Coşkunlar Havai Fişek....
(VENÜS) COŞKUNLAR HAVAİ FİŞEK FABRİKASI GERÇEKLERİ
Buradan bütün Geyve ve civarı insanlarına sesleniyorum.İlçemizde bulunan tabir-i caizse bilinen ismi ile Mantar fabrikası;fabrikayı işleten işverenin sadece kendi menfaatini düşündüğü ve kolladığı çok tehlike arz eden bir kuruluştur.
Yaklaşık 10 yıldır ilçemiz Soğanlık mevkiinde faaliyette olan,Abdullah Coşkun,Arif Coşkun ve Mustafa Coşkun kardeşlerin ortaklığında işlevini sürdürmekte.İlçemizde ilk kurulduğundan bu yana defalarca ölümcül kazalar olmuş ve bir türlü işverene bir şey olmamıştır.Olan yine masum ve sadece ekmeğinin peşinde olan işçilere olmuştur.Kimi sakat kalmış kimi de ölmüştür.Hem de ölümlerin en kötüsü sayılacak YANMA ile.Her ne kadar ülkemizde var olan adalete ve hukuk sistemine güvensek te bu sistemi deşifre ve dejenere eden temsil yetkisine sahip kişiler çıkmakta ve yüzde yüz haksız olan bu tür işverenleri de haklı çıkartmaktadır.Coşkunlar Havai fişek fabrikasında yıllardır meydana gelen her kaza da aynı sonuçlara varılmış ve sadece çalışan masum işçiye olmuştur ne olduysa.
Abdullah Coşkun;büyük ortak.Fabrikadaki ortaklığının yanısıra oyuncak işine de girdi.Oyuncak işi ile birlikte pis kokulu işler de çevirmekte.Yurtdışından (Çin) getirttiği oyuncakları yurtiçinde (kendi fabrikasında monte ettirerek Türkiye pazarına hakim olmakta ve aynı zamanda da evrak üzerinden de devleti kandırıp haksız kazanç elde etmekte ve devleti ziyaya uğratmakta.Kendisi siyasetin kişisel ve kurumsal menfaatlerini kollayacak siyasi oluşumlar içinde her zaman yer bulabiliyor.Neticede kendisini koruyor.Kalkan yapıyor yani.
Arif Coşkun;Son yıllarda içki ve aşırı eğlence hayatını terk ederek namazında ve niyazında oldu."Bir takım cemaatlere iştirak ederek görüntü vermekte ve son zamanlarda küresel ve global dünyada bu tür yerlerde olmayanlar ve destek sağlamayanlar ticari hayatta bir yere gelemez" teorisini doğrulamaktadır.
Mustafa Coşkun;sadece fabrikanın üretimi ile ilgili görev alır.Sabah ezanı gelir ve saat en geç 11 de fabrikayı terk eder.Bu her gün aynıdır.Etliye sütlüye karışmaz.Sadece fabrika içinde köşe taşı olan bazı usta ve işçilerin işverenle arası bozulduğunda o durumları ayarlar ve düzeltir.Yine kendi menfaatleri doğrultusunda tabi.
Hakan Coşkun;Abdullah Coşkun'un oğlu ve fabrika müdürü.Tamamıyle üretime dayalı işleri takip eder.Devletten gizli yapılmaya çalışılan barutun da organizeliğini ayarlar.Lionsların Sakarya örgütüne kayıtlıdır.Apolet ve armalı yazıları fabrika duvarına asmaktan bile çekinmez.Bir yerlere işaret verir.
Fabrikada çalışan işçilerin en az yarısının ssk sı yoktur.Şikayet veya rutün ssk bölge müdürlüğü elemanlarının kontrollerinden zaten haberleri olduğundan aynı günü ssk sız işçiler fabrika dışına çıkartılıp gerekli incelemeler bittiğinde hayat normale döner.
Sonuçta adamlar her şeyi baştan bağlamışlar.Bir uçan kurtulur bir de kaçan.İşçi yanmış,patlamış,yaralanmış veya ölmüş.Onların hiç umrunda değildir.İşçi bugün işe başlar 10 dakika sonra maytap imalatına verilir veya başka bir imalata.Bir ara bir patlama ve yaralılar ölüler....Sonuç işçi hatası.İşverene göre işçi yaptığı işin tehlikeli olduğunu biliyordu.Biliyordu ama ne nasıl patlar nasıl yanar hiç bir eğitimden geçmiyordu.Olan yine işçiye oluyordu.
Fabrikanın tam batı kısmındaki maytap imalathanesi yanından çevredeki su kanalına yer altından boşaltılan kimyasal atıklar da işin cabası.O atıklar bir yerde Sakarya nehri ile buluşmakta beyler.Balıklar niye mi ölüyor? Yapmayın beyler...
Bir şey daha söyleyeyim;Eski araçlarla fabrika içinden birilerine görev verilerek fabrika artıkları ve tamamiyle kimyasal zehir olan katı atıklar Sakarya nehrinin tenha bölgelerinden nehre zerk edilmekte. Balıklar zaman zaman hala niye ölmekte? değilmi sayın yetkililer. Bırakalım balıkları biz bizim insanımıza dönelim.İnsanımız hala niye ölmekte beyler? Bak en son HAYRİ GÖKTAŞ... yazık değil mi?...
Hayri Götaş'ın Rıza Tuzla gibi ve diğerleri gibi Abdullah,Arif;Mustafa ve Hakan Coşkun'un nezdinde üç beş kişi ile yenen bir yemek parası kadar ancak değeri vardı da o yüzden...
#