Cuma Hutbesi-İbadetin Özü İhlas ve Samimiyet
Cenab-ı Allah canlı cansız bütün varlıkları yaratmış ve yeryüzündeki her şeyi insanın emrine vermiştir. Bunların karşılığında da kendisine ibadet edilmesini istemiştir. Her işte olduğu gibi ibadetin özünü de ihlâs ve samimiyet oluşturmaktadır.
İhlâs; insanın kötü duygulardan, çıkar kaygılarından ve gösteriş arzusundan kalbini temizlemesi, gerek ibadet gerekse de günlük hayatta sadece Allah(C.C.)'ın rızasını gözeterek hareket etmesi demektir.
İnanç, ibadet ve diğer davranışlarımızın Allah(C.C.) nezdindeki değeri ihlâs ile ölçülür. İhlâssız yapılan amelin Allah katında hiçbir değeri yoktur. Zira ihlâs ibadetin hem ruhu hem de özüdür. İhlâstan uzak ibadet, cansız ceset ve kuru ağaç gibidir.
Nitekim Rabbimiz: “(Ey Muhammed!) şüphesiz biz o Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Sen de dini Allah’a has kılarak O’na kulluk et.” Buyurarak mutlaka ihlâsla kendisine ibadet etmemizi emretmektedir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s) de: “Şüphesiz Allah Teâlâ, sadece kendisi için ve kendisinin rızası gözetilerek yapılan amellerden başkasını kabul etmez.” Buyurarak ihlâsın Allah katındaki önemini ifade etmişlerdir.
Aziz Müslümanlar!
Müminler ihlâs ve samimiyette Peygamberlerin yolundan giderler. Allah Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurur: “Allah’a karşı gelmekten çok sakınan ve gönlünü arındırmak için Allah yolunda mal harcayan kimse cehennemden uzak tutulur. O, hiç kimseye karşılık bekle-yerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).”
Samimi ve ihlâslı olan bir kulu Allah Teâlâ hiçbir zaman mahcup etmez, yardımsız bırakmaz. Yüce Rabbimiz; İhlâsı sayesinde Yusuf Aleyhisselâmı zindandan kurtarıp Mısır’a sultan yapmış, İbrahim Aleyhisselâmı Nemrud’un ateşinden kurtarıp ateş çukurunu gülistan eylemiş, Mekke’den sürgün edilen Kâinatın Efendisi Sevgili Peygamberimizi Medine’de âlemlere sultan eylemiştir.
Aksine; Allah’tan başkasını memnun etmek için ihlâstan, samimiyetten uzak, sırf gösteriş için amel edenler ise hüsrana uğrayacaklardır. Çünkü beklenti içinde oldukları kimseler de hesap gününde muhtaç durumda olacaklar ve ne kendilerine ne de başkalarına herhangi bir faydaları dokunmayacaktır.
“İnnemel a'malü binniyet-Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır.” Hadis-i Şerifinde vurgulandığı gibi niyet ve ihlâstan yoksun amel yorgunluktan ibarettir.
Değerli Mü’minler!
Mü’min Allah’ın rızasına taliptir. Asıl hedefi Rabbinin istediği gibi bir kul olmak, O’nun sevgisini kazanmaktır Gerek ibadetlerimiz gerekse beşerî ilişkilerimizdeki güzellik de buna bağlıdır O ölçü kaybolunca ibadetler sevapsız, dualar cevapsız kalır. Dualarımıza cevap, ibadetlerimize sevap ve insanî ilişkilerimizde huzur istiyorsak, hem Yaratana hem de yaratılanlara karşı samimi olalım. Kulluk ve insani görevlerimizi özveri ile ifa edelim. Onun için de her işimizde, her muamelemizde samimiyetten ve halis olmaktan ödün vermeyelim.
Çünkü dünya ve ahiret kurtuluşumuz buna bağlıdır. Hutbemizi bir Hadis-i Şerif mealiyle bitiriyorum:“Eğer insanlar hoşlansın diye amel ediyorsak, ibadetlerimiz bizi çirkinliklerden uzaklaştırmıyorsa, yakışıksız şeyler yapıyorsak, kendimizi ateşe atmış oluruz. İhlâs ile kalbini imana açanlar dünya ve ahiret muradına ermiştir.”
Mustafa Hamdullah ERGİN
hamdullahergin@gmail.com
GEYVE HABER
#