Ufkumuz ne kadar geniş?..
Mustafa Hamdullah ERGİN
Daha detaylarına inecek olursak kelimelerin, deyim, terim, değişmeceli, hakiki, sözlük(lügat), yan anlam vesaire değişik olarak 16 anlamı vardır ve bazı kelimelerde cinaslı(eş anlamlı)dır.
Çok sevdiğim bir dostum vardı. Vatanını, Devletini, milletini çok seven biriydi. Bir gün ziyaretine gittim. Güler yüzle karşılayıp izzet ikramda ve iltifatta bulundu. Sohbeti koyulaştırdığımız esnada odasındaki, cihan haritası dikkatimi çekti.
Şakayla karışık: “Türkiye haritası yetmedi mi dedim.” Aslında evrenselleşme ve millileşme meselelerine vakıf biriydi. Sorum karşısında bana Osmanlı’yı örnek vererek: “Osmanlı; milli ve tek tip bir beylikken, kendi içinde ve yakın akrabası komşularıyla büyük çekişmeler yaşıyordu. Ancak özde kendini koruyup, cihan şümul bir yapıya ulaşınca, aynı küçük beylik iken harcadığı enerjiyi harcayarak dünyaya hükmetti. Hem de, yiğitçe, mertçe, adilane, insan gibi…
Harita olarak olmasa bile, diğer açılardan aynı misyonu yüklenmek bugün de mümkündür. Ama tabi bunun ilk şartı, bu adaleti ve diğer güzel vasıfları öncelikle benliği(nefsi)nde ülkemizde sergilemek, sonraki şartı da enerjimizi birbirimize karşı harcamayıp, birbirimizden aldığımız kudretle halka, halka dünyaya açılmaktır.”
Anadolu Türk kültürü çok zengin ve güçlüdür. Çünkü o kadar çok, üst üste medeniyetin mirası devir alınmıştır ki o kadar olur. Anadolu’yu Türk yurdu yapan Selçuklular, sonra da mirasçısı Osmanlılar asla önceki medeniyetlere zarar vermemiş tersine onları tam bir koruma altına almış, aralarındaki çatışmaları bertaraf etmiştir.
Onlardan önce bir Ermeni ya da Yahudi Anadolu’nun batısına asla geçemez, mülk edinemezdi. Mesela İstanbul’a ayağını bile basamazdı. Birbirlerini sivil, asker demeden en vahşi şekillerde, kitleler halinde katletmişlerdi.
Bu katliamlarda, Anadolu’nun doğusuna kaçabilenler, evlerini, ibadet yerlerini, hayat alanlarını kuşların bile zor konduğu yerlere yapmışlardır. Yoksa onca yeşil vadi dururken Sümela manastırı oraya niye yapılmıştır sanıyorsunuz. Yine bu korku ile Yeraltlarına öyle şehirler yapılmıştır ki köstebeklerin bile aklı şaşmıştır.
Yani, yeryüzünde nükleer bomba patlamamıştı ki bu gerekli olsun. Ama Müslüman Türk milletinden sonra bu kavgalar tümüyle bitmiştir. Herkes diniyle, ırkıyla, malıyla, namusuyla ve her türlü insani hakkıyla tarihte ilk defa yaşayabilmiştir.
Ne zamanki bu güzelliğin kurucusu ve koruyucusu güç zayıflamış, bu korunan kitleler, aslına rücu etmiştir. Ama çok şükür milletimiz toparlanmış Anadolu yurdunu koruyabilmiştir.
Atilla ve Cengiz han’da birer Türk fatihidir. Ama İslami değerlerden yoksun oldukları için gayri insani metotlarla savaşmış, önlerine gelenleri savaşçı, sivil ayrımı yapmadan sıradan biçmişlerdir. Atilla’nın önünde milletler, devletler toplu olarak kaçmış ve buna kavimler göçü denmiştir.
Bu eski çağın kapanıp, orta çağın başlama sebebidir. Tüm tarihte Cengiz han kadar Türk öldüren, Türk devleti yıkan yoktur. Zehirlenip öldürüldüğü Çin savaşına kadar 14 büyük Türk devletini halkıyla beraber katletmiş, pek çok Türk boyunu da yok etmiştir. Ama ne yazık ki bugün okullarımızda bir Türk büyüğü olarak resmi asılıdır.
Ve bunun sonucu olarak ta tarihte hiç görülmemiş devlet sınırları elde eden bu fatihlerin devletleri, ölümlerinin ardından parçalanıp yok olmuştur. Ama İslami bir terbiye ve ruh hali ile Anadolu ve dünyanın her tarafına adalet dağıtan Osmanlı, 627yıl tek bir aile hanedanlığıyla yaşamıştır. Dünyada da tek bir hanedanın bu kadar uzun süre iktidarı yoktur. Bu apaçık, İslam faktörünün, Türk milletine katkısıdır. Tabi Türklerde buna karşılık bin yıldan fazla insanüstü fedakârlıkla, İslam’ın koruyuculuğunu yapmıştır.
Bu gün İsrail’in elindeki nükleer silahlar, insanlığı defalarca yok edecek kadardır. Allah (c.c.) fırsat vermesin, İsrail’de bunu caiz gören gruplarda vardır. Yine bu silahlara çok miktarda sahip başka “çağdaş” vasıflı ülkelerde vardır. Kapitalist dünyanın kazan-kazan prensibiyle, ya da altta kalanın canı çıksın gerçeğiyle maalesef insanlık bindiği dalı kesmekte, başta çevre sorunları olmak üzere Dünya vatanına ihanet etmektedir. Zaten ilk yaradılışta dünya, insanın oluşumu için toprak vermek istememiş, sanki bunu sezinlemişti.
İşte bir dünya haritasına bakarken, insanlığın en büyük ihtiyacı olan; iyi niyet ve güvenin yine bir Osmanlı anlayışıyla insanlığın hizmetine sunmanın mümkün olabileceğini hayal ediyorum.
***************
Bir dahaki yazımda buluşuncaya dek, kalın sağlıcakla.
***************
Kimden çıkarın varsa, onun kölesi oldun.
Kimin senden çıkarı varsa onun da efendisi.
Üzülme yakışmayan beyefendilik olsun.
**********
hamdullahergin@gmail.com
mh_ergin@hotmail.com #
