Kızılcık Pazara Çıktı
Doğal olarak bizlere sunulan kendine has aromatik lezzetleri olan meyvelerden biri de Kızılcık’tır.
Editör
4 ila 15 metre kadar uzayan, kışın yapraklarını döken bir ağaçtır. Birde dişi kızılcık vardır ki onun meyvesi yenmez.
Kızılcık satıcısı Hanım Teyze şöyle konuştu: “Kızılcık ishale ve bağırsak yaralarına, mideye, safraya iyi gelir.
Eskiden çekirdeğinden elde edilen yağdan sabun yapılır, gaz lambasında kullanılan bir yağ elde edilirdi.
Büyüklerimiz iplik çıkrığı ve çarklarının yapımında metal çarklar yerine kızılcık dallarından yapılan çarklar kullanılırdı. Harmanda, tarlada kullandığımız dirgen ve sürgü dişleri, öteki kimi tarım aletlerinin saplarını kızılcık ağacından yapardık.”
Teyze sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kızılcığın ilginç bir özelliği, çok erken çiçek açmasına karşın, meyvesinin epeyce geç olgunlaşmasıdır. Bu sebeple Anadolu’da “Şeytanın küren başı beklediği gibi beklemek” diye hoş bir deyim vardır ve uzun sürecek, kolay sonuçlanmayacak işler için söylenir. Şeytan çiçek açtığını görünce, şu ağaç erken meyve verecek, altında bekleyeyim de yiyeyim diye beklemeye başlarmış. Bekleyiş o bekleyiş… Şubattan, Marttan, Ağustos’a hatta Eylül ayına kadar beklermiş. Meyve vermediğini görünce bırakıp gidermiş.
Kızılcık meyveleri av etleriyle kızartılmış etlerin yanına jöle yapımında kullanılır.
Meyveler taze olarak da yenir; reçel, şerbet, marmelat, şurup ya da şarap yapımında kullanılır. Taze ya da kuru meyve suda haşlanıp içilirse ishal hemen kesilir. Ayrıca, günde bir bardaktan bir süre içilecek kızılcık suyu mesane iltihabını (sistit) iyileştirir.
Kuru meyvenin kaynatılıp pelte kıvamında yenilmesi de basura iyi gelir.
Kızılcık sopası
Tarihte kullanılış biçimleri yukarıda da anlattım. Bizler tarihimizle ilgili olarak da “Kızılcık sopası” sözünü hatırlamakla yetinsek bize yeter.”dedi.
Mustafa Hamdullah ERGİN