Kağıt fabrikası bölgenin intiharı olur!

Salih YALÇINTAŞ Salih YALÇINTAŞ

Bugünlerde Sakarya’nın gündeminde Pamukova’ya kurulacağı söylenen ‘Kağıt Fabrikası” var. Öncelikle belirtmek isterim ki, “Kağıt Fabrikası için seçilen yer Sakarya Nehri kenarının hemen yanı başı”.

Bu durum son derece dikkat çekici.

Dikkat çekici diyorum çünkü Sakarya Nehri kenarına kurulan fabrikaların genelde “ne arıtma tesisi kurma gibi dertleri oluyor, ne de atık sorunu yaşıyorlar”.

Aç fabrikayı, gönder atıkları nehre olsun bitsin.

Şimdi kimse kalkıp da bunun böyle olmadığını savunmasın.

Tabi işin hakkını veren sanayi kuruluşlarına bir sözüm yok ama, herkes de biliyor ki, nehir kenarında bulunan bazı kuruluşlar “kirli atıklarını”, hiçbir “arıtmadan geçirmeden” “doğrudan nehre” gönderiyorlar.

Tabi bu durum sadece Sakarya Nehri için geçerli değil. Yine Sakarya’da bulunan çeşitli akarsularda aynı şekilde kirletiliyor. Toplu balık ölümleri de bunu açıkça gösteriyor zaten. Geçtiğimiz hafta bir haber ajansı tarafından, basın kuruluşlarına Sakarya Nehri’nin “doğduğu yerle” ilgili haber ve fotoğraflar geçildi. “Eskişehir'in Çifteler İlçesi'ndeki Sakaryabaşı mevkisinden doğan” Sakarya Nehri'nin “temiz ve berrak hali”, bizim ilimizin sınırlarına ulaştığında son derece “kirli bir yapıya” bürünüyor.

Nedeni malum…

Az önce de belirttiğim gibi, nehir kenarında bulunan irili ufaklı bazı sanayi kuruluşlarının atıkları sayesinde Sakarya Nehri ciddi anlamda “kirleniyor”.

Şimdi ise bu tür sanayi kuruluşlarına bir yenisi daha eklenecek.

Ön yargılı olmak istemiyorum ama, bu kağıt fabrikasının özellikle Sakarya nehri kenarına kurulacak olması ister istemez bende “olumsuz” bir düşünce yaratıyor.

Bu arada kurulması planlanan kağıt fabrikası “atık kâğıtlardan” kâğıt üretimi yapacakmış. Demek ki bu fabrika “sadece nehri değil çevresini de” olumsuz etkileyecek gibi görünüyor. Bu konuyla ilgili google amcaya başvurdum.

Karşıma hayli “ürkütücü” bir yazı çıktı.

“İşte o yazıdan bazı bölümler” ;

Atık kağıtların geri dönüştürmenin pek fazla cazibesi yoktur aslında.

Çünkü atık kağıtları toplayıp geri dönüştürmek sanıldığı gibi çevre dostu bir işlem değildir. Yani kısaca, atık kağıtlardan tekrar kağıt yapmak ağaçların kesilmesinden daha fazla çevreye zarar verdiğini söyleyebiliriz. Kağıt fabrikası “son derece pis olur ve çabuk pislenir”. Kuru olan bölümlerde kağıt tozları un gibi birikir ve tüm binayı kaplar. Hafiften nemi görünce olduğu yere yapışır ve çıkarması zor olur. Kağıtların geri dönüşüm prosesini sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmek için tüm fabrika belli aralıklarla endüstriyel olarak temizlenmelidir. Endüstriyel temizlikte ise “çevreye son derece zararlı” tonlarca galon madde kullanılır. Bu maddeleri püskürtmek için dizel motorla çalışan kompresör kullanılır. Bunun yanında kullanılan kimyasal temizlik maddelerini çıkarmak için binlerce ton su kullanılır. Bunların hepsi “çevreye oldukca zarar verir”. Bunların yani sıra kağıt fabrikasının “bacasından binlerce metre küp atık gaz çıkar, kanalizasyona da zararlı maddeler içeren binlerce ton atık su bırakılır”.

Bu arada fabrika bulunduğu “çevreye” son derece “kötü bir koku salgılar”.

Durum gördüğünüz üzere son derece vahim.

Öyleyse buradan etkili yetkili kim varsa seslenelim.

Özellikle de o bölgenin Milletvekili Sayın “Şaban Dişli”ye seslenelim.

Kimse kağıt fabrikası kurulmasın demiyor. Ancak benim bildiğim kadarıyla bu tür fabrikalar “verimli tarım arazileri ve nehir kenarına değil”, daha çok “bozkır alanlar” üzerine kurulur. Şu an için fabrikanın kurulmasıyla ilgili durum ne aşamada bilmiyorum ama, hazır yol yakınken bu işten vazgeçmek sanırım “Sakarya’nın geleceği için” en hayırlısı olacaktır.

Bu hayırlı görev de Milletvekili Sayın Şaban Dişli’ye düşmektedir.

TÜPRAŞ davasında BELGE komedisi!

NOT: Aslında bugünkü köşe yazımın bir bölümünde “TÜPRAŞ davasına” değinecektim. Bilindiği üzere TÜPRAŞ Sapanca Gölü’nden “izinsiz bir şekilde su kullandığı için” SASKİ tarafından “mahkemeye” verilmişti. Dün Kocaeli Asliye Mahkemesi’nde davanın ikinci celsesi yapıldı. Bugün yerim kalmadığı için konuyu yarına bırakıyorum. Yarın ayrıntılı bir şekilde değineceğim, ancak kısa bir şey söylemek gerekirse; TÜPRAŞ davasında tam bir “tiyatro” sergileniyor. TÜPRAŞ Sapanca Gölü’nden aldığı suyla ilgili “izin belgesini bir türlü gösteremiyor”. Durum böyleyken TÜPRAŞ yıllardır belgem var diyerek, Sapanca Gölü’nden gözümüze baka baka “izinsiz su kullandı” ve halen de kullanmaya devam ediyor. Ortada tam anlamıyla bir skandal var. Benim anlayamadığım, ortada böylesine bir skandal varken sahi “Orman ve Su İşleri Bakanlığı ne yapıyor”.

Ne yaptıkları ortada.

Yıllardır bu hukuksuzluğa DUR DEMEDİKLERİ GİBİ, köşelerinde oturup SESSİZ bir şekilde bekliyorlar.

NEDEN ACABA? 

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs