Analar Ağlamasın!!! İyi Ama Nasıl?
Bir kaç maceraperest Osmanlı paşasının ülkeyi ı0 yıl içinde nasıl da büzüştürüp başına binbir dert açtıkları herkes tarafından biliniyor. Osmanlı saray bürokrasisi tarafından yeniden dizayn edilen ve adına Cumhuriyet denilen rejim hakimiyetini sağlar sağlamaz kendi halkının ensesinde boza pişirmek için her türlü zecri tedbire başvurmaktan kaçınmadı. Zamanında moda olan „Ulusalcılık“ akımının da etkisiyle mavi gözlü sarışın yepyeni saf bir ırk ve ona mensup yeni bir tarih, yeni bir din, yeni bir yazı, yeni bir dil, hulasa tamamen yenilenmiş gıcır, gıcır bir ulus yaratmak için mühendislik çalışmalarına başlayan pozitivist kadroların bu yeni bir ulus yaratma hevesi bugünlerdeki „Terör“ belasının yegane sebebidir.
Şimdi ben, kendilerini „Kürt“ olarak tarif eden kardeşlerimize bu zorba rejimin her tür zulmü reva gördüğünü, Dersim`den Diyarbakır Cezaevi`ne ve oradan „Kart-Kurt“ tipi tahfif ve tazyiflere, Anaların evlatları ile işaretleşmek zorunda kalmalarına ve daha nicelerinden bahsedebilirim. Ancak bir şeyi hatırlatmakta fayda var ki bu rejim sadece onlara zulmetmedi. Dindar-mütedeyyin insanımız mensubiyetine bakılmadan her türlü zulme uğratıldı. Bunu söylerken büyük çoğunluk rejimin hışmına uğradı, biraz da size olmuş ne var bunda demiyorum. Tam tersine eğer Kürt halkı secüler yaşamı benimsemiş olsa yahut bir başka ifade ile ülkenin diğer kesimine göre daha dindar değilse bile din alanında çok daha hürmetamiz olmamış olsaydı bu zulme uğramazlardı. Bu ağır bir iddia gibi gelebilir ancak bana göre kemalist kurucu felsefenin dindarlardan başka düşmanı yoktur. Unutmayın Ülkede adı „İslamcı“`ya çıkmış bir iktidar tam 9 yıldır iş başında ama Başbakan kendi kerimesini bile bu ülkede okula gönderemiyor. Eşi bazı hastahanelere kabul edilmiyor. ı5 yaşından küçük çocuklar Kuràn öğrenemiyor.
Ülkemizin başına tebelleş olan bu belanın öyle bir makalenin hacmi içerisinde değerlendirilebilecek bir konu olmadığı ortada. Zira bu konunun dünya konjönktürü ve özellikle de Türkiyemizin bölgede ele almaya başladığı inisiyatif başta olmak üzere daha bir yığın parametreleri var. Ancak bana göre bütün bunlar bertaraf edilse bile sorunlar bitirilemez. Zira yanlış teşhis doğru tedaviyi sağlamaz. Bütün mesele, bu rejimle topyekun hesaplaşmaktan geçmektedir.
Hemen ifade edelim ki son 9 yıl içerisinde inkar ve asimilasyon politikları bitirildi. Ak Parti hükumetleri döneminde bu konularda önemli adımlar atıldı. Yeterli mi? Hayır. Bu konularda Ak Parti hakikaten çok cesur adımlar attı. Normalde oy kaybına bile uğrayabilirdi. Ancak başbakan muhteşem „Karizması“ sayesinde tabanını da dönüştürmesini bildi. Böylesi bir vasatta yine de %50 oy almış olması gerçekten de her türlü takdirden varestedir. Zira memlekette, siyasetle uğraşmaktan onca techizata rağmen teröristleri takip etmekten aciz komutanlar, köklerini kazıyalım, şehitler ölmez vatan bölünmez sloganları atan bir yavru muhalefet, komutanları kodese tıkarsanız askerlerimiz ölür diyen bir anamuhalefet. Aman ya Rabbi!!.
Şu hale bakar mısınız, şairin dediği gibi:
Aman efendim Aman!
Galiba Ahir Zaman
Manzarası Yurdumun
Tufan Gününden Yaman!
Her ırkçı ve kafatasçı yaklaşım bir birinin ana rahminde döllenir. Türk faşizmi sonunda Kürt faşizmini doğurmuştur. Biri ile başa çıkamıyorduk şimdi iki oldular. PKK, DTK; KCK, BDP ve aklınıza ne gelirse farketmez, zira hepsi de aynı kapıya çıkar. Sadece Kürtler diye bir toptancılık yapmayın yeter. Zaten bu sayılan güruhun ve onların karşılığı olan Türk tarafının herhangi bir derdi yoktur. Dolayısıyla vay anasını yine çözüme yanaşmıyorlar diye hayıflanmaya hiç gerek yok. Asla yanaşmazlar. Akıllara zarar ama Devlet Apo`yu salıverse bile bu mesele yine çözülmez. Zira kavganın temelinde Beyaz Kürt, Beyaz Türk meselesi vardır. Beyaz Türkler tabii olarak asker cenazelerinde slogan atıyor ve onların anası ağlamasın istiyor. Beyaz Kürtler de dağdaki gençlerin cenazelerinde slogan atıyor ve onların anası ağlamasın istiyor. Peki zenci Türkler ve zenci Kürtler “Kalp ve “Vicdan” sahibi değil mi ki onlar kimseye ağlamıyor. Hayır aksine iki tarafta da onlar ölüyor ve zaten onların anaları ağlıyor. İşte bu mesele zaten her iki taraftan da ağlamasın diyenlerle ağlayanların farklı kesimlerden olmasından kaynaklanıyor. Bir subay, gencecik bir fidanın eline pimi çekilmiş el bombası veriyor ve çocuklar eğitim zayiatı sayılıyor. Karşıdakiler ise tam bir cinayet ve infaz şebekesi. Yoruma yahut eleştiriye bile gerek yok. Faşist Kürtler, bu faşist Türklerden bıktık artık biraz da biz faşizan otoritenin keyfini sürelim demektedirler. Öz vatanında bile hak ile yeksan olmuş bir marksist-Leninist diktatorya hevesi ancak akılları dumura uğramış eli silahlı, kendisine yardım eden her organizasyona teşne ve taşeron kalmaya mahkum bir avuç eşkiyanın bölgede hatırı sayılır miktarda oy alabilmesi mezkur rejimin ektiği kin tohumlarının bir ürünüdür.
Üstelik elinde silah olmasa da Türk tarafında da bu ideoloji ile beyni yıkanmış ve müslümanları gördüğünde “Al” görmüş boğa ya dönen insanlar vardır. Kim ne derse desin bu kavga da tamamen ideolojiktir. Kürt, Kürt hakkı gibi ibareler ölü yüzü pudralamaktan ibarettir. Bir zamanlar bu rejim; Kürt sorununa İslami çözüm adında bir tebliğ sundu diye bir yazarımızı hapsetmişti. Neyse ben söylersem bir şey olmaz herhalde. Evet çözüm İslam anlayışındadır. Bu da kısaca insanı öncelemekten geçer. İnsan olan da vicdan olur. Vicdanı olan herkes sadece bizimkilerin anasının değil onların anasınında ağlamasını istemez. Dağdaki terörist yahut gerilla her ne ise hüdai nabit midir? Onun da ağlayan bir anası yok mu?
Bunlar üzerinde akademik çalışmalar yapılması gereken ciddi konular. Ancak çok pratik bir kaç şey söylemek isterim.
ı- Teröristle mücadele konusu derhal askerden alınıp özel yetiştirilmiş polise devredilmelidir
. 2- Jandarma tamamen lağvedilmeli ve Kır Polisi devreye sokulmalıdır.
3- Genel Kurmay, Savunma Bakanlığına bağlanmalıdır.
4- Yeni bir Anayasa yapılmalı
5- Dini yaşamak ve ifade hürriyeti önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.
6- Her vatandaşın şeref ve izzetini garanti altına alacak tedbirler alınmalıdır.
Unutmayınız ki; bu ülkede anaların gözyaşlarından ve Mehmetçiğin damlayan kanlarından servet ve iktidar devşiren vicdan dan nasip almamış uğursuz bir güruh vardır. Dışarıdaki efendilerinden aldıkları talimatlarla güçlerini tahkim etmeye çalışan bu zalim güruh bitirilmedikçe bu terör belasından kurtulmak mümkün değildir. Ne biraz bekleyelim belki dağdan inerler ve ne de daha çok militan öldürelim yöntemi çözümdür. Terörizmle mücadele her tür enstrümanla devam ettirilirken teröristle mücadele de en etkili bir biçimde sürdürülmeli ve öte yandan İnsan haklarına dayalı(Bilerek saygılı demiyorum), insan onurunu baştacı eden evrensel değerleri benimsemiş özgürlükçü ve demokratik bir Anayasa yapılabilmesi için her türlü gayret ve çaba sarfedilmelidir.
Bunu yapabilecek yegane kadro da Ak Parti kadrolarıdır. Zira onlar, kahır ekseriyetle zenci Türk ve zenci Kürtleri temsil ediyorlar. Ve onlar vicdan taşıyorlar, yürek taşıyorlar. Bu acıyı yüreklerinin en derin noktalarında hissediyorlar.
Ben, bütün bu şer odaklarının güç birliğine rağmen bu ülkenin aydınlık yarınlara uyanacağına tüm kalbimle inanıyorum. Siz de inanın.
#