GENÇLERLE İLETİŞİM
Gençlerle İletişim
Yaşadığımız dijital çağın getirdiği iletişim kolaylıkları doğru kullanılmadığı takdirde iletişim körlüğüne yol açabilmekte, aynı evin içerisinde farklı gezegenlerde yaşıyormuş gibi birbirden kopuk aile ilişkileri gençlerimizi değerlerinden hızla uzaklaştırmakta, onları çoğu zaman içlerinden çıkamadıkları dipsiz kuyulara sürüklenmektedir.
Gençlerimiz içinde bulunduğu manevi boşluğu doldurmak için kötü arkadaşlıklara,kötü bağımlılıklara yönelebilmektedir. Genclerimzin çoğunda gözlemlediğimiz bu kötü gidişatın sebebini sadece teknolojinin varettiği uyaranlara bağlamak yanlış olacaktır. Ailelerimizin gençlerimize karşı yanlış tutum ve davranışlarının da etkisi büyüktür.
Yanlışlarımızı görüp kabullenmek, düzeltmek niyetiyle atacağımız en büyük adımdır. Herbirimizin gençlerimizle iletişim kurmanın püf noktaları ve onları bizden uzaklaştıran sebepler üzerine uzun uzun düşünmemiz gerekmektedir.
Her konu da olduğu gibi bu konuda da en güzel örnek sevgili Peygamberimiz (sav) dir. Bir peygamber olduğu kadar bir eğitimci olarak onun gençlere yaklaşımını, onlarla olan ilişkilerini doğru bir şekilde öğrenip, bunların gerisinde yatan davranış prensiplerini kavradığımız ölçüde, kendi gençlerimize bunları yansıtma imkanı buluruz. İslam dini aynı zamanda bir eğitim sistemi, insanlar arası ilişkileri temele alan davranışlar düzenidir.
●KOŞULSUZ SEVGI:
Cenab-ı Hakk'ın gönlümüze yerleştirdiği evlat sevgisini, ebeveynlerin yaş ilerledikçe azaltma veyahut gizleme eğilimine gittiğini gözlemlemekteyiz. Halbuki evlatlarımızın sevgiye belki de en çok ihtiyaç duyduğu dönem ergenlik/ gençlik dönemidir. Onlara her yaşta, her şart ve koşulda sevgimizin devam ettiğini hissettirmeliyiz.
Efendimizin (sav) kızı Fatıma'yı çok sevdiğini, Onu görünce sevinip kendisini ayakta karşıladığını, iltifat edip yanına veya kendi yerine oturttuğunu, yolculuğa çıkarken en son onunla vedalaştığını, döndüğünde ilk onunla görüştüğünü anlatan rivayetler, 'evlat nasıl sevilir, evlada nasıl değer verilir' sorularımıza en net cevabı vermekte, pedagoji ilimlerinin henüz yeni keşfettiği kuramları, 1400 yıllık mesafeden cağımıza ışık tutmaktadır.
●DEĞERLİ OLDUĞUNU HİSSETTİRME
Gençlerimize ailesi nezdinde ne kadar değerli olduğu, geç kaldığında merak edildiği,sofrada daima yerinin ayrıldığı, odasının eşyalarının ona ait ne varsa önemli görüldüğü farkettirilmelidir. Ebeveynler için bu saydıklarımız zaten içgüdüseldir, fakat eksiğimiz bunu genclerimize hissetiremiyor olmamızdır.
Gençlerimizin önemli görüp gündemine aldığı mevzuları küçümsemek, onu bi sonraki adımda bizimle hiçbirşey paylaşmayan kendi dünyasına çekilmiş bir birey haline getirir. Peygamber (sav ), Zeyd isimli bir çocuğun çok sevdiği Umeyr isimli kuşu ölünce taziyeye gidip onu teselli etmesi, bu minvalde müthiş bir örnek teşkil etmektedir. Yine Hz. Peygamberin (sav) çıkacağı gazvelerden önce gençlerle istişare ettiği, önemli kararlar verirken mutlaka onların fikrini de aldığı rivayetler O'nun ( sav) gençlere verdiği değeri gözler önüne koymaktadır.
● KIYASLAMA OLMAMALI:
Gençlerimizi kendimizden uzaklaştırmanın diğer bir yolu ise onu akranlarıyla, yakın çevresiyle veya kardeşleriyle kıyaslamaktır. Böyle bir yöntem hiçbir fayda sağlamadığı gibi, gençlerimizin inat damarını kabartıp hiçte istemediğimiz ters istikamete gitmelerine sebep olabilir. Peygamber Efendimiz ( sav)güzel gördüğü davranışı övdüğü, davranış sahibini methettigi çok fazla rivayete rastlarız fakat birini diğeriyle kıyasladığı hiçbir örnek yoktur. O (sav) her bireyi ayrı değerlendirmiş , her karaktere saygı duymuş, her mizaca uygun farklı görev ve sorumluklar vermiştir.
● EYLEM VE SÖYLEM BİRLİĞİ:
Ebeveynler olarak gençlerle çatıştığımız konuların bir diğeri ise, onlar için faydalı görüp tavsiye ettiğimiz eylemleri kendi uygulamamıza koymayışımızla ilgilidir. Kitap okumayıp, evladına okumasını tavsiye eden ebeveyn, telefon /tv de yoğun şekilde meşgul olup, evladını orda fazla zaman geçirmemesi için uyaran ebeveyn, ibadetler konusunda hassas olmayıp evladına ibadetlerini eksiksiz yapmasını tavsiye eden ebeveyn ahlaki erdemleri evladına tavsiye edip kendisi uygulamayan ebeveyn gencin dünyasında herhangi bir anlam ifade etmeyecektir. Hatta bu eylem ve söylemin tutarsızlığı zamanla gencin gözünde ailenin değer kaybetmesine sebep olacaktır. Aslında evlat yetiştirmenin en kolay ve etkili yolu davranışlarımızla örnek olmaktır. Zira çocuklar söyleneni değil gördüğünü yapar. Bu konu üzere hemen hatırımıza gelen " insanlara iyiliği emrediyorsunuz yoksa kendinizi unutuyor musunuz?" (Bakara s. 44) Ayeti kerimesi çok manidardır.
●HATA YAPMA HAKKI
Herbirimiz çocukluk ve gençlik dönemlerinden geçip, bazen hayal kırıklığına uğrayıp, zaman zaman hatalar yapıp bu zamanki hayat tecrübemize ulaştık. Maalesef çoğu yetişkin, gençlerle iletişim kurarken geçtiği bu yolları unutup, sıfır hata beklentisine girebilmektedir. Gençlere yaklaşımımız hataya düşebileceğini, fakat her hatadan mutlaka dönme imkanın olduğunu hatırlatmak üzere olmalıdır. Zira hayat tecrübesi çoğu zaman hayatın bizzat kendisinden düşe kalka öğrenilir.
Evlatlarımız Allah'ın yaratmış olduğu, dogru -yanlışı ayırt etme yeteneği, irade ve dolayısıyla tercih hakkı verdiği ayrı bir bireydir. Her insan gibi onlarda bu dünyaya imtihan maksadıyla gelmiş, Rabbimizin birebir muhatap alıp hesaba çekeceği bir 'kul'dur.
Bizlerin onlar özelinde sorumluluğumuz ise küçüklüğünden itibaren helal lokma ve sonsuz sevgi ile besleyip, İslâmı en güzel şekilde yaşayarak rehberlik etmek, dünyaya gönderiliş gayemiz çerçevesinde bir hayat sürüp en güzel miras olarak güzel ahlâkı bırakabilmektir.
"Ailene namazı emret, Kendin de ona sabırla devam et! Senden rızık istemiyoruz (aksine) seni biz rızıklandırıyoruz. En güzel sonuç takva sahiblerinindir."
(Taha Sûresi 132. Ayet)
Ebru BOSTAN
Geyve İlçe Vaizi