Sağlık Köşesi-Prematüre Bebek Bakımı Nasıl Olmalı?
Türkiye’de son yıllarda erken doğan bebeklerde (prematüre) sağkalım oranları, yenilenen bakım üniteleriyle hızla artıyor. Anne karnını hiç aratmayan donanıma sahip yenidoğan ünitelerindeki özel bakım yöntemleriyle bebekler artık daha sağlıklı oluyor. Ancak erken doğan bebeğin taburcu olduktan sonra evdeki bakımı da son derece önem taşıyor. “Prematüre Farkındalık Ayı” olarak kutlanan Kasım ayında Anadolu Sağlık Merkezi Yenidoğan-Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ, prematüre bakımı konusunda önemli bilgiler veriyor.
1990’lı yıllardan sonra hasta odaklı bakım anlayışının ortaya çıkmasıyla birlikte bu anlayışın ilk nüvelerinden olan yenidoğan ünitelerinin yenilenmesi, Türkiye’de bebek sağlığında bir çığır açtı. Erken doğan bebeklerde sağkalım oranlarının artmasıyla birlikte, daha kapsamlı bir yaklaşımın var olduğu üniteler sayesinde, bugün artık ileri yaşlarda olası rahatsızlıkların da önüne geçmek mümkün. Anadolu Sağlık Merkezi Yenidoğan-Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nermin Tansuğ, “Erken doğan bebeklerde, okula başladıktan sonra öğrenme bozukluğu çıkabiliyor. Maalesef bunların bir kısmı da yenidoğan ünitesindeki süreçle ilgili” diyerek prematüre bakımın önemine dikkat çekiyor ve olası problemleri paylaşıyor.
Yenidoğan ünitesinin ortamı bebeğin sağlığını etkiliyor
Yenidoğan ünitelerinde ortamın düzenlenmesiyle birlikte bebeğe yapılan her müdahalenin de son derece titiz bir şekilde ele alınması gerekiyor. Doç. Dr. Nermin Tansuğ stresin dahi beyin gelişimini olumsuz etkilediğini, yapılan radyolojik ve diğer incelemelerin bunu kanıtladığını söylüyor ve “Bebek yenidoğan ünitesinde stres içindeyse, ağrısı varsa, üşüyorsa, vücut ısısı yüksekse, bebeğe sert girişimlerde bulunuluyorsa tüm bunlar bebeğin hafızasına kaydoluyor ve uzun vadede çeşitli travmalara neden olabiliyor” diyerek yaklaşımın ve hastanenin fiziki koşullarının son derece önemli olduğunun altını çiziyor. Diğer bir önemli konu da bebeğe çok fazla el sürmenin sakıncalı olduğu. Bağışıklık sisteminin düşük olması nedeniyle bu bebeklerde enfeksiyon riskinin yüksek olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tansuğ, “Bebeğe her dokunuş enfeksiyon olasılığını artırır. Mümkün olduğunca bebeği ellemeyip rahat bırakmak gerekir. Bu sebeple de genelde tüm bakımlar belirli bir saate toplanır” diyor. Bebeğin ağrı çekmemesi için de gerekli önlemlerin alınması önemli bir nokta. Eğer birtakım tedavilerin uygulanması gerekiyorsa mümkün olduğu kadar bebeğin bu süreci ağrısız geçirmesi sağlanıyor.
Anne bebeğe dokunduğu an bağ oluşuyor
Erken doğan bebek uzun bir süre yenidoğan ünitesinde kalabiliyor ve dolayısıyla bu süre boyunca anneden ayrı oluyor. Eğer o sırada anne bebeğini ziyaret etmeyip dokunmuyorsa anne-bebek arasında bağ oluşmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Tansuğ, “Bebek stabilize olduğu an, anne ile ilgili de çok büyük bir problem yoksa biz anneyi üniteye alırız. Bebek de annesi dokununca bunu hissediyor” diyor ve duygusal bağın ne denli kuvvetli olduğunu bir örnekle açıklıyor: “Öyle ki, bazen bebeğin aralıklı solunum sıkıntısı olduğunda, bebeği anne kucağına verdiğinizde bütün sıkıntı sona eriyor. Ayrıca bu ten teması annenin süt yapımını da artırıyor.”
Bebeğin bakımı ilkokula başlayana dek kontrol ediliyor
Yenidoğan ünitesinden çıkan bebeğin bakımı düzenli kontrollerle devam ediyor; dördüncü haftadan sonra göz muayenesi, işitme taraması detaylı olarak yapılıyor ve daha sonra poliklinikte gelişimleri takip ediliyor. Bebeğin zamanında başını dik tutmasından, oturmasından ve emeklemesinden okul çağına kadar ciddi bir izleme programına tabi tutulduğunu ifade eden Doç. Dr. Tansuğ, “Çocuğun ilkokuldaki başarısını görene kadar kontrollere devam ediyoruz. Çünkü bebekken hiçbir şey fark edilmez ama ilkokula geldiğinde öğrenme problemleri veya hiperaktivite ortaya çıkabilir” diyor.
Bebeğiniz taburcu edildikten sonra da kritik dönem devam ediyor
Erken doğan bebek her ne kadar gerekli tetkikler yapılıp, sağlığına kavuşarak hastaneden taburcu edilse de bakım süreci devam ediyor. Özellikle evde bebeğe yapılan ziyaretler enfeksiyon riskini artırdığından bu konuda ailenin ve yakın çevresinin anlayışlı, bilinçli bir tutum sergilemesi gerekiyor. Odanın sık sık havalandırılması, ışıklandırmanın sağlanması, bebeğe dokunmadan önce ellerin yıkanması özellikle damlacık enfeksiyonu ve respiratuar sinsityal virüs riskini azaltmak açısından son derece önemli. Birinci aydan itibaren rutin aşıları ile respiratuar sinsityal virüsünden koruyan, ilk 5 ay boyunca aylık aşıların yapılması, anne-babanın da boğmacaya karşı muhakkak aşılanması, bebeğin her gün temiz hava alması için dışarı çıkarılması, yine taburcu olduktan sonra yapılması gereken bakım kriterleridir. Bebeğin giydirilmesi konusunda aşırılıktan kaçınılması gerektiğini de hatırlatan Doç. Dr. Tansuğ, “Siz kendinizi nasıl rahat hissediyorsanız çocuğunuza bir kat fazlasını giydirin” diyor. Bebeğin dokunma hissinin gelişmesi için ise eldiven giydirilmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Masaj yapın
Prematüre bebeklerde masaj büyük önem taşıyor. Kas gelişimi ve bebeğin daha rahat uyuması için yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde bebeğin kaslarına birtakım germe hareketleri yapılıyor. Bu sayede daha sonra ortaya çıkabilecek ortopedik sorunlar da azalabiliyor. Dokunarak bebeğe uyarı vermek, beyin gelişimi açısından da olumlu sonuçlar verirken, yapılan masajlar bebeğin gaz gibi sorunlarını da önlüyor.
Mustafa Hamdullah ERGİN
GEYVE HABER
#