DEZAVANTAJLI GRUPLARA YÖNELİK ETKİLİ EĞİTİM SÜREÇLERİ
OKULUMUZ ÖĞRETMEN VE YÖNETİCİLERİ İÇİN “DEZAVANTAJLI GRUPLARA YÖNELİK ETKİLİ EĞİTİM SÜREÇLERİ” KONUSUNUN ELE ALINDIĞI BİR KONFERANS DÜZENLENDİ.
Geyve Şehit Serdar Gökbayrak Kız ANadolu İmam Hatip Lisesi olarak öğretmen ve yöneticilere; Dezavantajlı Gruplara Yönelik, etkili eğitim süreçleri konusunda seminer verildi.
Okul müdürü Ahmet Erol konuyla ilgili şunları söyledi: Okulumuz Rehberlik öğretmeni Muhammed Kökeç, “dezavantajlı gruplara yönelik etkili eğitim süreçleri” konulu bir konferans düzenledi. Okulumuz 7A sınıfındaki programa öğretmen ve yöneticilerimiz katıldı.
PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK OLGUSU
Programın başında Rehberlik öğretmenimiz Muhammed Kökeç, “Bu sunum ile amaçladığımız; dinamik bir süreç olan psikolojik sağlamlık olgusunu anlamak, risk altındaki çocuk ve ergenlere karşı koruyucu ve önleyici stratejiler geliştirerek toplumun sağlıklı uyum ve yeterlilik becerilerini artırarak uzun vadede çocuk ve gençlerin suç isleme, okulu bırakma vb. gibi olumsuz ve istenmeyen sonuçları yaşama ihtimalini azaltarak işleyen bir toplum yapısının oluşturulmasına yardımcı olmaktır” ifadelerini kullandı. Ayrıca, “Çok zor koşullara karşın kişinin bu olumsuz koşulların üstesinden başarıyla gelebilme ve uyum sağlayabilme yeteneği” olarak tanımlanan psikolojik sağlamlık ve bu alanda yapılan çalışmalardan bahsedildi. Psikolojik sağlamlık araştırmalarındaki risk faktörleri ise bireysel, ailesel ve çevresel başlıkları altında ele alındı.
HANGİ ÖZELLİKLERİMİZ BİZİ GÜÇLÜ KILAR?
Psikolojik sağlamlığı yüksek kişilerin özelliklerine değinilen sunumda; bu kişilerin kendi kaynaklarının farkında, problem çözme, dikkat ve adapte olma yeteneklerinin gelişmiş, gerçekçi yaşam amaçlarının, öz-yeterlilik, öz-denetim, öz-saygı, öz-güven ve özerkliklerinin gelişmiş olduğu vurgulanırken, duygularını düzenleyebildikleri, iyimser ve ümit var kişiler oldukları, kendilerini oldukları gibi kabul ettikleri, pozitif duyguları daha çok yaşadıkları, maneviyat sahibi oldukları, değiştiremeyecekleri şeyleri kabullendikleri, fiziksel olarak aktif kişiler oldukları belirtildi. Öte yandan psikolojik sağlamlık ele alınan koruyucu unsurlar yine bireysel, ailesel ve çevresel başlıkları altında konuşuldu.
DEZAVANTAJLI VE RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLAR
Konferansta dezavantajlı çocukların; sokak çocukları, suça itilen çocuklar, çalışan çocuklar, istismara maruz kalan çocuklar, göç etmiş mülteci çocuklar şeklinde gruplandırılabileceği ifade edildi. Risk altında olan çocukların sergiledikleri davranışlar üzerinde duruldu ve bunların arasından okuldan kaçma sorunu ile ilgili düşünceler dile getirildi. Öğretmenler için şiddet sinyali veren çocukları farketmenin önemine değinilerek; yoğun disiplin sorunlarına dikkat edilmesi gerektiği, ayrıca şiddetin yazı ve resimlerde dışa vurulmasının uzman kişilerce paylaşılması gereken bir durum olduğu kaydedildi.
OKULLARDA NELER YAPILABİLİR?
Okullarda şiddeti önlemek için öncelikle “Öğrencinin bu davranışı sergilemesinin nedeni nedir?”, “Bu davranışı bu dönemde sergilemesi normal midir?”, “Çözüm için nereden başlamam gerekiyor?” gibi sorulara cevap aranması gerektiğinin belirtildiği konferansta bu konuda neler yapılabileceği anlatılırken, özellikle gerekli tedbirleri de içeren okul kurallarının geliştirilmesi ve bu sürece öğrencilerin de katılmasının önemi vurgulandı. Öğretmenlerin bu konuda kilit role sahip olduğunu belirten Muhammed Kökeç, “Çünkü öğretmenler davranışları ile şiddete teşvik etme, şiddete izin verme ya da zorbalığı önleme potansiyeline sahiptirler” diye konuştu ve öğretmenlerin bu konuda yapabileceklerini maddeler halinde sıraladı.
OLDUKÇA VERİMLİ BİR PROGRAM OLDU
Programın son bölümünde; çocuklar için iyileştirici öyküler, saldırgan davranışlar konusunda aileye tavsiye edilebilecek noktalar, çocuk suçluluğuna neden olabilecek etmenler, suça itilmiş çocuk ve gençlerin yeniden topluma kazandırılması ile okullarda değerler eğitiminin önemi konuları üzerinde de kısaca duruldu. Yönetici ve öğretmenlerimiz sunumun oldukça verimli geçtiğini ve faydalandıklarını belirtirken, bunu öğretim hayatlarına da yansıtabileceklerini ifade ettiler.