Sosyal ağlar sandığın etrafında örülüyor
ABD seçimlerinde Facebook kullanıcılarının verilerinin Donald Trump lehine kullanıldığının ortaya çıkması kamuoyu için tam anlamıyla bir şok oldu. Trump’ın kampanyası için çalışan Cambridge Analytica şirketi, Facebook’un 50 milyon kullanıcısına, eğilimlerine göre paylaşımlar göndererek seçmenlerin algısını etkilemişti. Diğer yandan aynı şirketin İngiltere’de yapılan Brexit referandumunu Brexit lehine etkilediği de iddia ediliyor. Bu olay, çoğu zaman önemsenmeyen sosyal medyanın gücünü göstermesi bakımından önemli bir örnekti. Üstelik ilk ve tek kez uygulanmış da olmayabilir. Aynı ya da farklı yöntemlerle bir çok ülkedeki seçimlere müdahale edilmiş olma ihtimali her zaman var. Eğer algı bu kadar önemliyse, ülkemizde yakın dönemde bir seçim olduğunu ve sosyal medyada sürekli algı operasyonları yapıldığını da göz önüne alırsak, sosyal medyanın seçimler üzerindeki etkisini de sorgulamamız gerek diye düşünerek uzmanlara danıştık. Seçimlerin sosyal medya yolu ile etkilenip etkilenemeyeceğini, twitter’daki TT çalışmalarının, algı operasyonlarının, linçlerin seçmenleri nasıl etkilediğini, ilk defa oy verecek gençlerin sosyal medya ile olan bağını sorduk.
Said Ercan
USMED Başkanı
Her ülkedeki seçimi etkileyebilirsiniz
Sosyal medyanın seçimleri etkileyip etkilemediği artık bir soru olmaktan çıktı. Şu an cevabımız etkiliyor ve asıl sorumuz da “etkilememesi noktasında ne yapabiliriz?” olmalı. En son Cambridge Analytica olayında da ortaya çıktı ki 60 milyon Amerikalı seçmen seçimlerle ilgili yönlendirilmiş. Bu konuda çok ciddi deliller var ve Facebook’un kurucusu bu konuyla ilgili olarak yargılanıyor. Facebook’tan çalışma yapmak üzere alınan veriler kullanılarak, Trump’a oy vermesi mümkün olmayan insanlara seçimlerin çok doğru ve adil olmadığı, seçimle bir şey değişmeyeceği, sandığa gitmenin çok da önemli olmadığı yönünde paylaşımlar gönderilmiş. Trump’a oy vereceği öngörülen kişilere ise sandığa gitmenin önemi ile ilgili paylaşımlar yapılmış. Bu çalışmada bir kişinin yaptığı 63 like ile kişinin ideolojisini yüzde 85’e varan oranda ortaya çıkarıyorlar. Bu akademik çalışmanın sonuçları yüzde yüz işliyor.
ALMANYA’DAKİ TÜRK SEÇMENE ÖZEL MESAJLAR ATILABİLİR
Artık bırakın kendi ülkenizdeki seçimleri başka ülkelerdeki seçimlere bile çok rahat müdahale edebilirsiniz. Örneğin Türkiye’deki seçimleri düşünelim. Yurt dışındaki vatandaşlarımız da oy kullanabiliyor. Almanya’daki Facebook’u Türkçe kullanan kullanıcıları seçtiğimizde karşımıza 700 bin kişi çıkıyor. Ya da Bulgaristan’da Facebook’u Türkçe kullanan kullanıcıları seçtiğimizde karşımıza 400 bin kişi çıkıyor. Biz bunlara seçimlerle ilgili Türkçe mesajlar gönderebiliriz.
FENOMENLER DE KULLANILIYOR
Geldiğimiz noktada açıkçası Türkiye’de özellikle 30 yaş altındaki gençlerin, seçimlerde ya da başka toplumsal olaylarda birebir hedeflendiklerini düşünüyorum. Bir ay öncesine kadar asla siyasi, ekonomik konulara girmeyen ‘fenomen’lerin son dönemde “Türkiye ekonomisi kötüye gidiyor. Türkiye yaşanmaz oldu. Türkiye’den kaçtık” gibi paylaşımlar yapmaya başladığını görüyoruz. Fenomenler aracılığıyla da olumsuz motivasyon yayabilirsiniz. Liselerdeki çocuklar ilk defa oy kullanacaklar. Okullarda konferans verdiğim için birebir görüşüyorum. Bu çocukların moralleri sürekli bozuk. Niye moralin bozuk diye soruyorum, bir şey söyleyemiyor. Gezinin mottosunu hatırlayın: “Kahrolsun bağzı şeyler.” Ama ne kahrolsun bilmiyor çocuk. Bunun gibi tam olarak neden rahatsız olduğu bilemeyen, toplumla uyum sorunu, vatanı milletiyle problem yaşayan, iktidardaki yönetimi sevmeyen ama neden sevmediğini de bilmeyen bir toplum oluşturmaya çalışıyorlar. Bir milyona yakın gencimiz ilk defa oy kullanacak. Bu çok ciddi bir rakam. Dünyada da seçimler etkilenmeye başladı. Kuzey ülkelerinde 19 yaşında bakan var. Çünkü gençliğin gözünde takipçisi çok olan kişiler ülkeyi yönetmeli, milletvekili olmalı, bakan olmalı. Bir insanın takipçisi düşükse değersizdir. Değerler sistemi bozulmuş.
TT TANINIRLIK SAĞLIYOR
‘Trend topic’leri ise en asgari 4-5 milyon kişi görüyor. Bu tanınırlık açısından etkili bir yöntem. TT mantığında sizi tanımayan, bilmeyen insanlar bile görüp adınızı öğreniyor. Bir iki defa sosyal medyada gördüğünüzde kolay kolay unutmuyorsunuz. Digital medya artık çok önemli. O kocaman reklam bilboardlarını bile çocuk görmüyor çünkü ya tablete ya telefona bakıyor. Online farkındalık dijital farkındalığı geçti. O nedenle artık gençlere yönelik bir şeyin online’dan yapılması bir zorunluluk haline geldi.
***
Dr. Murat Dağıtmaç
Yıldız Teknik Üniversitesi
Sosyal medya bizi bizden iyi tanıyor
ABD seçimlerinde seçmenlerin Trump lehine yönlendirilmesinin ortaya çıkması “malumun ilanı” oldu. 2011 yılından beri veri toplama ve veri paylaşımı aktif şekilde yapılıyor. Hatta Facebook açıkladığı veriye göre kullanıcılarının 100 farklı bilgisini istihbarat birimleriyle paylaştığını belirtti. Bu verilerle sizin beğeni, yorum ve paylaşımlarınıza göre davranış şekillerinizi çıkarabilir. Davranış şekillerine göre strateji belirlenip yol haritası çıkarılabilir. Daha açık ifade etmek gerekirse, facebook veya twitter sizin vermiş olduğunu etkileşimleri toplayıp sizi sizden daha iyi tanımaya başlıyor. İhtiyaçlarınız, sevdiğiniz şeyler, alışkanlıklar v.s. Sizi bu kadar iyi tanıyan birisi size istediğini yaptırır.
FACEBOOK ORTAM DİNLEMESİ YAPIYOR
Türkiye’de de böyle bir müdahale kesinlikle mümkündür. Örnek verecek olursak; telefonunuzda Facebook uygulamasını açıp kapayın sonra arkadaşınızla, bu yazın Antalya’ya tatile gideceğinizi ve yarım saat boyunca arkadaşınızla içinde “Antalya” kelimesi geçen Antalya’yla alakalı konuşmalar yapın. Daha sonra Facebook’ta “Antalya otel, ucuz uçak bileti v.s.” reklamları görmeye başlayacaksınız. Facebook ortam dinlemesi yapıp, sizin neye ihtiyacınız olduğunu bilip ona göre çözüm! sunuyor. Bunu daha kapsamlı düşünebilirsiniz.
TT OLMAK 50 LİRA
Twitter’daki Hashtag tarzı çalışmaların ise ego tatmininden başka birşey olduğunu düşünmüyorum. Sektörde bot hesaplar sayesinde 40-50 tl veren herkes TopTrends olabiliyor. “Bak TT oldum” demek için yapılan hareketler. Kimi ikna ettin? Kimi etkiledin? Kime ne anlattın? Şu anki ortamda Twitter’da birçok hesap fishing yöntemiyle başkalarının kontrolüne geçmiş vaziyette. Okuyucularımız da kontrol etsinler, Twitter >> ayarlar >> uygulamalar bölümüne girip izin vermediğiniz uygulamalar olmaması lazım. Fishing yöntemiyle ele geçirilen hesaplardan aynı anda yüzbinlerce tweet atılabilir, Top Trend olduktan sonra, sizin haberiniz olmadan bu tweetler tek tuşla silinebilir. Tamam-Devam konusunda da böyle oldu. “TAMAM” kelimesi TT olduktan sonraki gün, 800.000 tweet silinmişti. Bu arada Sosyal Medya Siteleri arasında Twitter’ın en fazla sahte hesap ve en güvensiz mecra olduğunu söylemeden edemeyeceğim.
GENÇLERİ ETKİLİYOR
Türkiye’de ilk defa oy verecek 1 milyon 585 bin genç var. Sosyal Medya bir araçtır, gençlere giden bir araç. Eğer içerikleri hedef kitleye göre uyarlayıp, üretebilirseniz kesinlikle etkilenirler. Hareketli, çabuk tüketen ve kendi dilini oluşturan bir gençlik var. Şu anki gençler ‘Dijital yerli’, daha büyükler ‘Dijital göçmen’ olarak nitelendiriliyor. Dijital yerlilerle dijital göçmenler farklı dili konuşuyor. Aileler, öğretmenler gençlerimizle diyalog kuramıyor. Haliyle de bilgi kaynağı olarak çok fazla vakit geçirilen sosyal medya oluyor. Aileden öğretmenden alması gereken bilgiyi sosyal medyadan almaya başlıyor. Yani bir tek seçim konusunda değil birçok konuda tercihleri etkileyen bir faktör oluyor.
***
Dr. Ali Murat KIRIK
Marmara Üniversitesi
Kanaatler sosyal medyaya göre şekillenecek
Son yapılan araştırmalarda Türkiye’de 51 milyon aktif sosyal medya kullanıcısının olduğu görülmektedir. Bu sayı oldukça dikkat çekicidir. Aynı zamanda 44 milyon aktif mobil sosyal medya kullanıcısının varlığı da önemlidir. Dolayısıyla belki bu dönem için değil ama gelecek dönemlerdeki seçimlerde, geleneksel medyanın da yerini yavaş yavaş sosyal medyaya bırakmasıyla birlikte, kanaatlerin, tercihlerin sosyal medyayla birlikte şekilleneceğini söyleyebilmek mümkündür. Muhafazakar camia sosyal medyadan uzak duruyor. Ancak sosyal medyada sürekli algı operasyonları yapılıyor. İnsanlar hedef tahtasına oturtulabiliyor. Bir anda bot hesaplar üzerinden otomatik olarak milyonlarca tweet, retweet atılabiliyor. Türkiye gündeminde yaşanan bir olay dünya gündemine girilebiliyor. Bu noktadan sonra insanlarda bir algı oluşuyor, hatta geleneksel medya da bu içeriklerden etkileniyor. Geleneksel medyaya da malzeme verilmiş oluyor. Boş yere suni bir gündem oluşturuluyor. “Çamur at izi kalsın” mantığıyla birlikte insanlar ister istemez etkileniyor. Buradaki manipülasyona, dezenformasyona inanan insanlar da ne yazık ki oluyor. Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. İnsanlar Gezi’yi unutuyor, 15 Temmuz darbe girişimini unutabiliyor. Dolayısıyla sosyal medya seçimleri etkilemiyor, etkisizdir diyemeyiz.
BİR KİŞİYİ ETKİLESE BİLE ÖNEMLİ
Facebook, kullanıcı bilgilerinin Cambridge Analytica şirketi tarafından usulsüz kullanıldığının ortaya çıktığı skandalda, 87 milyona yakın kullanıcının etkilendiğini açıklanmıştı. Bu sayede Amerika seçimlerinde duygu analizi gerçekleştirildi. Beğenilerden, kişisel tercihlerden duygu ve tercih haritası oluşturuldu. Kullanıcılara istedikleri ve kendi dünya görüşlerine yönelik içerikler gönderildi. Böylece neyi, nasıl görmek istiyorlarsa o şekilde içerikler sunulmuş oldu. Yani siz Trump’ı nasıl göstermek istiyorsanız o şekilde içerikler sunuyorsunuz. Şimdi ise Trump’ı görüyorsunuz; sosyal medyayı da etkin şekilde kullanarak seçim kazandı. Şimdi Filistin’i, Gazze’yi ne hale getirdi? Sosyal medya önemsiz diyebilir miyiz? O coğrafyayı doğrudan etkiliyor. Artık sosyal medya savaşları var. Bir görsel atılıyor ve kullanıcılar bunu görüyor. Ben bakmıyorum, ilgilenmiyorum deme şansınız yok. Bunu gören insanların bir tanesi bile inansa ne olacak? Bazen sandıkta bir oyla seçim kazanılıyor. Bir oy belki ülkenin geleceğine dair çok önemli bir adım olarak devam edecek. Önümüzde hem Cumhurbaşkanlığı hem de 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri var. Bir oy belki insanların hayatını değiştirecek.
TELEVİZYON GİBİ İHMAL EDİLMEMELİ
Sadece sosyal medyada değil, biz bunu televizyon yayıncılığı sürecinde gördük. Geçmişte bir kesim televizyon için “şeytanın icadı” dedi. Onlar “şeytanın icadı” deyip ilgilenmeyince diğer kesim istediği algı operasyonlarını yürütüp tek düze bir yayıncılık gerçekleştirildi. Örnek vermek gerekirse; insanlar okula, devlet dairelerine vs. başörtüsüz girecekler dediler; askeriyeye sakalıyla, başörtüsüyle analar babalar alınmadı. Bunlar gerici, din istismarı yapıyorlar dediler. Bunlar sürekli pompalandığı için çoğunluk azınlık haline geldi. Daha sonraları muhafazakâr kesim medyayı televizyonu kullanmaya başladığında “biz azınlık değilmişiz, biz bastırılmışız” diyebildi. Şu an sosyal medya da durum bu! “Ben uzak durayım, sosyal medya nedir ki, sosyal medyada yazılanlar zaten yalan” derse insanlar gelecekte de aynı durum söz konusu olacak. Türkiye başka bir krize yenik düşecek.
DÜNYAYI AKILLI TELEFONDAN İBARET SANIYORLAR
2000 sonrası doğan Z nesli Türkiye’nin ne noktadan ne noktaya geldiğini bilmiyor, siyasetle ilgilenmiyor. Bu nedenle özellikle gençler üzerinden algı operasyonu yapıyorlar. Gençlerin geleceğe yön verme kararları tercihleri oldukça önemli. Dünyayı akıllı telefondan ibaret zanneden, onun dışında realiteyi bilmeyen bir gençlik var. Televizyon izlemiyor. O gençler gelecekte oy kullanacak; ana, baba olacaklar. Onların yetiştirecekleri insanlar nasıl insanlar olacak? Kendi kültürlerine yabancı, sürü psikolojisi içinde sosyal medyadan yaşayan bir kuşak olacak…
Geyve Haber