Servi ve Ölüm
(pinhan-e.Şafak)
Mezarlıklar bizim kültürümüzde bizzat ölenlerin yanında dua ettiğimiz, hem bu vesileyle ölümü hatırladığımız yerlerdir.Aynı zamanda biz bu yerleri ağaçlarla, çiçeklerle bir gül bahçesi haline dönüştürürüz.Böylece mezarlıklar her ne kadar ölülerimizin gömülmüş olduğu yerler olsada orayı ziyaret edenler açısından deruni düşüncelere dalarak ölümü hatırladığımız ve sonrasıylada hayat bulduğumuz, huzura erdiğimiz yerlerdir
Kimbilir bu mezarlıklarda şu ölenlerin ne hikayeleri gizlidir.Ne acılar, ızdıraplar, ne sevinçler, mutluluklar, ne kahramanlıklar, ne korkaklıklar yaşamışlardır.Ah ! şu mezarların bir dili olsada konuşsa !
Kimisi küçücük mezarların belliki günyüzü bile görememiş yavrucak.Kimiside düzleşmiş topraklarıyla,eskimiş yüzü,yosunumsu renk tutmuş, osmanlı sarıklarını temsil eden mezar başlarıyla asırlara meydan okur.
Ölüm ve mezarlık her insanın aklında ''ağız tadını bozan '' olarak önemli bir yer tutuyorsada benim için daha farklı bir anlam taşır.Çoçukluğumdan beri oturduğum evin arka pencereleri mezarlığa bakardı.Gerçi o zamanlarda evimize çok yakın olmayıp tektük te olsa rahat bir şekilde farkedile bilirdi mezarlar.Şimdi yine aynı pencereden baktığımda mezarların usul usul evin arka bahçesine doğru sokulduğunu fark ediyorum.
Bir çok insanın içinin ürperdiği yerde nedense benim huzurumun arttığı mekanlara dönüşüyordu mezarlıklar.Fakat uzun zamandır mezarlığa girdiğimde o eski huzuru bulamadığımı yine evimin penceresinden seyrederken farkettim.
O mezarları gölgeleyen , huzurlu bir atmosfere dönüştüren ağaçlar mezarlık görevlileri tarafından kah budanmış kah kökünden kesilmiş.Hele hele bir tanesi vardı ki onun kesilmesi hala yüreğime acı veriri
Uzunluk ölçülerimin pek tarifini yapamasamda o servi ağacının uzunluğunun 7-8 katlı bir binaya denk gelebileceğini söyleye bilirim.Koyu renkli gövdesini ise enaz iki kişi kucaklıya bilirdi.
Yaz-kış ağacın gövdesinde ve dalları arasında sincaplar cirit atar, kuşlar kendileri için korunaklı yuva edinirlerdi.
Mezarlıkta mezarlar yatay o ise dikey.Mezarların yataylığının inadına o kendini dikeyliğe adamıştı.Sanki mezarlıktaki ölü bedenlerin yanından semaya doğru bir haber götürüyordu, yada beden-ruh arasında yeryüzünden gökyüzüne bir merdiveni temsil ediyordu.
Yaşamış olduğu onlarca yıl içersinde kimbilir nelere şahit oldu,kimbilir gövdende kaç nesil sincaplar ve kuşlar yuva kurdu sen semaya doğru boy atarken.
Güneş yine altın sarısı rengiyle ve tüm sıcaklığıyla yeryüzüne doğru yöneldiğinde sanki tüm mezarlar servinin altında gölgeleniyorlardı taki o ellerinde elmotorlarıyla dünyanın en tehlikeli varlıkları servi ağacının yanında bitiverene kadar.Belki yüzyıldan fazladır zamana meydan okuyan o asırlık serviyi, o gökyüzüne doğru dua eder gibi açılmış dallarını, o mezarlığın sembolünü yere deviri verdiler.Etlerini lime lime ettiler, tüm kollarını bedeninden ayırdılar.Üzerinde barınan tüm börtü böcek,canlı alemi dehşet içinde sağa sola kaçıştılar.Şimdi sincapların,kuşların nerede neyapıyorlar nerede barınıyorlar bilmiyorum, sana kıyanların gözünden birdamla yaş aktımı onuda bilmiyorum, fakat benim hayatımdan önemli bir ayrıntının yok olduğunu çok iyi biliyorum.Sen aklımda hep göğe doğru yükselişinle başı dikliği, dallarında börtüböceği muhafaza etmenlede şevkati temsil edeceksin.
Artık sensiz mezarlık daha bir çıplak ve daha bir huzursuz.
Belediyelere bağlı mezarlıklar ve parklar genel müdürlügü her mezarlık düzenlemesi dediği ağaç katliamı tüm hızıyla sürerse mezarlıkların huzursuzluğu dahada bir artacak
Hayatımızdan hergeçen gün sahip olduğumuz değerler yok olup gidiyor.Asırlık ağaçlarımızı kestik,tertemiz göllerimizi yitirdik,berrak akan derelerimizi kaybettik.Nesil bozuldu,ürünler bozuldu ve geleceğe ait bomboş bir dünya bırakmaya doğru hızla yol alıyoruz.
#