Beklenen Rahmet Hz. Muhammed

Geyve Merkez Sinan Bey Camisi imam-hatibi İdris Fındık: “Dünya gözüyle görmekten mahrum olduğumuz gönül sultanımız Hz. Muhammet (as)’in doğum günü vesilesiyle, O’nu sevgiyle, hasretle anIYORUZ.”dedi.
Editör Editör

Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.”

Hadis-i şerifte ise Allah Resulü (sas) şöyle buyuruyor: “Benim ile sizin durumunuz ateş yakan ve o ateşe pervane böcekleri ve kelebekler düşmeye başlayınca onları uzaklaştırmaya çalışan kimsenin hali gibidir. Ben sizi ateşe düşmekten korumak için belinizdeki bağdan tutuyorum; siz ise benim elimden kurtulmaya çalışıyorsunuz”

Bu akşam Sevgili peygamber efendimizin doğum yıldönümü olan Mevlid-i Nebi’yi idrak edeceğiz. Dünya gözüyle görmekten mahrum olduğumuz gönül sultanımızı bu gece vesilesiyle, sevgiyle, hasretle anacağız. Ona ümmet olmanın ne büyük bir nimet olduğunu anlamaya çalışacağız.

HER ŞEY MÜBAHTI

Efendimiz (sav)  bu dünyaya gelmeden önce, güçlü olan insanlar, her şeye hâkim ve haklıydı. Zalimlik eden, efendi muamelesi görüyor, gaddarlık yapanlar saygın kişi oluyor, talan etmek, çalmak çırpmak ise geçim kaynağı idi. Mazlum, kimsesizler suskun, kız çocukları değersiz, kadınlar ise çaresiz, satılık mal muamelesi görüyorlardı.  Efendimiz gelmeden önce Ebu Cehillerin, güçlülerin, gaddarların geçtiği yerlerde köle Bilallar el pençe duruyorlar, onların tahtlarını omuzlarında taşıyorlardı.

Sesini yükseltemeyen mazlumlar,  garibanlar çığlıklarını sessizce Arş-i Rahmana ulaştırır,  dua ederlerdi. Kırbaçlanan bedenlerini okşayacak bir rahmet eli beklerlerdi. Babasının merhametinden ümidini kesen masum çocuklar, özellikle kız çocukları, yüzlerine tebessüm edecek bir kurtarıcı bekliyorlardı. İşte bu sessiz çığlıklar dua olup yüce Mevla’nın rahmet kapısına ulaştı.

DÜNYAYA RAHMET TECELLİ ETTİ

Hak Teâlâ (cc) dünyaya rahmeti ile tecelli etti. Mazlumların yanında duran, düşkünün elinden tutan, merhamet membaı elçisini teşrif ettirdi, Rebiyülevvel ayının on ikinci gecesi sabaha karşı dünyaya gönderdi. Mazlumlar ona koştu, mağdurlar ona sığındı. İnsanlığın kanayan yarasına merhem oldu. Efendi Ebubekir ile köle Bilal yan yana aynı mecliste oturdu, sohbet etti, yemek yedi. Kız çocukları bir utanç kaynağı değil, cennete girme vesilesi oldu. Peygamber efendimiz ne buyuruyor; Üç kızı olup, onları terbiye eden, onları yetiştiren, cennettedir, hatta iki kızı olanda aynıdır, diyor.  İnsan, hangi mevkide olursa olsunyaratılışı itibari ile en şerefli makama kavuştu. Allah Teâlâ sizin şekillerinize, suretlerinize bakmaz, ancak kalplerinize bakar buyurdu.

 Kabilelere bölünmüş bir toplumu, bir araya getirip, kalplerini birleştirdi ve zengin-fakir, efendi-köle farklılıklarını ortadan kaldırdı. İnsani değerleri yüreklerine nakış nakış işledi. Kimsenin yaratılıştan, soydan gelen bir ayrıcalığa ve üstünlüğe sahip olmadığını vurgulayarak fazilet yarışının yüce Allah’a kullukta olduğunu gösterdi. Her an nefis muhasebesi yaparak, insanın kusurlarının farkına varıp, eksikliklerini onarmasını öğretti.

İNSANLARA ÖĞRETMENLİK YAPTI

 Yer gök şahit olsun ki, o kendisine tevdi edilen görevi hakkıyla yerine getirdi. İnsanın ihtiyacı olan her şeyi öğretti, yol gösterdi. Beş vakit namazın nasıl kılınacağını, zekâtın nasıl verileceğini, haccın nasıl yapılacağını, orucun nasıl tutulacağını öğretti. Anne-baba, kardeş, komşuluk ilişkilerini, din kardeşliği haklarını gösterdi. Dostluğu, sevgiyi-saygıyı, kardeş olmayı belletti.

Peki, bizler, eşimize, çocuğumuza, komşumuza, işçimize, işverenimize nasıl davranacağımızı biliyor muyuz, öğrendik mi? Haksızlığa uğrayan bize sığınabiliyor mu? Onun derdiyle ilgilenebiliyor muyuz? Uyuşturucu bağımlısının çığlıklarını duyuyor dertlerine çare olabiliyor muyuz? Peygamber Efendimizin bize göstermiş olduğu merhameti, biz birbirimize gösterebiliyor muyuz?--- İslam’ın adını kullanıp, dehşet saçarak, gönül coğrafyamızda can güvenliği bırakmayanlar, cahiliyenin kabile savaşlarını hatırlatmıyor mu?

TEK ÇARE

 Peygamberimiz (sas), kin ve husumete sebep olan, kardeşlik hukukunu ihlal eden, her türlü davranış ve fikri, cahiliye âdeti olarak niteleyip, red etmedi mi? Peygamberliğinden önceki yanlış, cahiliye adetleri hâlâ hayatımızda tekrarlanıyorsa ortada bir sorun var demektir. Onun hayata dokunduğu gibi, biz de O’nu örnek alıp çare üretmeyecek miyiz? Bu gece ümmet olmanın farkına vararak Rasulüllah’ın hayatında olanları, bir ilaç gibi alıp, yaralı halimizi onarmayacak mıyız. Çünkü başka yol, başka çare yok. Tek çare Peygamber efendimizin sünneti üzere yaşamaktır.

İŞİMİZİ DE NAMAZ KILAR GİBİ DOĞRU YAPALIM

O’nun, bizleri ateşe düşmekten korumak için kucakladığını hissedelim. Dünya hırsı bizleri değerlerimizden uzaklaştırmasın. Menfaat ve çıkar ilişkisi, bizi felaketlere sürüklemesin. Namazda onun gibi olmaya çalıştığımız gibi, hayatımızın her anında onun izinde olalım. Rabbimiz, bizleri ona layık eylesin. Şefaatine ve sevgisine nail eylesin. Âmin


Mehmet AYDOĞAN

Geyve Haber


#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs