Gençlik, Maneviyat, Eğitim ve Yerel Yönetimler
Gençlik demek; dinamizm demektir, iş gücü demektir, geleceğe yapılan en büyük yatırım demektir. Ancak gençler, iyi yetiştirilmezse gençlik, iyiye ve güzele sevk edilmezse olumlu gibi görünen bir şey olumsuz olabilir. Toplumu ihya edecek gençlik, milleti imha eden zararlı bir şeye dönüşebilir.
Gençlerin mensubu olduğu milleti ve devleti ihya mı edeceğini, imha mı edeceğini belirleyecek olan ise onları yetiştirecek; iyiye, güzele ve faydalı olanlara yönlendirecek olan büyükleri, yöneticileri, kanaat önderleri ve devlet adamlarıdır.
Eğer ki bir belediye, bir hükûmet, bir devlet inşaata yaptığı yatırımdan daha fazlasını insana yapmazsa geleceği için ne kadar endişelenirse endişelensin az kalır.
Peki, gençlere ve yeni nesillere yatırım derken ne anlamalıyız? Onları el bebek gül bebek büyütmek, gak deyince yemek, guk deyince içecek vermek, bir dediklerini iki etmemek, her türlü imkânı önlerine sermek mi anlaşılmalıdır?
Tabii ki hayır!..
Ancak maalesef ki günümüzde çocuk yetiştirmek, gençlere yatırım yapmak denilince akla her türlü maddi imkânları önlerine sermek, her dediklerini yapmak, hiçbir sıkıntı yaşamadan her şeye ulaşmalarını sağlamak, emek sarf etmeden istediklerini elde etmelerine imkân vermek anlaşılıyor.
Çocuklarımızı en güzel (aslında pahalı) okullarda okutursak, tüm imkânları önlerine serersek en iyi anne baba olacağımızı, onları mutlu edeceğimizi, onlar için en güzel olanı yapmış olacağımızı sanıyoruz. Hâlbuki hak etmeden verdikçe onların egosunu besliyoruz, doyumsuzlaşmalarına sebep oluyoruz, azla yetinmelerinin önüne geçiyoruz, küçük şeylerle mutlu olabilme duygularını ellerinden alıyoruz. Kanaatkârlığın en büyük zenginlik olduğunu biz büyükler unuttuğumuz için onlara azla yetinmeyi, kanaat ederek mutlu olabilmeyi öğretemiyoruz. Bunun sonucunda da aldıkça daha fazlasını isteyen, istediğini elde ettikçe mutsuz olan ve çevresini mutsuz eden bireyler yetiştirmiş oluyoruz.
Yeni neslin en büyük problemi sorumsuzluk… Sorumsuz bireylerin sorunsuz olmasını beklemek ise akla ve mantığa aykırıdır.
Her istediğini yapan ama sonuçlarını düşünmeyen, sorumluğunu almayan bireyler gittikçe daha büyük sorun oluyor.
Okullarda eğitim verilmeyip öğretimle yetinilmesinin altında yatan en büyük sebep de sorumsuz öğrenciler… Öğretmene saygısızlık yapıyor, karşılığı yok; devletin malına zarar veriyor, bedeli yok; görevlerini yerine getirmiyor, bir yaptırımı yok.
Temel insani değerlerden yoksun ama başarılı… En basit ahlaki değerlerden haberi yok ama iyi bir kariyeri var.
Peki, biz şimdi böyle nesiller yetiştirince başarılı mı olduk?
Kariyer sahibi nesiller yetiştirdik ama bizim millî, manevi değerlerimizden zerre iz taşımıyor.
Çok başarılı, girişken bürokrat adayları yetiştirdik ama milletinden, geleneklerinden, kendini var eden değerlerden haberi yok.
Bir nesil sonra dünyadaki herhangi bir milletten farkı olmayan, varlık sebebi olan hiçbir değere bağlılığı olmayan nesiller; ülke yönetiminde yer alınca, ekonomide söz sahibi olunca, dünyaya yön verince bunlarla övünecek miyiz? Bizim olmayan, bizden olmayan nesiller yetiştirdiğimiz için oturup ağlamak zorunda kalacağız.
O hâlde yeni nesiller için topyekûn eğitim seferberliği başlatmalıyız. Önce ahlak ve maneviyat düsturuyla planlanmış eğitim sistemini tez elden kurmalı, elinde imkânı olan herkesi A’dan Z’ye insana yatırım yapmak için seferber etmeliyiz.
Bu işin öncülüğünü tabii ki eğitime, ülkeye yön veren hükûmetler yapmalı ancak taşıyıcılığını da yerel yönetimler üstlenmelidir.
Belediyelerimiz, inşaata, betona, ünü çok meziyeti yok sözde sanatçılara yatırım yaptığından çok daha fazlasını insan için, yeni nesillerin ihyası için; Yunusların, Mevlanaların, Birunilerin, Farabilerin, Fatih Sultan Mehmetlerin inşası için yapmalıdır. Öyle uyduruk, göz boyamalık kültür sanat faaliyetleriyle değil; yeni nesillerin millî manevi değerlerle donatılmasını sağlayacak eylem planlarıyla, ahlak ve maneviyatı önceleyen eğitim seferberliğiyle yapmalıdır.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem Yüce de bu konularda en az bizim kadar dertli, hassasiyet sahibi bir insandır.
Neden Sakarya’dan başlayan önce ahlak ve maneviyat diyen bir eğitim seferberliği tüm Türkiye’ye yayılmasın, tüm belediyelere örnek olmasın?
#genclik #ahlak #maneviyat