Eteklerini Yerlerde Sürüyenler
Kartlardan birini çekiyorum ve “Kişinin, Müslüman kardeşini küçük görmesi kötülük olarak kendisine yeter.” diye buyuruyor Allah Rasulü. Amenna ve saddakna.
Öyle fena öyle zalim bir kuyu ki kibir kuyusu bir kere düşmeyegör. Düşme düşmeyelim kardeşim…
Elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemiyorum. Girdim iç organlarımın arasına beni yiyip bitirebilecek bana kötülük olarak yetecek o melunu arıyorum. Nereye saklanmış olabilir Allah’ım. Gaz haline dönüşüp ciğerlerime mi doluştu yoksa kan olup canıma mı karıştı? Katılaşıp kalbime yuva kurmuş olmasın Allah’ım?
Allah’ım nereye saklandı bu zalim? Oralarda bir yerlerde biliyorum. Beni ona yem etme Allah’ım. Bizi ona yem etme. Mutlak koruyucu Sensin zira.
Ne yana dönsek bir kuyu…
Kibir ki kuyunun içinde kuyu…
Oralarda bir yerde biliyorum ama göremiyorum, bulamıyorum. Körebe de değilim halbuki gözlerimde bağım da yok. Oyun da oynamıyoruz ki zaten. Nereye yuvalandı bu kendini bilmez. Nasıl da yaman bir hali varmış.
Körebe değilim ama kendime mi körüm acaba? Göremeyişim ondan mı?
…
Ne yapsak nasıl yapsak da kendimizi korusak eteklerini yerlerde sürüyenlerden olmaktan? Nereye gitsek nerede soluklansak da çekip atabilsek içimizdeki bu karanlığı? Biz karanlığı içimizden atmaya çalıştıkça hep başka bir yerden boy gösteriyor o melun.
Kişi ne kadar güçlü bir pehlivansa karşısına da ona göre bir pehlivan çıkarılırmış ya… Kibrin alaşağı edicisi kim? Hangi pehlivan boy ölçüşmeye cesaret eder onunla diye sorsak hepimiz biliriz elbette cevabı. Tevazu kardeşlerim tevazu… Toprağa benzeyen kumaşıyla kanlı canlı tevazu… Cevabı bilmesine biliyoruz ama tatbik etmekte de bir o kadar zorlanıyoruz maalesef. Ancak niyetine girdiysek korkmayalım kardeşlerim. Yardım isteyelim O’ndan. Alemlerin Rabbi olan her zorluktan münezzeh olup her varlığa kadir olan karşısındaki acziyetimizin farkına varalım. O’nun her kulunu nasıl da sevdiğini aklımızda ve kalbimizde ezber edilmişler arasına koyalım. Birbirimizi sevmeye anlamaya yardım etmeye meyilli olanlardan olalım. Nasıl ki Alemlerin Rabbi bize her hatamızdan sonra tövbe ile O’na yönelmemize izin veriyorsa bizlerde o sığ akıl ve gönüllerimizin kapılarını biraz daha açalım. İnsan olmanın acziyetinin farkına varalım. Ne kadar aciz olduğumuzu hatırlayıp birbirimizin acizliklerini küçük görmek yerine birbirimize şifa olmaya çalışalım.
Aciziz kardeşlerim. Aciz kere aciziz. Boyu arşı alayı aşacak kadar aciziz. Acizliğimizi bir nebze de aşmamızın yolu ise kul olabilmek, kulluğun gerektirdiklerini yerine getirebilmek.
Kişi ki kul oldu bilsin ki darlık yoktur ona her iki cihanda da.
Kişi ki kul oldu bilsin ki inmiştir artık omuzlarındaki dünya.
Kul olmak eşittir özgür olmaktır. Zira yalnızca kendisine kulluk edilmesi gereken karşısında tüm dünyalıklarımızdan sıyrıldığımızda o bize rahmeti ile muamele edecek ve bizi tüm aşağılık duygularımızdan hadsizliklerimizden sıyırıp güzel ahlak timsali bir mümine dönüştürecektir. O ki ilmek ilmek işleyendir. O ki madde ve mananın yegane sahibidir. O’nun kapısından başka varılacak kapı O’nun huzurundan başka huzur dergahı yoktur. Bilen ve dahi söyleyen pek daha mühimi yaşayanlardan olmak ve bunu kalp ile yapmak duasıyla.
Selamla.
Allah’a emanet.
#kibir #tevazu #korebe