ÇANAKKALE DESTANI
ÇANAKKALE DESTANI
Yüreklerinde parıldıyor, ay yıldızın sevgisi,
Gönüllerinde bağımsızlık ülküsü.
Dillerinde yanık bir Anadolu türküsü.
"Çanakkale içinde vurdular beni.
Ölmeden mezara koydular beni."
Anayurdun dört bir yanından ,
Bu topraklar için cepheye koşan.
Göğüsleri vatan sevgisiyle dolup coşmuş,
Vatanı uğruna,
Namusu, özgürlüğü uğruna.
Şehadet için gelen yiğitler.
Yumruklar sıkılmış, kenetlenmiş dişler.
Bıyıkları terlememiş,on beşliler.
Düşman kavi, düşman donanımlı, düşman her yanımızda.
Gözleri varlığımızda, topraklarımızda.
Yedi Düvel el ele vermişler.
Çanakkale'ye gelmişler.
Amaçları yurdumuzu ele geçirmek.
Bizleri tarihten silip, süpürmek.
Fakat, Türk ordusu başka.
Başlarında Mustafa Kemal paşa.
Cihanın emsalini görmediği,
Tarihlerin yazdığı,şahitlik ettiği.
İmanlı, şanlı ordu.
Öyle saldırmışlar ölesiye savaşmışlar ki
Şehit düşmüşler ya da gazi olmuşlar.
Bu mübarek vatan topraklarını,
Tertemiz kanlarıyla sulamışlar.
Onlar, geldikleri için pişman.
Şaşkın, gururları incinmiş,
Dünya bize hayran, düşman perişan.
Çanakkale geçilemez asla,
Kahramanlıklarla yazılmış bu destan.
Ak sakallı , kocalar.
Bacılar, ak pürçekli analar.
Küçücük körpe kuzular
Gözleri ufuklarda, yollarda
Akılları cephede, Çanakkale'de.
Göğüslerinde yanan vatan ateşi
Ağızlarında tekbir.
Bütün dünya öğrensin,
Millet nedir ,Türk kimdir?
Böyle korunur, sevilir vatan.
Hür yaşamak ve bağımsızlık için
İşte böyle yazılır destan.
ÖĞRETMEN İSMET ZİYA