Cumhuriyet Kimin?

Ülke siyasetimizde Pazar tezgâhlarιna sιk sιk çιkarιlmakta olan en önemli ürünlerden biri de adιna „Cumhuriyet“ denen rejim biçimidir.

Ömer ERDEM Ömer ERDEM

Aslιnda Cumhuriyet hem kelime anlamιyla ve hemde ιstιlahlaşmιş kavramsal manasιyla öyle çok da „matah“ bir rejim biçimi değildir. Ancak tabi bizim ülkemizdeki siyaset esnafιnιn ister sağιndakiler ve isterse solundakiler olsun hemen hemen hepsi „ilkeler“ ve „değerler“ üzerinden değil de „kişiler“ üzerinden olaylarι gördükleri ve değerlendirdikleri için Cumhuriyeti sahiplenmek konusunda amansιz bir yarιşιn içine girerler. Bu yarιş sür-git devam eden bir durumdur. Halbuki Cumhuriyet denen rejim kendi başιna fazla bir anlam ifade etmez. Bu çağda bile adι Cumhuriyet olan nice zorba, ceberrut ve diktatoryal rejimler mevcuttur. Dahasι adι Cumhuriyet olduğu halde kendi vatandaşιnι bile gözünü kιrpmadan hunharca katleden rejimler var. İnsan silolarιnι andιran ama bize Cumhuriyet fazilettir diye yutturulan bu rejimin rahle-i tedrisinde bize Cumhuriyet rejimi adeta kutsanarak anlatιldι. Tam bir nizamiye esasιna göre tanzim edilmiş öğütüm sistemi sayesinde en eğitimlisinden sokaktaki insanιmιza kadar bu masallar hakikat diye pazarlandι. Hatta dahasι Cumhuriyetin öncesi tamamen „yok“ sayιldι. Sanki bu millet 1923 öncesinde zenbille gökten inmiş gibi numaralar çekildi. Sanki 1923 öncesinde hiç bir şey yoktu. Bugün sahip olduğumuz herşey o gün var edildi. Bu kadar safsataya en kιt akιllιsι bile inanmazdι ama öyle akla gelmedik zorbalιklar uygulandι ki insanιmιz çar-naçar bu masallara „eyvallah“ demek zorunda kaldι. Milyonlarca insanιn canιna kasteden Hitler kral yada monark mιydι acaba? Bizim İstiklâl Mahkemelerimizdeki uygulamalarι Sultanlar mι emretmişti acaba?

Cumhuriyet denen rejim kendi başιna bir anlam ifade etmez. Bizim Cumhuriyeti kutsayan ulusalcι-sosyalist-faşist ve kemalistlerimizin tamamι kendi konforlarιna tetabuk etmesinden dolayι bu rejimin aşιğιdιrlar. Cumhuriyet, kelime olarak çoğunluk anlamιna gelmekle beraber Cumhuriyet rejimine sahip olan ülkelerin büyük bir çoğunluğunda „azιnlιk“ diktatoryasι mevcuttur. Meselâ yanιbaşιmιzdaki Suriye Cumhuriyetinin eli-kanlι Cumhurbaşkanι Esat da bir „Nusayri Azιnlιğιn“ temsilcisi olarak büyük çoğunluğa zulmetmeye devam etmektedir. Bu, belkide bir kavramιn başιna gelebilecek en büyük talihsizlik olsa gerek. Rejimin adι çoğunluk rejimi ama uygulamalar hep azιnlιk diktatoryalarι olarak göze çarpιyor. Tabi bunlarι söylerken bize fazilet diye pazarlanan bu rejimin ülkemizdeki uygulayιcιlarι da kavramιn ruhuna uygun bir yönetim ortaya koymadιlar. Onlar da yine azιnlιk diktasιnι tercih etme yoluna gittiler. Aradan geçen onca yιla rağmen kavramιn ruhuna kavuşmasι için ülkenin en sevilen Başbakanlarιndan birini „kurban“ olarak vermek zorunda kaldιk. Cumhuriyet rejimi bizim ülkemizde pazarlanιrken „fazilet rejimi“ olarak pazarlanmιş ancak uygulamada „Halka rağmen halk için“ sistemi ile uygulanmιştιr. Halbuki Cumhuriyet kendisine yönetim biçimi olarak halkιn hür iradesine dayanan bir seçim yöntemine dayanan „demokrasi“ yi benimsememişse faşizme bile yol açabilir. Geçmişte actι ve açmaya da devam ediyor. Demokrasi havarilerinin hemen tamamι bugün İngiltere deki demokrasiyi öve öve bitiremezler. Fakat İngilltere bir „Krallιk“ rejimidir, fakat demokrasi ile idare edilmektedir. „Sisi“ denen diktatör zorbanιn Mιsιrι ise bir Cumhuriyettir. Seç- beğen al. Hangisinde yaşamak istersen sen artιk onu seç…

Demokrasiyi benimsememiş her Cumhuriyet mutlak surette faşizan bir zorbalιk rejimidir. Faşizmin sağι solu da olmaz. Yoksa birilerinin yιllardan beri bize yutturmaya çalιştιğι gibi Cumhuriyet sadece “Monarşizm“ karşιtι bir rejim falan değildir. Sultanlarι kovduk, koltuklara kurulduk şarkιlarι artιk çok eskilerde kaldι. Herkes artιk bunun farkιnda. Milletimiz uzun yιllar bunlara sabretti ama sonunda sabrιnιn karşιlιğιnι iradesini ülkenin yönetimine yansιtarak almιş oldu. Demokrasi bütün ağιr-aksak yönlerine rağmen yine de benimsenmesi gereken iyi bir dünyevi sistematiktir. En azιndan ülkemizde bütün kural ve kuramlarι ve kurumlarι ile devreye girememiş olsa bile halkιn iradesi bir biçimde yönetimde temsil edilmekte olduğu için halkιmιz gerçekten de bu sistematiği içselleştirmeye başlamιştιr. Milletimiz özellikle de son 10 yιl içinde iradesinin ne kadar önemli olduğunu ve nelere kadir olduğunu yaşayarak öğrendiği için ve hatta bu konuda önemli sayιlabilecek bedeller de ödediği için bundan böyle de her zaman iradesine sahip çιkmanιn peşinde olacaktιr. Bu ülkenin demokrasiyi sadece sandιktan kendileri gibiler çιktğιnda seven aksi olmasι durumunda „demokrasi sandιktan ibaret değildir“ diyecek kadar küstahlaşabilen bir „minik azιnlιk“ bundan sonra pazarlayacak ürün bulmakta da bir hayli zorlanacaktιr.


Kemalist Cumhuriyet!

Ne demekse artιk bu. Hani bu ülkede „ezan“ okunmasιnι bile bazι kişilere hamleden ve kendileri gibi fani olan bazι kimseleri putlaştιran günümüzün modern putperestleri hemen her 29 ekim tarihi öncesi ve sonrasιnda İbrahim Peygamberin babasι Azer den kalan putlarι boyayarak tezgâhlara çιkartιyorlar. Geçmişte bu pazarlarda kιsmi de olsa alιcιlar bulunuyordu. Pazarlardan alιş-veriş yapanlar sayιsal olarak azιnlιk ta da olsa epey miktarda bir seyirci edinebiliyorlardι.

Hani şu adιna „Cumhuriyet Mitingleri“ denen garabeti hatιrlayιn canιm. Sanιrsιnιz ki ülkede şeriat ilan edilmiş, gelen yönetim bunlarιn hepsini zorla camiye dolduracak eline bayrak alan sokağa fιrlamιştι. Bayrağιn üzerindeki „al-kan“ hangi değerler uğruna verilmişti. Oradaki „Hilâl ve Yιldιz“ hangi değerleri sembolize ediyorduysa artιk. Adam alenen „düşman“ olduğunu söylediği değerleri temsil eden bayraklarι alarak sokağa çιkιyor ve tabi ülke istilâ edildi diye bunu yapmιyor. Aksine O bayrağa rengini veren aziz şehitlerin mirasι olan değerlere bağlι torunlarιndan o değerlere gönül vermiş birisi Cumhurbaşkanι olmasιn diye bunu yapιyor. Milletin iradesine başkaldιrιlιyor ve adeta „millet iradesi“ hiçe sayιlarak milletin verdiği vergilerle kendisini düşmandan korusun diye besleyip büyüttüğü ve adιna „Peygamber Ocağι“ diyerek kutsadιğι kuruma bir şekilde girmiş bulunan kendi milletine ve değerlerine yabancιlaşmιş bazι general bozuntularιna aleni davetler yapιlarak „darbe“ çιğιrtkanlιğι yapιlιyor ve bütün bu zorbalιklar Cumhuriyetin fazileti olarak pazarlanmaya çalιşlιyordu. Bununla da yetinilmiyor artιk kabak tadι vermesine rağmen milletin kahιr ekseriyeti „Cumhuriyet düşmanι“ olarak lanse ediliyordu. Bu insafsιz ve izànsιz iftira ve karalama kampanyasι bir şekilde inceden inceye halâ devam ettiriliyor. Oysa ki bu ülkede yeniden „Monark“, Monarşizm yahutta daha bilinen bir ifadeyle kimsenin „Padişahlιk“ özlemi yoktur. Müslümanlarιn Cumhuriyet ile bir hesabι olmamιştιr ve olamaz da. Müslümanlar, Cumhuriyeti kendilerine kalkan olarak kullanan ve bu pazardan nemalanan „pazarcι esnafιndan“ müştekidir. Zira bu pazarcι esnafι ürünü kaliteli hale getirmek ve serbest piyasa da değerini buldurmak yerine çürük-çarιk ürünleri zorla müslümanlara pazarlamaya gayret etmiş ve bu ürünleri almamakta direnenleri ise en ağιr şekilde cezalandιrma yoluna gitmiştir.


Demokratik Cumhuriyet

Meclisin duvarlarιna „hakimiyyet bilâ kayd-u şart Milletindir“ yazιsιnι yazmak güzeldir ama yeterli değildir. Millet iradesinin nasιl tecelli edeceğine yine üç-beş esas „sahip“ karar verecekse bu yazιlar „sos“ olmaktan ileri geçemez. Yillarca bu ülkede bu mavallara müptelâ edildik. Fakat artιk her şey ayan beyan ortada. Benim kanaatim bu ülkede yaşamakta olan insanlarιn çok büyük bir çoğunluğunun Cumhuriyet ile hiç bir sorunu olmadιğι yönündedir. Hele ki Millet kendi iradesi ile kendi temsilcilerini hür bir şekilde seçebilmekten ziyadesiyle memnundur. Kendi iradesinin farkιna varmιş olan bu Milletin iradesini bile isteye (tamamen kendisi gibi bile olsa) birilerine teslim edeceğine asla inanmam. Millet, iradesinin ne kadar ciddi olduğunu son 10 senede iyice farketmiş ve bu iradeye sahip çιkcağιnι da defaatle göstermiştir. Müslümanca düşünceye sahip olan insanlarιmιzιn kendilerinden bile olsa asla bir „diktatör“ arayιşι olamaz. Zira bu eşyanιn tabiatιna aykιrιdιr. Müslümanca yaşama gayretinde bulunan siyasilerin de böyle bir talebi ver derdi olamaz. Zira onlarιn Millet tarafιndan seçilmek gibi bir kaygιlarι bulunmamaktadιr. Nitekim 11 yιl içinde yapιlan her seçimde oylarιn arttιrιlmasι bunun en önemli şahididir. Milletin değerlerine yabancι kalmakta inat edenler düşünsün. Zaten Cumhuriyet pazarcι esnafιnιn açmazι da işte tam bu dur. Onlar Milletin istek, talep ve arzularιnι öncelemek ve Millete lâyιk hizmetlere talip olmak yerine “Milleti dize getirmek” ve kendilerine benzetmek gibi bir zor yolu tercih ettiklerinden dolayι bu millet tarafιndan hiç bir zaman işbaşιna getirilmediler. Görünen o ki bu inat devam ettiği sürece rüyalarιnda bile iktidar göremeyecekler. Eskiden bu kurucu felsefenin torpilli kaymak tabakasι bir şekilde hep iktidarιn yanιnda yamacιnda yer alabiliyor en azιndan nimetlerden azami derece de oturduğu yerden istifade ediyordu. Ancak artιk o devirler de kapandι. Cumhuriyet pazarlayan esnafιn artιk bu pazarda müşteri bulamayacağι çok açιk. Anlamalarι gereken şey kusuru pazarlamakta olduklarι üründe değil kendilerinde aramalarιdιr. Yoksa ürün ile ilgili bir problem yok.

Son söz olarak şu kadarιnι ifade edelim ki, Cumhuriyet, sadece siyasal bir rejim türüdür. Millet iradesine dayanan demokrasi ile taçlandιrιlmadιğι sürece hiç bir işe yaramaz. Ne Cumhuriyet ve ne de Demokrasi Fazilet rejimi falan değildir. Demokrasi eksiklikllerine rağmen aklι başιnda insanlarιn daha iyisine ulaşamadιklarι yahutta bilmedikleri veyahutta uygulama imkânι bulamadιklarι iyi bir siyasal rejimdir. Hepsi bu kadardιr.

Ha, bir de Cumhuriyet, demokrasi ile uygulandιğιnda herkesindir.

Baki Selam ve Saygιlarιmla.



Ömer Erdem

Mainz/Almanya


#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs