Nemrud Gibi Yaşayιp, İbrahime Talip Olmak…

Ömer ERDEM

Takiyye kavramι bugünlerde yeniden gündeme oturmuş durumda. Bu kavram için başkaca tanιmlamalar da yapιlabilir. Meselâ, belli bir amacι gerçekleştirmek üzere başkaca bir grubun, yahutta kurumun içine “gizlenmek, saklanmak” da diyebiliriz. Ancak bu saklanma ve gizlenme kabiliyyetinin çok yüksek bir strateji gerektirdiği de açιktιr. Yani öyle hemen herkesin yapabileceği bir eylem tarzι değildir. Takiyye konusunda ustalaşabilmenin en temel şartι amaca iman etmiş olmaktιr. Elbette bu şart yeterli değildir. Sağlam bir imanιn ardιndan genişçe bir mide ve amaç için herşeyi mübah gören laçka bir anlayιş da şarttιr. Zira bazι kurum ve kuruluşlarda saklanmak hiç de kolay değildir. Böylesi kurumlarda saklanabilmek için Nemrud gibi yaşamak şarttιr.

28 şubatιn kahιrlι yιllarιnda özellikle Türk Silahlι Kuvvetlerinde “dindar” diye bilinen insanlarιn “disiplin suçu” adι altιnda mağdur edildiklerini hepimiz biliyoruz. Cemaat denilen yapιnιn yayιn organlarι Ak Parti iktidarιnιn ilk yιllarιnda bu konuyu propaganda etmekten bιkmak bilmemişti. Sonuçta temeli gayet sağlam olan ergenekon ve balyoz gibi davalarι fιrsat bilen “karanlιk yapι” gizlemekte olduğu elemenlarιna yol vermek için bir taşla birkaç kuş yerine “kuş katliamιna” girişerek suçlu suçsuz ayιrιmι zahmetine girmeden torbaya koyduğu herkesi kodese tιkarak herkesi canbaza bak oyunuyla aldatarak vesayeti kaldιrιyorum diyerek hem kendisini alkιşlatmιş ve hem de vesayetçilerin makamιna kurulup güç zehirlenmesinin de etkisiyle memleketi yönetme hayali ile takiyyeciliğe son verip “eşkιyalιğa” soyunmuştur. Selçuklu tarihini bu karanlιk yapιnιn ne kadar bildiği bilinmez ama Hasan Sabbah denen şer odağιnιn “haşhaşin” örgütünü modern çağa uyarlayarak aynen devreye soktuklarι görülüyor.

Hamiyyetperver ve yardιmsever insanιmιzιn en samimi duygularιnι sömüren bu karanlιk yapι mazlum Anadolu kadιnιmιzιn önce bilezik ve yüzükleri ile işe başlamιş ve ardιndan papaz ve hahamlarιn ağιrlandιğι “beş boynuzlu” otel iftarlarιndaki milyarlιk bağιşlarιn ardιndan devasa holdingleşmeler ve bankalarιn ardιndan dindar dinsiz hemen herkesin (kimisi gönüllü, kimisi kafeslenerek) büyük paralarι ile korkunç bir mali güce erişmiş olan bu karanlιk yapι bu stratejisi ile sadece paralel devlet yakιştιrmasι değil yeni bir “Din” uydurma anlamιna gelebilecek hamleleri ile parallel bir din icat etmeye kalkιşmιştιr.

Kendilerini müslüman diye pazarlayan bu güruhun şimdilerde uydu yerine foseptik çukuruna bağlanmιş kanallarιndan, dergi, gazete ve holdinglerine kadar hemen hepsinin adι hep yandan çarklιdιr. Doğrudan İslâmι çağrιştιracak hiç bir ismi seçmezler. 

Dizilerde öğretilen Paralel Din
Samanyolu televizyonu denen kanalda bu zamana kadar daima bir “hιzιr” tiplemesi vardι. Hιzιr takιm elbise ve kravat aksesuarιyla arz-ι endam ediyordu. Simokin giydirmediklerine şükretmek lâzιm. Güzel bir sözümüz var Anadolu irfanιndan süzülüp gelen, “Bir sιnιr yoksa hiç sιnιr yoktur” diye. Önce hâşa Efendimiz (s.a.v)ì şarkι dinlemesi ve genç rakkaselerin Türkçe şarkι söyleyip dans etmelerini izlemesi için olimpiyatlara getirdiler. Olimpiyat ne demekse? Sonra Efendimiz elbette ki en büyük “twetter” kullanιcιsι olurdu tezinden hareketle “twetleri ikiye katlayιn” emrini ilettiler. Bununlada kalmadιlar, karanlιk dizinin karanlιk kurulundaki görevliler pensilvanyadaki örgüt başιndan izin alarak efendimizi bir ιşιk hüzmesi halinde “kamyona” bindirdiler. Bu ne kadar aşağιιk, ne kadar ayιp, ne kadar cesur ve edepsizce bir yaklaşιm. Kendi emelleri için mübarek efendimizin bereketli hatιrasιna kastetmekten çekinmeyen bu zavallι güruh ipin ucunu iyice kaçιrmιş görünüyor. Behey gafiller madem ki böyle bir halt yediniz kendiniz mercedeslere binerken efendimize ancak kamyonet kasasιnι mι reva gördünüz.

Bu alçak yaklaşιm gavurlar tarafιndan yapιlsa kιzιlca kιyamet kopardι. Ama bu sahtekârlar işte böylece dini kendi alçak emellerine alet ediyorlar.

Şu kadarιnι ifade etmeliyim ki bu afilli “takiyye” kavramιnι bir kenara koyacak olursak Nemrud gibi yaşayιp İbrahime talip olmanιn Kuràn dilinde adι düpedüz “münafιklιktιr”. Münafιklarιn Allah nezdinde nasιl bir cezaya çarptιrιlacaklarι ise yüzlerce ayet ile açιkça anlatιlmaktadιr. Parelel bir din icat etmeye kalkιşmak kendisini Allah yerine koymaya kalkιşmaktιr. Tevbe yolu açιk olmakla beraber bunun çok büyük bir vebali vardιr. Meselenin uhrevi boyutu konusunda fazlaca bir analiz yapmaya gerek yok. Böylesi garip ve karanlιk yapιlar yani Din üzerinden nüfuz ve statü elde etmeye çalιşan kimseler ne ilk tir ve nede son gibi gözükmektedir. Daha efendimiz hayatta iken türeyen Müseylime ile bir asιr önce İngiliz mandasιnι savunan ve Peygamberliğini ilan eden Gulam Ahmet Kadιyaniye bakmakta fayda var.

Pozitif Hukuk Açιsιndan
Ülkemizde geçerli hukuk bakιmιndan Nemrud gibi yaşamanιn hiç bir müeyyidesi yoktur. Hatta çoğu zaman bir statü vesilesi bile sayιlabilir. Bunu ister gerçekten böyle yapιn isterseniz takiyye olarak yapιn farketmez. Ancak devlet teşkilatιnda yer alιp takiyye yaparsanιz yani İbrahime talipmiş gibi yaparak Nemrud gibi yaşarsanιz bunun da hukuk da bir karşιlιğι yoktur. İnsanlar akιllarιnι ABD ve İsrail muhibbi birine kiraladι diye sorgulanamaz ve tutuklanamaz. Ancak devletin gücünü kullanarak o devleti kuran Milletin aleyhine faaliyet yürütürseniz, yani Milletin âli menfaatleri yerine ABD ve İsrail menfaatlerini öncelerseniz işte bunun adι tam anlamιyla “Casusluk”tur. Devletin verdiği yetkiyi kullanιp da sιralι amirleri yerine Pensilvanyadaki Müslüman görünümlü “Kardinal” bozuntularιndan talimat alanlar suç işlemişler demektir. Haklarιnda mutlaka görevi kötüye kullanmaktan işlem yapιlmalιdιr. Ancak örgütün liderinin beddua seanslarι dιşιnda Türkiyemizin bütün düşmanlarι ile işbirliği içinde olduğu net bir şekilde ortaya çιkmaktadιr. Dolayιsιyla başta örgüt lideri olmak üzere ülkemizdeki kukla ve taşeron yöneticileri hakkιnda “vatana ihanetten” dava açιlmalι ve yargιlanmalarι behemahâl sağlanmalιdιr. Yoksa bu tür rezillik ve kepazeliklerin önünü almak mümkün olmayabilir. Milletin selâmetine kasteden her eylemin mutlaka bir müeyyidesi olmalι ve ABD himâyesinde olmak bile buna engel teşkil etmemelidir. “İbrahimi din” ler gibi bir mazbut ve muğlâk bir ifadenin arkasιna sιğιnarak yeni bir Din icat etmek üzere olanlarιn İbrahime talip imiş gibi yapιp Nemrud gibi yaşamalarιnιn cezasιnι zaten hesap gününün sahibi zamanι geldiğinde verecektir. Umarιm vakit varken tevbe ederler…

Allah bütün müminleri, Yunus suresi 100. ayetteki ” Allah aklιnι kullanmayanlarιn üzerine pislik boca eder” tehdidinden uzak ve muhafaza eylesin. Amin.

Baki Selam ve Saygιlarιmla.

Ömer Erdem

Mainz/Almanya