BİR SAKARYA RÜYASI
Aracı park etmem veya uygun bir yer bulmam epey zamanımı alıyor nedense park konusunda şehrin merkezi yerlerini sakaryaspora katkı amacıyla bu klübe bırakılmış. Bu sorunsuz (!) şehrimizde yapılacak başka şey yokmuydu diyerek konuyu başka bir zamana bırakıyorum.
Çark caddesinden akan insan seliyle şehrin araç trafiği arasında müthiş bir uyum var. Eğerki şehrin merkezinde bir işiniz varsa insanlara sürtünmeden akşam edemiyeceğiniz gibi aracınızlada sorunsuz bir gün geçirmeniz çok zor olacaktır Adapazarında .
Nihayetinde her Adapazarı yolculuğu gibi yine yorgun argın eve döndüm.Vücud yorgunluğu kısa sürede rüyalar alemine yolculuk yapmama vesile olmuştu.
Geçen yıl kültür başkenti seçilen ve aynı zamanda bilim olimpiyatlarınada başkentlik yapmış olan Sakarya bu yılda farklı bir ilke imza attı.dünyanın dört bir tarafından gelen Alman,Japon Mısırlı gibi kafileler ''Örnek şehir,Örnek toplum''seçilen Sakaryada incelemeler de bulunmak için bir aylığına şehirde bulunmaları,çeşitli incelemeler ve araştırmalar yapmaları şehrin zenginliğine zenginlik katmış.
Şehirde kendilerine yer edinmeyi prestij meselesi haline getiren dünyanın ünlü ve popüler kişileri,paraları nekadar olursa olsun belediyece belirlenmiş miktarlardan başka arazi alamayacaklarını öğrenince küçük dillerini yutacak gibi oluyorlar.Sakarya sokaklarında yada herhangi köşe başında ünlü biriyle karşılaşmak Sakaryalıyı şaşırtmıyor.
Sakarya caddelerinde akdeniz iklimi kuşağında yetişen ve bu yörenin havasına uymayıp absürd şekilde sırıtan ağaçların yerini çınar, servi, ladin ,sımargat gibi yöreye ait bitki ve ağaçlar boy vermiş.Sümbül, Erguvan ve Mor salkımlar evlerin balkonlarından aşağı salını verilmiş.Sakarya çiçeğiyle ağacıyla,binasıyla,sokaklarıyla yani ''doğası ve mimari'' siyle tam bir uyumluluk arzetmiş.Beyaza boyalı evler temizliği ve saflığı sembolize ettiği gibi görüntü kirliliğine yol açan elektrik telleri gibi nesnelerde yer altına alınmış
.Masmavi ve berrak suyuyla nazar boncuğu gibi duran Sapanca gölünü Sakarya Nehride altın bir gerdanlık gibi süslemiş, sanki istanbul boğazına ve haliç'ine nazire edercesine.Şehrin merkezine araçlar sokulmadığı gibi bir çok ana caddede dileyen yürüyen merdivenlerle dilediği yere gidebiliyor.Sanırım ''doğa ve teknoloji'' nin bu kadar uyum içersinde barışık olarak yaşadığı yeryüzünde başka bir şehir yoktur.
Bu şehre ait olmak ve bu şehirde yaşamak harika iyiki bu şehirde doğmuşum ve burada yaşıyorum. Bu şehir insanı yormuyor bilakis dinlendiriyor.Çoluk çocuğu toparladım bir Adapazarı turu yapayım dedim ama arkamdan biri sesleniyor '' oda kim '' dedim meğerse eşim işe geç kalmamam için uyandırıyormuş.Ben işte aklım Adapazarında kaldı. Acaba gördüklerim rüyamı yoksa gerçekmiydi?
#
