Firavun Yaşıyor..!
Kur’an’ı okuduğumuzda eğer âyetleri bir yerlere yerleştiremiyorsak , bahsedilen konu ve şahıslara bugünkü karşılıkları bulamıyorsak , geçmişte kalan bazı olaylar gibi görüyorsak bu okuma tam olarak amacına ulaşmamış demektir .
Kur’an ; bazı kıssalarda Musa – Harun ile Firavun arasındaki ilişkiden bahseder . Âyetleri okuyunca Firavun’ın ve âyetlerin yaşadığını göreceksiniz :
- Firavun : “ Ben sizin en yüce Rabbinizim ” demişti . ( Nâziat 24 )
Günümüzün Firavunu; bütün ülkelere şöyle seslenmektedir : “ Hepiniz benim koyduğum kurallara göre yaşamak zorundasınız . Aksi olursa , ben sizi terbiye etmesini bilirim . ” Bu zorba tehdit karşısında kimileri korkudan , kimileri menfaatleri gereği , kimileri severek itaat edip , boyun eğmektedir .
- Firavun ülkeye hâkim olmuş ve halkını fırkalara ayırmıştı . Onlardan bir grubu , oğullarını boğazlayıp , kadınlarını da hayatta bırakarak zayıflatıyordu . O , fesadçılardan biriydi . ( Kasas 4 )
Günümüzün Firavunu ; dünya toplumlarını , özellikle halkında müslüman olan ülkeleri yapay sınırlarla ayırmış , aralarına fitne sokarak birbiriyle savaştırmıştır . ( İran-Irak , Irak – Kuveyt savaşı ) Hatta ülkeleri de kendi içinde partilerle , ırkçı , mezhebçi gruplaşmalarla bölmüş , iç savaş çıkarmıştır . Bazen bir grubu , bazen diğer grubu kullanmış , çıkar sağlamış ; istemediği grupları etkisiz hale getirmiştir . Çıkarlarına hizmet etmeyen ülkeleri , fırkaları teröristce bombalamış , kitleleri imha etmiştir . ( Sudan , Irak , Somali , Filistin , Afganistan , Filipin , Moro , Vietnam gibi )
- Firavun’un kavminden ileri gelenler ise şöyle demişlerdi : “ Musa ve kavmini , yeryüzünde fesad çıkarmaları , onun da seni ve ilahlarını bırakması için mi serbest bırakıyorsun ? ” Firavun : “Oğullarını öldürüp , kadınlarını sağ bırakacağız . Biz , şüphesiz onların üstünde ezici kimseleriz “ dedi . ( A’râf 127 )
- Musa ’ ya da şöyle demişti : “ Bizi sihrinle yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin ey Musa ? ” ( Tâhâ 57 )
Günümüzün Firavunu ; Allah’ın hükümlerini uygulamaya çalışanları ; kurulu düzeni bozmak , dünya barışını ve huzurunu tehdit etmekle itham eder . Kendi otoritesine boyun eğmeyenleri terörist ilan edip , onların özgürlüklerini , ekonomi , siyaset ve eğitimlerini ambargolarla kısıtlar . Onların üzerinde güç denemeleri ve gösterileri yapar , yeni ürettiği silahlara kobay gibi kullanır . Bu uğurda , işine geldiği ortamlarda kullandığı ilkelerini dahi rafa kaldırır , demokratik denen ülkelerde darbe , ihtilâl yaptırır .
- Firavun ise onlara şöyle demişti : “ Ben size izin vermeden siz ona mı ( Musa’ya ) iman ettiniz ? ” ( Şuarâ 49 )
Günümüzün Firavunu ; Allah’ın gönderdiği halis dinin değil de , kendi izin verdiği kadarıyla bir dinin yaşanmasını ister . Kendi izin verdiği yaşam tarzının benimsenmesi , kendisinin tavsiye ettiği ekonomik sistemin uygulanması ; kendi izin verdiği yasaların çıkarılması , kendi istedikleriyle dost , müttefik , stratejik ortak olunması , kendi izin verdiği kadar silahlanılması gibi ... Böylece her şeyin kendi kontrolünde olduğunu ve olması gerektiğini hissettirmeye çalışır .
- Sihirbazlar iplerini ve değneklerini atınca , halkın gözlerini büyüleyip korku salmışlar ve büyük bir sihir ortaya koymuşlardı . ( A’râf 116 )
Günümüzün Firavunu ; doğruyu yanlış , yanlışı doğru ; haklıyı haksız , haksızı haklı ; dev’i cüce , cüceyi dev gösteren , adetâ büyüleyen yazılı ve görüntülü medya gücüne , film sektörüne yani çağdaş sihirbazlara sahiptir .
- Firavun kavmine demişti ki : “ Yoksa ben , hakir olan ve neredeyse hiç konuşamayan şu adamdan
( Musa’dan ) daha hayırlı değil miyim ? ( Davasında haklıysa) üzerine altın bilezikler atılmalı değil miydi ? ”
( Zuhruf 52 , 53 )
Günümüzün Firavunu ; teknolojisine , iletişim araçlarına , sömürerek elde ettiği güçlü ekonomisine , meDENİYETİne (!) güvenip bunlarla müslümanlara üstünlük taslar . Müslüman ülkeleri fakir , ilkel , medeniyetten uzak olarak tanımlayıp , küçümser . Güçlünün haklı ve doğru olduğunu insanların beynine işlemeye çalışır . Bir nevi şunu der : “ Eğer Müslümanlık iyi bir şey olsaydı bu derece fakir ve geri olmazlardı , teknolojileriyle konuşurlardı . ”
Halbuki bilmezler ki üstünlük ancak Allah iledir.
Evet bizlere düşen tek şey var: Yaşayan Firavuna karşı, Musa'lar olabilmek....Firavun yaşıyorsa bilinmelidir ki Musa da yaşıyor..
Selam ve Dua ile..