ŞİMDİ NE OLACAK?

Önceki yazımda da bahsetmiştim. Suyu tersine akıtmak mümkün değildir. Nasıl mümkün olsun ki suyu tersine akıtmak için ya yüksekleri çukur yapacaksınız ya da beceremeyince suyun önüne set çekmeye çalışacaksınız ki bunu da yaptığınızda ancak yaptığınız bölgede bir göl oluşumuna sebep olursunuz ki bu durumda da durdurmuş olamazsınız ki sonunda taşacak ve normal mecrasında akmaya devam edecektir.

Önceki yazımda da bahsetmiştim. Suyu tersine akıtmak mümkün değildir. Nasıl mümkün olsun ki suyu tersine akıtmak için ya yüksekleri çukur yapacaksınız ya da beceremeyince suyun önüne set çekmeye çalışacaksınız ki bunu da yaptığınızda ancak yaptığınız bölgede bir göl oluşumuna sebep olursunuz ki bu durumda da durdurmuş olamazsınız ki sonunda taşacak ve normal mecrasında akmaya devam edecektir.


Son zamanlarda yapılmaya çalışılan da bence buna benziyor. Birileri suyu tersine akıtmaya çalışmak için ısrar ediyor. Karşısındaki duyarlı vatandaşlarda sezgilerini kullanarak ırmağı yatağına geri sokmaya, akması zorunlu ve kaçınılmaz yerine yerleştirmeye çalışıyor.


Hâlbuki kişiler kendi istekleri doğrultusunda toplum mühendisliğine soyunmasalar, olağan olması gerekene müdahale etme zorunluluğunu kendilerinde hissetmeseler belki yarınlar daha güzel olacak. Sürekli halkı bir yerlere kanalize etmeye çalışmakla anlaşıldı ki bir yere varılamaz. Sürekli halkın değerlerine, kutsallarına saldırarak, toplum değiştirilemez. Kendi çıkarları için ortalığı savaş alanına döndürmeye çalışmak kimsenin hakkı olmasa gerek. Tabi yüksek şatolarında halkın, ezilmişlerin içine girmeden kendilerinden olmayanları anlamaya çalışmadan bunu yapmaya çalışanların nasıl bir hüsrana uğradığını en son yapılan seçimle hep birlikte gördük. Yüksek şatolar: bunu ben çok kullanırım. Bu şato sahipleri altındaki kalabalıkları bilmez çekilen ızdıraplardan anlamaz. “Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler” mantığı içerisindedirler. Hiç umurlarında olamaz. İnsanlar karınlarını mevsimin en ucuz sebze meyvesi ile doyuruyormuş. Aşçıları yokmuş. Tüp bitmiş cepte tüp alacak para yokmuş umurlarında olmaz. Önemli olan yüksek şatoya çıkartılan akarların akmaya devam etmesi. Asgari ücret azıcık artırılsın bu çok az, ev kirası bile ödenmiyor denince çıkan gürültünün nerelerden geldiğine baktığınızda hemencecik çıkar karşınıza şato patronları. Ve o patronların mühendisliğe soyunmuş şatoların altlarını mekân tutmuş yardakçılar. Şatodan serpiştirilen ulufeler her şeyin tozpembe görünmesine yeter de artar bile.


Sonrada tutar derlerki bu millet hiç anlamıyor bu işlerden amma da mantıksız bunlar. Bunların yaptığını insan havsalası almıyor. E almaz tabi sen bir gün bile olsun şato çevresini terk edip indin mi ki vatandaşın arasına. Etrafına demirden perdeler örülmüş gittiğin her yere küçük küçük şatocuklar kondurulmuş nasıl göreceksin o havsalanın almadığı mantığının kabul etmediği insanları. Hem onların renkleri de kara zaten sana uymuyorlar ki belki de insan oldukları bile şüpheli. Her zaman onları sen uçaktan kalabalıklar olarak mini minnacık yaratıklar olarak gördün anlamaya çalışmadın ki hiç.


Toplumun zenci vatandaşçıkları onlar senin beyninde hep öyle olageldi. Kırk koyuna bir çoban eee benden iyi de çoban olamaz en iyi çoban benim dedin ve her zaman en iyi çoban olmaya namzet gördün kendini. Kızdırdın zencileri onlar da bir güzel benzettiler seni işte olan bu. Vatandaş yaptı hamlesini şimdide sen düşün ne olacağını dedi ve ortalıkta cascavlak raktı. Al biraz da sen düşün bakalım ne olacaksa? Ellerini başının arasına al da iyi şün. Çünkü görülen o ki vatandaş her zaman masa başında hizaya gelmiyor. Biraz da araziyi görmek lazım.


Selametle kalın


İsmail DAĞ

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs