Ramazan Bayramı’nın önemi

Editör

Değerli okuyucularım,
Küfür ve günahlardan uzak olan, namaz kılmak
için necasetten temizlenen, malının zekatını veren; oruç tutup tekbirlerle bayram namazını eda eden insanlar, huzura kavuşur.

Peygamber’imiz (sav) bir hadis-i şerifinde: “Ramazan ayının evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ateşten azattır.” buyurmuştur.

Kimse dünya hayatını, ahiret hayatına tercih etmesin. Çünkü ahiret hayatı daha hayırlıdır, nimeti daha lezzetlidir ve kalıcıdır. Bu dünya fanidir.

Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: “Müminler ramazan oruçlarını tutar, fitre ve zekâtlarını verir, bayrama eriştiklerinde Cenab-ı Allah meleklerine: ‘Ey benim meleklerim, her bir kul yapmış olduğu amelinin karşılığını ister. Müminler de oruçlarını tutarlar. Siz şahit olun ki ben onları günahlarından mağfiret ettim.’ buyuruyor.

Akıllı olan insan, ömrünü nefsi arzularının isteğine göre değil; Cenab-ı Hak’kın istediği şekilde geçirir. Hz. Muhammed (sav) bayram namazı çıkışı, neşeli bir şekilde oynayan çocukları görür. Fakat içlerinden biri kenarda ağlamaktadır. Peygamberimiz, çocuğa niçin ağladığını sorar. Çocuk: “Babam şehit oldu, annem yok ve fakirim. Ben nasıl gülebilirim.” der. Peygamberimiz, çocuğu sahiplenir. Çocuk neşeli bir şekilde arkadaşlarının arasına katılır. Arkadaşları, çocuğa sevincinin sebebini sorar. Çocuk: “Az evvel kimsesizdim. Şimdi Hz. Muhammed (sav), babam, Hz. Ayşe annem, Hz. Fatma kardeşim oldu. Ben sevinmeyeyim de kimler sevinsin?” deyince çocuklar: “Keşke biz de senin gibi olsak.” derler.

Dini bayramlar, dargınların barıştığı, kimsesizlerin sevindirildiği; anne, baba ve dostların memnun edildiği günlerdir. Ramazan Bayramının yurdumuzda ve İslam âleminde kardeşlik duygularının pekişmesine vesile olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ederim.

Kıymetli okuyucularım, ramazan ayında yaptığınız ibadetlerin ömür boyu devam etmesini diler, hepinizin bayramını tebrik ederim.

Yaşlıların elleri öpülür