At Gitti Avrat Gitmesin!
Yolda kaldιğιnι, yolunu bulmakta zorlandιğιnι ve kendisini de şehre götürmelerini talep eder. Süvari olan kişi eşinin atιn terkisinde olmasι ve atιn üç kişiyi taşιmasιnιn zorluklarιnι söylediyse de âmânιn yalvarmasιna dayanamaz ve onu da ata bindirerek şehre koyulur. Yolda giderlerken âmâ kişi süvariye aklιna gelen bütün „dualarι“ sιralar. Ancak tam şehir çarşιsιna intikal ettiklerinde âmâ basar yaygarayι: „Yetişin Ey Allahιn Kullarι, ben bir âmâ insanιm işte bu gördüğünüz adamι yoldan aldιm iyilik olsun diye şehre getirdim ama o benim atιma göz dikti, atιmι elimden çalmak istiyor“. Şehir halkι toplanιr ve manzara karşιsιnda merhamete gelerek süvariye bir güzel dayak çekerler. Üstelik adam kendi meramιnι bile anlatmaya fιrsat bulamaz. Netice de olay kadιya intikal eder. Yapιlan muhakeme sonucunda kadι olayιn taraflarιnι ve şahitleri dinledikten sonra atιn “âmâ” olan kişiye verilmesi kararιna varιr. Süvari ve eşi yapιlan haksιzlιktan muzdariptir. Yapιklarι iyiliğin karşιlιğι bu mu olmalιydι? Ama imtihan daha bitmemişti. Mahkeme sonucunda âmâ oluşunu fιrsata dönüştüren bu uyanιk tam da mahkeme dağιlιrken kadι efendi, kadι efendi: “Bu kadιn da benim karιmdιr demez mi?” Atι için gözyaşι döken adam bakmιş ki bu âmâ ile başetmek zor ben bu mahkemenin kararlarιna katιlmιyorum diyerek oradan uzaklaşmιş.
Son zamanlarda yaşamakta olduğumuz hadiseler bu naklettiğimiz hadiseye ne kadar da benziyor. Bir tek sonuçlarι bakιmιndan bir farklιlιk göze çarpιyor, hepsi bu.
“Gezi zekâlιlarιn” ülkeye kastetmesinin ardιndan uzun bir zaman geçmeden ülkemize yeni bir modelle dizayn verme seçilmiş iktidarι “diz çöktürme” üzerine kurulu bulunan bu son “Emniyetli Yargι Cuntasι” eninde sonunda başarιsιz olacak. Fakat sonuçta ülkemize bir hayli zarar verilmiş olacak. 28 şubat post-modern darbesinin „post-post-hain-dost“ versiyonu olan „17 aralιk darbesi“ de mutlaka başarιsιz olacaktιr.
Eskiden bizim memleketimiz kendi halinde alemin etlisine sütlüsüne karιşmayan büyük abiler ne derse eyvallah eden bir anlayιşa sahip, yönetenlerin fildişi kulelerden zevk-safa içinde keyif çattιklarι bir avuç mutlu-putlu azιnlιğιn şerefe (!) kadeh patlattιğι, vatandaşιn kahir ekseriyetinin ise zam ve pahalιlιk karşιsιnda inim inim inleyip sesinin soluğunun çιkmadιğι bir ülke idik.
Ancak son 10 yιlda bu ülke adeta küllerinden yeniden doğarak bir yandan katil ve terörist İsaril yöneticilerine diz çöktürüp özür diletmiş bu yetmezmiş gibi „5“ dünyadan büyük değildir diyerek bir „leş miş“ milletler denen azman aygιta da itirazιnι en yüksek perdeden dile getirmek suretiyle „özgüveni“ zirve yapmιş millet sevdalιsι „yiğit bir adam“ çevrede panik havasι esmesine sebep olmuş dιşardaki ve içerdeki „şer odaklarι“ şeytani palanlar ortaya atarak Başbakanιmιza bir nevi suikast girişiminde bulunmaya kalkιşmιşlardιr. Gezi de başlayan ortak operasyon nihayet „Pensilvanya ABD, İsrail A.Ş“ ortak yapιmι ile bir kez daha sahnelenmiştir.
Ne varki bütün bu planlar basiret sahibi milletimizin hayιr dularιyla akim kalacaktιr. Elbette ki cemaat yahutta hizmet denilen yapιya gönül vermiş sιradan insanlarι töhmet altιnda bιrakmak ve süpürücü bir mantιkla hepsini lanetli ilân etmek doğru değildir. Fakat bazιlarιnιn yaptιğι gibi garip bir yapιya atιfta bulunup hayali bir takιm garabetler üzerinden taşlama yaparak sözkonusu yapιnιn yönetim kademesini de vâreste tutmak için çeşitli atraksiyonlara yönelmek de doğru değildir. Ülkede yapιlmak istenen şey bellidir ve bunu planlayan çevrelerin mevcut yapι ile öteden beri içli-dιşlι olduğu hemen herkesin bildiği bir hakikattir. Madem öyle değilse neden bu yapιya bağlι medya organlarι „salya-sümük“, dün önünde „parende“ attιklarι adam gibi adama saldιrιyorlar. İngilizce olarak çιkarttιklarι yayιn organιnda ülkemizi utanmadan elâleme neden „gammazlama“ yarιşιna giriyorlar. Başbakanιmιza ağza alιnmayacak hakaretler savuran bu azgιn güruh acaba hangi saikle bunlarι yapιyor?
Tevrattan masallar aktararak Başbakan „tehdit“ etmek de neyin nesidir. Bu kafa değilmiydi bir zamanlar merhum Erbakana hayasιzca saldιran.
Unutmayιn ki bu zihniyet bir „güç zehirlenmesi“ yaşamaktadιr. Öyle halim selim hikayelere sakιn aldanmayιn. Bu zihniyetin yapmak istediği açιkçasι Amerikan şahinlerinin öteden beri ortadoğu için planlamakta olduklarι „başkaldιran İslâma karşι bastιrιlmιş İslâm“ projesinin „taşeronluğunu“ yürütmekten ibarettir. Değilse on binlerce Filistinlinin şehadetinde kιlι kιpιrdamayanlarιn bir yahudi çocuk öldüğünde gözyaşι dökmesi nasιl açιklanabilir. Mavi marmara gemisinde dokuz canιmιz hunharca katledilirken bir taziye mesajιnι çok görmek bir yana katil İsraile meşru otorite müslümanlara da terörist deme çabasι nasιl açιklanabilir. Dünyanιn neresinde bir şey olsa hemen „herkül org“ dan harekete geçen zat, meselâ „Mandelâ“ için ağlarken „Abdülkadir Molla“ hakkιnda hiç bir şey demez. Kimbilir belki ona da terörist demiştir, bilemiyorum.
Allaha sonsuz şükürler olsun ki ülkenin yönetiminde öyle bir lider var ki üç beş çapulcuya pabuç bιrakmadιğι gibi üç beş cübbesinden kuvvet devşiren ve abilerin emrini „Allah buyruğu“ sanan zavallιlara da pabuç bιrakmayacaktιr.
Kabul, ülkemizin ekonomisine biraz zarar verildi. Insanιmιzιn canι sιkιldι. Ancak başta anlattιgιmιz hikâyede ki gibi „at da avrat da“ gitmedi, şükürler olsun. Başbakan kuş katliamιna soyunan bu „ihanet şebekesini“ çökertmek için gerekli tedbirleri aldι ve almaya devam ediyor. Artιk kimsenin endişesi olmasιn. Bizim her şer gibi gördüğümüz şeylerden hayιr da çιkabilir. Zira biz bütünü değil ancak parçayι görebilmekteyiz. Bence buradan da her türlü kayba rağmen çok önemli ve ibretâmiz faydalar hasιl olmuştur. „Şapka düşmüş kel görünmüştür“. Daha ne olsun!
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya
#