BİOSUN Atıktan Değer Yaratıyor
Elektrik ve gübre üreten fabrikanın ekonomiye sağladığı yarar kadar çevreyi de koruduğunu öğrendik. Hexagon Katı Atık Yönetim Kurulu Üyesi Cem Kaan Nahum, işletmenin kuruluşundan bugüne kadar olan süreci anlattı.
Biosun Pamukova; evsel ve endüstriyel atıkların toplanması, aktarılması, ayrıştırılması ve geri kazanımı alanında dünyadaki en yüksek entegrasyon seviyelerinden birine sahip katı atık yönetim tesisi olarak Aralık 2011’den beri Sakarya’nın Pamukova ilçesinde faaliyet gösteriyor. Bu entegrasyonda anahtar teslim bir fabrika çözümü olmadığı için bünyesindeki uzman mühendis kadrosuyla birlikte, farklı endüstrilerden devşirdiği ve yeniden tasarladığı makinalar ile Biosun kendine has bir kurguda üretim yapıyor. Cem Kaan Nahum, BİOSUN’un kuruluşundan bugüne kadar kat ettikleri yolu ve yarınlara dair hedeflerini anlattı.
Gelişen Dünya’nın en büyük sorunu olan atıktan para kazanma fikri nasıl doğdu?
Otomotiv kökenli bir grubuz. Şimdiye kadar Türkiye’de düzensiz ve bölük pörçük olan atık sektörüne otomotiv disiplini ile yaklaşmaya ve değer yaratmaya karar verdik. Atık gelişen Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri ve biz bu sorunu ortadan kaldırırken aynı zamanda hem yenilenebilir elektrik hem de topraklarımızı koruyan organik katkılı gübre üreterek ülkemize faydalı olabileceğimizi gördük. Daha evvel de enerji sektöründe yer almak için çalışmalarımız olmuştu. Genel söylemle çöpten yani atıktan elektrik üretimi de bizim enerji sektöründe var olma ve Türkiye’nin geleceği için iyi bir şeyler yapma arzumuzdan ortaya çıktı. Çevreye önem veren bir grubuz. Bunun altını çizmek isteriz. Çevreyi korumak ve halkın bu konuyla ilgili bilincini artırmak adına Biosun Pamukova tesisimiz kurulmadan önce ciddi eğitim çalışmalarımız da oldu. Hane halkını eğittik, hala da eğitiyoruz, örneğin Geyve’de kapı kapı geziyoruz, okullarda öğrencilere anlatıyoruz. Pamukova hane halkı eğitilmiş bir halk. Verdiğimiz eğitimlerin sonucunu tesise kaynağında ayrıştırılarak gelen atığın kalitesinden anlıyoruz, çok büyük farklar görüyoruz.
Sermayesiz hammade de diyebileceğimiz atıktan (çöpten) değer üreten kurumun çevreye yarar ve zararları nelerdir? Sizin çevre düşmanı fabrika olduğunuz algısı yaratılmaya çalışıldı.
Çevre düşmanı asla değiliz. Öte yandan insanların tanımadıkları, bilmedikleri bir kuruma ön yargılı yaklaşmalarını da anlıyoruz. Aslında biz fabrikanın kurulu olduğu bölge halkıyla çok iyi dostuz. Asıl sorunuza yani çevreye zararımız var mı konusuna dönmek isterim. Bir kere eski düzen çöp dağlarının oluşmasını engelliyoruz. Vahşi depolamaların önüne geçtik. Hayvancılığın yarattığı dışkıların gelişi güzel bertaraf edilmesini önledik. Endüstriyel ve organik atıkların etrafı kirletmesini engelledik. Ambalaj atıklarını ekonomiye kazandırıyor, doğayı kirletmesinin önüne geçiyoruz.
Kısaca kontrollü ve giderek azalan bir kokunun dışında çevreye fayda sağlıyoruz. Bu kokuyu yok etmekle ilgili olarak da ciddi bir çalışmamız var. Kısa sürede koku sorunu ortadan tamamen kalkmış olacak. Atıkları işleyen, atıktan elektrik ve gübre üreten bir tesis olarak çevreciyiz.
Gübre üretimi de yapıyorsunuz. Çöpten gübre üretimi nedir? Üretici niye sizin ürettiğiniz gübreyi tercih etsin?
Fabrikaya gelen organik atıklar yani sizin değiminizle çöpler 60 günde gübre oluyor. Türk toprakları alkali karakterli ve organik madde açısından fakir topraklar. Tarımda verimlilik ve rekolte artışı üretici hayati önem taşıyor. Biz Hexaferm marka gübrelerimizle üreticilerimize bunu veriyoruz. Herhangi bir bitkinin kimyasal gübreyi kullanabilmesi için toprakta organik madde bulunması gerekiyor. Türkiye’de bu oran maalesef yüzde 1’in altında, dolayısıyla kimyasal gübre atıldığında bitki bunu ememiyor ve yer altı sularına karışıp suları kirletiyor ya da toprakta bağlanarak toprağı çoraklaştırıyor. Hexaferm gübrelerinin yarısı organik kompost, yarısı kimyasal gübre. İçinde çeşitli iz elementler de mevcut. Böylece bitki Hexaferm gübrelerinin içindeki besinlerin hepsini kolayca emebiliyor. Bu da Hexaferm gübrelerine kullanıldığında yüzde 10–15 rekolte artışı sağlıyor. Daha doğal, bitkinin tüm ihtiyacını karşılayan, üstelik diğerleri gibi dışa bağımlı olmayan bir gübre. Yer altı sularını ve toprağı kirletmeyen, verimi artıran ve toprağı besleyen bir gübre.
Biosun gübre ve elektrik üretiyor. Peki, çöplerin veya üretimden kaynaklanan sıvının doğaya salınımı nasıl oluyor? Atık suyunuzu ne yapıyorsunuz?
Aslında suyumuz atık değil, içinde gübre değeri olan, organik madde barındıran bir su. Ama kanunlarda yeri olmadığı için atık olarak değerlendiriliyor. Gazı alınmış işlenmiş organik su tarımda zarar değil fayda sağlıyor aslında. Kanunen bir tanımı olmadığı için atık muamelesi görüyor. Aynı sıvı bütün Avrupa’da tarım arazilerini sulamada kullanılıyor. Şu anda atık suyu Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin arıtma tesisine taşıyoruz. Yıl sonunda kendi arıtmamız tamamlanmış olacak. Biz bu suyun tarımda kullanılabilir olduğunu yetkililere anlatmaya çalışıyoruz. Hedefimiz bu suyun tarım alanlarında kullanılması. Çok yararlı bir sıvıya atık muamelesi yapmak açıkçası üzüyor bizi. Sıvının rüştünü ispat edene kadar atık muamelesi görmesini izleyeceğiz.
Pamukovalı memnun mu sizden? Çöplerini değere dönüştürdüğünüz bölge insanına ne katkınız var?
Bizden memnun olup olmadıklarını direkt komşularımıza sormanız gerekir. Ancak bizden şikayetçi olacaklarını sanmıyoruz. Şikâyetleri olduğunda doğrudan bizimle irtibata geçebileceklerini biliyorlar. 250’den fazla çalışanımız var. Çalışanlarımızın büyük bir bölümü o bölgenin insanı. Bütün ihtiyaçlarımızı bölgeden karşılıyoruz. Cihazlarımızın tamirinden, iş makinası kiralanmasına, danışmanlık hizmeti alımından yemek teminine kadar her eksiğimizi konuşlandığımız ilçeden alıyoruz. Bölgeye ciddi bir ekonomik katkımızın olduğunu düşünüyorum.
En çok konuşulan konu iş ve işçi sağlığı. İş ve işçi sağlığı istismar mı ediliyor?
Bu konuda çok dertliyiz. Bizim için tesisimizde çalışanların sağlığı her şeyin üstünde. Gereken tedbirlerimizi aldık. İş güvenliği uzmanı, tesisin risk raporları, merkez kalite yöneticisi, giriş muayeneleri, periyodik muayene, ömür boyu hepatit aşısı, havayı temizleyen jet-pulse sistemleri, 24 saat sağlık personelimiz var tesiste. Hammaddemizin ne olduğunun farkında olarak bütün önlemlerimizi bu doğrultuda alıyoruz. Tesisteki sağlık personelinin çözemeyeceği bir konu olduğunda çalışanlarımız anında hastaneye sevk edilir. Bütün tedbirleri alan bir tesis olarak, sanki vurdumduymaz bir işletmeyiz gibi bir algı yaratılmaya çalışılması bizleri fazlasıyla üzüyor. Her fırsatta denetime açık bir işletmeyiz.
Katı atıkların enerjiye dönüştürülmesi sektöründe Türkiye’nin Dünyadaki yeri nedir? Ben hala üst üste yığınlanmış çöp dağları görüyorum gezdiğim yerlerde…
Dünya’da atık sorunu bir şekilde aşılmaya çalışılmış. Kuzey Avrupa 30–40 yıldır çöpü yakarak bertaraf ediyor. Almanya, İtalya ve Avusturya biyogaz üretiminde kullanıyor. Amerika düzenli depolama yapıyor, ayrıştırma ve biyogaz üretiminde kullanıyor. Afrika ve Asya Dünya’nın çok gerisinde hala vahşi depolama dediğimiz sistemde. Ülkemiz de maalesef bu konuda Dünya’nın gerisinden geliyor. Ama hızla çöpten değer üretme noktasında yatırımlar, alınan karalar var. Bugün ülkemizde vahşi depolama hala devam ediyor, ama ayrıştırma da yaygınlaşmaya başladı. Artık çöp dağları üreten belediyelere ciddi yaptırımlar var. Belediyeler de bu konuda ciddi çalışmalar içinde.
Atıktan değer üretme konusunda geriden gelmenin avantajları da var. Biz olaya iyi tarafından bakıyoruz. Diğer ülkelerin uygulamaları arasında en doğruyu yapabilme şansımız var. Bizler atıktan elektrik, kompost ve organomineral gübre üretimi yapıyoruz.
#