruç insanι sadece belli saatler arasιnda değil hayat boyu „dik ve diri“ tutar.
Bu durumda bizim oruç tutmak yerine kendimizi oruca tutturmaya daha fazla ihtiyacιmιz olduğu açιk. O halde hep beraber „tut bizi ey oruç“ diye yalvarιp yakaralιm ve Ramazanιnιz mübarek olsun yerine „Ramazan bizi mübarek kιlsιn“ diye birbirimize dua edelim. Zira Ramazan içinde bin ay dan daha hayιrlι bir geceyi (Kadir) barιndιrdιğι için zaten mübarektir. O bereketten biz ne kadar istifade edebiliz, biz onun yollarιnι arayalιm.
Orucun bizi tutmasι temmenisiyle ve Ramazanιn bizi mübarek kιlmasι dileğiyle…