“Ali Fuat Paşa ve Milli Mücadele
Programda oturum başkanı Prof. Dr. Enver Konukçu, konuşmacılar; Prof. Dr. Salim Cöhce(İnönü Üniversitesi) Prof. Dr. Dursun Ali Akbulut(19 Mayıs Üniversitesi) Prof. Dr. Haluk Selvi(Sakarya Üniversitesi) Prof. Dr. Enis Şahin(TTK) Dr. Tülay Duran ve akademik danışman Doç. Dr. Bünyamin Kocaoğlu ve kalabalık bir dinleyici katıldı.
İlk Adım Derneği ve Ali Fuat Paşa Belediyesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından Ahmet Faik Abasıyanık Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ali Fuat Paşa ve Mili Mücadele" konulu panelde konuşan Sarıalp, Cebesoy'un Milli Mücadele döneminde önemli bir rol üstlendiğini anlattı.
Ali Fuat Cebesoy'un manevi kızı ve yeğeni Ayşe Cebesoy Sarıalp, Türkiye'nin Milli mücadele döneminde verilen özverili mücadele sonunda kurtarıldığını söyledi.
Sarıalp, Cebesoy'un Türkiye tarihinde önemli olaylarda yer aldığını anımsatarak, "Ali Fuat Cebesoy, bir daldır. Bu gibi dallar sayesinde kurulan çınarlar ayakta duruyor. O bir vatan kahramanıydı. Her şeyini vatan için vakfetmişti. Ve her zaman; ‘Asıl harbi yapanlar Mehmetçikler ve top yekün halktı. Kurtuluş’u getiren o büyük azim ve vatan sevgisiydi’ derdi.
O büyük kahraman, kendisini vatanının bağımsızlığı ve özgürlüne adadı. Zenginlik ve şöhret içinde değil bir kira evinde yaşamına veda etti. O'nu 10 Ocak 1968’de bir top arabasına koyarak, ‘Sine-i vatana dönmek istiyorum’ diye vasiyet ettiği; düşmanı memlekete sokmamak için verdiği mücadeleye sahne olan ve ölümünden sonra kendi adının verildiği yere, bugünkü Alifuatpaşa’ya defnettik. Ruhu şâd olsun...” dedi.
İlerlemiş yaşına rağmen çalışma hayatını sürdüren Ayşe Cebesoy halen Türk-Amerikan Üniversiteliler Derneği’nin Genel Müdürü ve Üniversiteliler Kültür ve Eğitim Vakfı'nın yönetim kurulu üyesi ve Genel Müdürü olarak görev yapıyor.
13 Kitap yayınlanmış
Hayatını, manevi babası ve Amcası Ali Fuat Cebesoy gibi tarih, kültür ve eğitime adayan Ayşe Cebesoy, üniversite öğrencilerine seminer ve konferanslar vermiş. Tarih ve kültür alanında yayınlanmış 13 kitabı bulunduğunu söyleyen Cebesoy, şimdiki gençlerin tarihinden habersiz yaşamasına üzüldüğünü belirterek, “Tarihimiz çoğu zaman yanlış ve eksik aktarılıyor. Özellikle gençlerimizin tarihi bilgisi çok zayıf. Altın sayfalarla dolu şanlı tarihimizi doğru bir biçimde her fırsatta anlatmaya ve yazmaya gayret ettim. Geçliğimizin tarihi doğru olarak öğrenmesi ve tarihine sahip çıkması en büyük dileğim”
Türkiye'nin çok zor mücadelelerinin ardından işgalden kurtarıldığına vurgu yapan Sarıalp, "Bu topraklar atalarımızın döktüğü kanlarla alındı, bunun kıymetini lütfen bilin tarihimizi okuyun ve sahip çıkın. Tarihini iyi bilmeyen kişi, kökü çürümüş ağaca benzer, er geç o ağaç devrilir o ağaca sahip çıkmalıyız" şeklinde konuştu.
Alifuatpaşa Beldesi Belediye başkanı Şuayip Erkan Çalık kürsüye gelerek: “Tarihimize ışık tutan, tarihimizle alakalı bilinmeyenleri gencinden, yaşlısına her yaştan insanımıza öğretilmesi konusunda bu tür etkinlikler çok büyük önem arz etmektedir.
Tarih insanlara ve milletlere devamlılık, süreklilik ve düşünce duygusunu aşılar. Bugün Millet olarak sahip olduğumuz bütün değerler, Milli Kültür unsurları(dil, gelenekler, sanat, inançlar, yaşayış tarzı v.s.) atalarımızın bizlere bıraktıkları miraslardır. Bu mirasın zenginleştirilerek, işlenerek yarın ki nesillere aktarılması da bugünkü nesillerin görevidir. Bu görevin idraki içinde olmak ancak Tarih bilmekle mümkün olur. Yoksa milletlerin hayatında “devamlılık” düşüncesi oluşamaz. Nesiller arasında kopmalar meydana gelir ki, böyle Milletler yıkılmağa mahkûm olur.
Tarih; acı, tatlı hatıraların, önemli başarıların yaşadığı bir zaman dilimini ifade eder. Bu sebeple, birlikte yaşanan bir Tarih, insanlar arsında “Milli birlik ve bütünlük” fikrini geliştirir. Bu fikir ve duygu milletlerin hür ve bağımsız olarak yaşamalarının güvencesidir. Tarihin bir diğer önemi de; kendi kültürünü ve medeniyetini iyi tanıyan, ona sahip çıkma ve onu geliştirme şuuruna sahip nesillerin yetişmesine olan katkısıdır.
İyi bir tarih eğitimi almış, kendi milletinin tarihteki başarılarını öğrenmiş genç nesiller, milletlerine güven duyarlar ve başka milletlere hayranlık beslemezler. Millet ve Ülke olarak hür ve özgürdürler. Türk milleti; uzun yıllar içerisinde gelişen ve çok geniş bir coğrafya’da yaşayan köklü bir tarihin sahibidir. Milletimiz tarih içinde büyük bir medeniyet yaratmış, bütün insanlığı etkileyen siyasi, sosyal, dini, ekonomik müesseseler kurmuş, sayısız bilim adamları, düşünce adamları ve liderler yetiştirmiş bir millettir. Bütün bunlar bugün bizi bir millet yapan değerlerdir. Bu sebeple, bunların araştırılması ve öğrenilmesi büyük önem taşır.
Tarihini iyi öğrenen Türk çocukları Vatan, Millet ve Devlet sevgisini kazanır. Fedakârlık ve Milli dayanışma duygularını geliştirirler. Genç nesillerin, milletlerinin meselelerini, ülkelerine yönelen tehditleri de bilmeleri de ancak Türk Tarihi’ni iyi bilmelerine bağlıdır. Tarihteki Türk Devletleri’nin dış etkilerle içerden nasıl çökertildiklerini bilen Türk çocukları, bugün ve yarın aynı şekilde dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı koyabilir ve bunlara karşı devletlerini koruyabilirler. Ayrıca değişik coğrafya’da ve ülkede yaşayan Türk toplulukları birbirlerini tanır, bilir ve severler. Cumhuriyetimizin en önemli kuruluş felsefesi olan “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.”sözünün anlam ve önemini çok iyi kavramış bir millet olarak, gelecek nesillerimize daha modern bir ülke bırakacağımızdan hiç şüphem yoktur.
Bunun için geçmiş tarihimizi iyi öğrenmeli tarihsel gerçekleri, bilinmeyenleri açığa çıkartmalıyız. Millet olarak amacımız, akıl ve bilimin ışığında ilerleyerek, çağdaş bir toplum olarak sonsuza kadar var olabilmektir. Bunu yapabilecek kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”dedi.
Programa katılan Kazım Karabekir'in kızı Timsal Karabekir ise gençlerde tarih bilincinin oluşturulması gerektiğini ifade etti.
Mustafa Hamdullah ERGİN