YAZAR FERİDUN ESER

Editör

Öğretmen yazar Feridun Eser, kendisiyle görüşen muhabirimiz Mehmet Aydoğan’a: “Kültür ve sanatımıza sahip çıkan nesiller yetiştirdiğimiz zaman, ülkemiz çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşır.”dedi.

FERİDUN ESER KİMDİR?

Feridun Eser’in babası Elazığlı annesi Akyazılıdır.1974 yılında dünyaya gelir. Babasının memuriyeti dolayısıyla ilk, orta ve liseyi İzmit’te okur. Kayseri Erciyes Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun olur. 1999 yılında Kütahya’ya öğretmen olarak atanır. Bu arada Dumlupınar Üniversitesinde Yüksek Lisansını tamamlar. 2009 yılından beri de Geyve’de öğretmenlik yapmaktadır.

YAZMAYA NASIL BAŞLADINIZ?

Lise ve üniversitede öğrenciyken kendi çapımda makaleler yazıyordum. Bu yazılarım; Milli Eğitim Bakanlığının çıkardığı dergiler, Türk Dünyası Araştırması, Yeni Türkiye, Eğitimde Birlik gibi çeşitli dergilerde yayınlandı. Okuyan arkadaşlarımın beğenisi beni yazmaya teşvik etti. Şu ana kadar 3 kitabım yayınlandı. Dördüncüsü de şubat ayında basılacak. Şimdilik 4.kitap üzerinde dört arkadaş son çalışmaları yapıyoruz. Bu arada okullarda ve davet edildiğim ilçelerde İslam ahlakı, ahilik, Ermeni meselesi gibi çeşitli konularda konferanslar da veriyorum.

Kitaplarınızda nelerden bahsediyorsunuz?

ERMENİ ÖRGÜTLERİ

Birinci kitabımın adı; Ermeni Örgütleri. Yüksek lisans tezidir. Ermeni meselelerinin iç yüzünü anlatmaktayım. Bir konuyu kendi milletimize anlatamadıktan sonra, baş milletlere asla anlatamayız. Bunun için Ermeni meselelerini anlatıyorum. Osmanlı döneminde Millet-i Sadıka (sadık millet) olarak bilinen Ermenilere nasıl soy kırımı yapılır?

Başta Ermeni vatandaşı olan ünlü tarihçi Leon Dabağyan olmak üzere Jüstin Mc Carthy, Staford Shaw, Norman Stone ve Andrew Mango gibi ünlü tarihçiler de “Osmanlının, Ermenilere soykırımı yapmadığını fikrini savunmaktalar.

TÜRK İSLAM MEDENİYETİNİN YILDIZLARI

İkinci eserimde; Osmanlıyı, kültür ve medeniyette dünyanın merkezi haline getiren devlet adamlarımızın, filozofların, âlim ve evliyaların biyografilerine, çalışma tarzlarına, kıssadan hisselerine yer verdim.

Amacım; gençlerimizin yabancı bilim adamlarını tanımalarının yanı sıra kültür ve medeniyetimize öncülük etmiş Türk büyüklerini de tanıyıp sevmelerini sağlamaktır. İyiyi örnek almalarına çalıştım. Mevlana Hazretleri buyuruyor ki: “Kötüyü, kötü olan şeyi örnek bile vermeyiniz.”  İnsan okuduğu kitaptan, seyrettiği filmden mutlaka etkilenir. Bunun için ben de iyileri örnek verdim.

BAŞARILI ÖĞRENCİ, İYİ İNSAN

Bu memleketin gelişmiş, güçlü bir ülke olabilmesi için bilim ve fende başarılı olduğu kadar; erdemli ve iyi ahlaklı insanlara ihtiyacı vardır.

Kültür ve sanatımıza sahip çıkan nesiller yetiştirdiğimiz zaman, ülkemiz çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşır. Çocuklarımızın doktor, avukat, mühendis olmasını istediğimiz kadar; iyi ahlaklı olmalarını da istemeliyiz.

Edepsiz insana ilim ve fen öğretmek; eşkıyanın eline silah vermeye benzer. Böyle insanlar hem ailesine hem ülkesine zarar verir. Bunun için Yunus Emre’nin sözüne kulak verelim:

“İlim meclisine vardım,

Eyledim talep.

İlim gerilerde kaldı,

 İlla edep, illa edep.”

AHİLİK

Ahilik; günümüzdeki Tüketici Haklarını Koruma derneğinin yerini tutan ve daha güzel hizmet eden bir anlayıştır. Ne satıcının, ne de alıcının hakkı yenmezdi. Satıcının da, alıcının da edepli, kültürlü oluşundan kaynaklanmaktadır. Demek ki bilen insan değil, bildiğini yaşabilen nesiller yetiştirmeliyiz ki ticaretimizde bereket olsun. Ahi evrenin şu sözünü yaşam ilksi haline getirirsek ülkemiz güllük, gülistanlık olur. “Eline, diline, beline sahip ol.” 

Mehmet AYDOĞAN